Eve vardıklarında uyumakta olan genç kadını hafifçe omzundan sarsarak adını mırıldandı. İnci gözlerini açar açmaz yüzüne bakan Kerem’i görünce şaşırdı ama daha sonra evlendiklerini hatırlayarak kendisine geldi. Kerem artık kocasıydı ve şu anda balayındaydılar. Gerçekleşmesi mümkün olmayan bir rüya olması gerekirken şimdi gerçek bir evlilikti. Hem de tam karşında duruyor kocası.
Uyku mahmurluğu ile gözlerini ovuşturarak “Ne oldu? Geldik mi?” diye sordu. Bir yandan da rahatça uzandığı koltuktan doğrularak kendine gelmeye çalıştı.
Yanağına kısa bir an dokundu ve “Evet uykucu geldik, aşağı in de evimize girelim artık.”
Evimize kelimesi nutkunun tutulmasına neden oldu ama hemen üzerini toparlayıp kendisini arabanın dışına attı. Kerem’de arabanın bagajından çantaları yüklendi, evin kapısını açarak geçmesi için kenara çekildi. İnci içeri girince içeri girdi ve eli dolu olduğu için kapıyı ayağının burnu ile kapadı. Aslında bu eve sadece ev demek biraz haksızlık oluyordu. Çünkü muhteşem döşenmiş bir şato gibiydi. Kocaman bir bahçesi ve bir havuzu vardı. İçerisi ise çok güzel serin ve ferahtı. Altı tane odaya sahipti, hepsi de birbirinden güzel ve büyüktü.
Burası ile de Miray’ın ilgilendiği anlaşılıyordu. Gerçek bir ustanın elinden çıkmışçasına güzel döşenmiş, her eşya birbiri ile ayrı uyum sağlamış ve genç kadının ağabeylerinin, annesinin de zevklerini göz planda tutarak bir kombinasyon hazırladığı belliydi. Kerem her zaman kaldığı odayı seçti kalmak için ve yanındaki odayı ise İnci seçti. Kerem’in odası daha koyu renklere sahipti ama çok hoş bir odaydı aynı zamanda. İnci’nin odası ise daha kadınsı renklere sahipti ve tam havuza doğru bakıyordu.
“Şimdilik arabada önceden aldığım yiyecekler bize yeter, yarın kalkınca ilk iş alış verişe gideriz böylece istediklerini alabilirsin.” Dedi karısının arkasından.
Bavulunu yatağın üzerine alpı fermuarını açmaya başladı “Tamam, bu daha iyi olur.”
Kapıdan biraz uzaklaşarak kendi odasının yönüne döndü. “Ben duş alacağım, sanırım sen de evi gezersin.”
Gözlerini kapıdaki kocasına yöneltti. “Evet…..mutfağı bulunca bir şeyler hazırlarım.”
“O zaman on beş yirmi dakika sonra mutfakta buluşuruz.”
İnci’nin ikinci çantasını kapının önüne bırakmış ve kendisininkini alarak odasına gitmişti. İnci’de hemen çantasındakiler boşalttı ve etrafı gezmeye başladı. Evi gezmeyi bitirdikten sonra hemen ateşe makarna suyu koydu diğer ocakta da makarna için kıymalı domates sosu yapmaya başladı. Son olarak her şey bitince masayı kurmaya geçti. Tam o sırada da duşunu yapmış ve ilk defa spor giymiş Kerem geldi mutfağa ve sofraya taşınacaklara yardım etti. Sofraya makarna ve sosu, meyve suyu, yeşilliklerden salata, kızarmış sosis konduktan sonra oturdular.
Çok acıkmıştı. Masanın başındaki yerini aldı, sofrayı şöyle bir inceledi. Eğer şimdi eski karsı olsaydı kesinlikle aç yatarlardı. Gerçi o buraya gelmeyi de istemezdi ya… Onun için en zengin insanların kaldığı bir otele gitmek her zaman öncelikli olmuştu. Ama İnci farklıydı.
“Ellerine sağlık, ne çabuk yaptın bunları……Zaten yorgunsun çok uğraşmana gerek yoktu.”
“Uğraşmadım ki, hem çok acıkmışım sende banyoda olunca zamandan istifade ettim o kadar …….Hadi başla afiyet olsun.”
“Sana da.”
Yemek yendikten sonra İnci tabakları yıkadı ve kahve yaparak oturma odasına geçti. “Demir ve Miray’ın aldığı hediyeyi açtın mı?” Diye sordu Kerem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞLILIK 1 - ANNELİK ANLAŞMASI -(TAMAMLANDI - DÜZENLENİYOR)
Genel KurguAnnelik Anlaşması' nı okuduktan sonra Kerem'in küçük kız kardeşi Miray'ın anlatıldığı Aşkın Amansız Savaşı' nı okumalısınız ve ortanca kardeş olan Demir'i ise üçüncü hikaye olarak Asi Çiçeğim'de okuyabilirsiniz arkadaşlar.