GÜNÜMÜZDEN İKİ YIL ÖNCE
Kerem doğum gününde telefonu çaldıktan sonra dinledikleri karşısında şok oldu. Arayan bir polis memuruydu ve kardeşi Miray’ın eve gelirken arabası ile kaza yaptığını haber veriyordu. Kazayı yapan diğer kişi ölmüş kardeşi ise kafasından aldığı darbe ile ağır yaralıydı. O anda, duydukları ile kalbinden bir şeyin koptuğunu, canından bir canı kaybetme korkusunu hissetti. Çok sevdiği biricik bebeği, küçük kardeşi ölüm ile burun burunaydı ve yapabileceği hiç bir şey yoktu. Eli kolu bağlı sadece beklemek her an kaybedeceğinin korkusu ve bunu ne annesine ne de kardeşine hissettirmeme çabası... İnsan yüreği kan ağlarken nasıl bu kadar soğukkanlı davranabilirdi ki? Ama yapmak zorundaydı. Şu anda ailesi için en metanetli, güçlü olması gereken kişi kendisiydi. Neyse ki sıkıntılı bekleyiş acı ile sonuçlanmadı. Kardeşi alındığı ameliyattan başarılı olarak çıktı. Acı ve korku ile sarmalanmış hastanenin bekleme odasına bir anda sevinç hakim oldu.
Sonunda rahat bir nefes aldı. Tüm korkuları geride kaldı. Kardeşi tamamen iyileşti. Kardeşi Miray bu gün taburcu olacaktı. Hastaneden hiçbir hasar kalmadan daha sonradan da çıkma ihtimali olmadan taburcu oldu. Toplantısı olduğu için genç adam kardeşinin yanına gidemedi ama annesi ve Demir her anında Miray’ın yanında olacaktı. Sonra ise evde bir araya gelinecekti.
“Bu gün Miray Hanım hastaneden çıkıyor değil mi Kerem Bey?”
Asistanının sesi ile kapıya doğru döndü sonra bakışlarını yeniden masaya, dosyalara dikerek konuşmaya başladı. “Evet….Demir ve annem alıp eve getirecek.”
Genç kadın elinde bulunan dosyalar ile masaya yaklaştı “Kardeşinizin iyi olmasına çok sevindim…..ben kız kardeşiniz için annenize telefon edeceğim ama siz de kardeşinize geçmiş olsun dileklerimi iletirseniz çok sevinirim.”
“Tabi İnci Hanım.”
“Teşekkürler.” elindeki dosyaları masaya biraz eğilerek yerleştirdi ve “Bu arada toplantıya son on dakika kaldı, bütün hazırlıklar tamam.”
Önüne konan dosyaları hemen ellerinin arasına alarak kapağını açtı. “Güzel…..toplantı da görüşürüz….ben de son kez dosyalara bir göz atayım.”
“Tabi efendim.”
Asistanı odasından çıkmadan önce “Bu arada İnci Hanım çiçek alabileceğim en iyi dükkan hangisi söyler misiniz?”
Genç kadının aklına hemen patronunun şimdiki sevgilisinden sıkıldığı ve kaçınılmaz son olan ayrılık vaktinin geldiğini düşündü. Patronu her zaman ilişkilerini en güzel şekilde sonlandırıyordu. Sonradan asla bir yanlış anlaşılma ya da kırgınlık olmasına izin vermezdi bu konuda. Bunu patronu adına verdiği çiçek siparişleri, hediyeler ve yazılan notlardan en iyi şekilde öğrenmişti. Genç kadın bir kere bile öyle çiçek, hediyeler almamışken patronu bunları sadece ayrılıkta almaktaydı o kadınlar için. Tabi ilişki anında alınanları düşünmek dahi istemiyordu.
“İsterseniz ben telefon ile sipariş edebilirim. Bana sadece çiçekleri alacak hanımın adını, adresini vermeniz yeterli.”
Asistanının sözleri ile çalışan tarafından ne kadar tanındığını, dikkate alındığını bir kez daha anladı. Her zaman bu işleri İnci’ye yaptırmıştı. Şimdi de yeniden bir sevgiliden ayrılacağını düşünmesi çok normaldi. Genç kadına hak verdi. Ama yanında çalışan bir kadın tarafından bu kadar çok tanınmak biraz huzursuz olmasına neden oldu.
Gözleri büyük bir sevgi ile çiçekleri alacağı kişinin önemini vurgularcasına ışıltılar saçarak etrafa “Hayır İnci Hanım, çiçekleri kendim seçeceğim.” dedi. “Miray için en güzellerini seçerek eve gitmek istiyorum.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞLILIK 1 - ANNELİK ANLAŞMASI -(TAMAMLANDI - DÜZENLENİYOR)
Ficțiune generalăAnnelik Anlaşması' nı okuduktan sonra Kerem'in küçük kız kardeşi Miray'ın anlatıldığı Aşkın Amansız Savaşı' nı okumalısınız ve ortanca kardeş olan Demir'i ise üçüncü hikaye olarak Asi Çiçeğim'de okuyabilirsiniz arkadaşlar.