Wonwoo erken taburcu olmak için babasını çok kere sıkıştırmış ve sonunda onu büyük uğraşlar sonucunda ikna edebilmişti. Bir gün daha uzak kalmak istemiyordu yuvasından. Orada onun gelmesini dört gözle bekleyen sevdikleri varken o burada yatmanın tam bir işkence olduğunu düşünüyordu.Babasıyla arabadan iner inmez evin bahçesinde gürültüyle karşılanmıştı Wonwoo.
"Oppa geçmiş olsun." Somi Wonwoo'nun yokluğunda onun sevdiği çicekleri toplamayı eksik etmemişti. Solmakta olan çiçeklerle dolu sepeti ona uzattı neşeyle. Wonwoo onun başını okşayarak küçük kızın bu içten armağanını memnuniyetle kabul etmişti.
Jungkook'un ona sarılmasıyla gülümsemesi genişlemişti daha da. Jungkook duygularını ciddi olarak göstermeyi sevmezdi oldu olası alaycı biriydi. Göstermesi bile sayılıydı bu yüzden Wonwoo daha çok etkileniyordu onun bu son günlerdeki yaklaşımından.
"Geçmiş olsun hyung. Şükürler olsun ki başına büyük bir şey gelmedi." dedi Jungkook.
"Yalnızca talihliydim." dedi Wonwoo tebessüm ederek. Gözleri talihini arıyordu köşe bucak.
Sonunda Mingyu'yu gördüğünde ona sarılmaya kalkışmışken babası onu durdurmak ister gibi kolundan tuttu."Seninle odanda yatman koşuluyla taburcu olma konusunda anlaştığımızı sanıyordum Wonwoo." dedi Bay Jeon müdahalesini daha da etkili kılmak için.
Wonwoo gözlerini bir anlığına babasına çevirdi ve başını salladı onun sözünü onaylamak için.
"Öyle ya."Yeniden Mingyu'ya dönüp gülümsediğinde ondan geçmiş olsun dilekleri beklemişti ama nafile Mingyu onun suratına bakmasına rağmen tek kelime ağzından çıkmamıştı.
Wonwoo onun dikkatini çekmek ister gibi elini tuttuğunda babası onu sırtından itekleyerek eve doğru gitmesini sağlamıştı alel acele. O arada basit bir detay gibi görünen elleri tam da bu şekilde ayrılmıştı o hengamede farkında olmadan. Wonwoo istemeden alınmıştı onun bu sessizliğine. Babasının yanındayken kendisine dokunamayacağını bildiğinden anlayış gösteriyordu. Fakat edecek tek bir kelamınının bile olmaması o an için onu üzmüştü. Ayrılıkları kısa sürse de özlemden kendini yiyip bitirenin bir tek kendisi olduğunu bile düşünmeye başlamıştı Wonwoo umutsuzca.Wonwoo odasına çıkana değin bir şeyler olduğunu sezebilmişti. Bir şeyler aynı görünmesine rağmen garip bir biçimde farklı hissettiriyordu. Wonwoo'nun hissettiği nedensiz bir soğukluktu. Mingyu ve babası arasında hissettiği bir soğukluktu bu. Dahası Mingyu bu soğukluğu Wonwoo'ya da yansıtıyordu iyiden iyiye. Tuttuğu elleri hazırda hep sıcak bulan Wonwoo,buz gibi hissetmişti bu sefer ki tutuşunda.
Yatağına girene dek babası ve hizmetçiler yüzünden yalnız kalıp kendini unutup gidecek kadar derin düşünmeye bile girişememişti daha henüz. Onların odayı terkedişiyle geçici de olsa rahatlamıştı.
Aklında tavşan gibi sayı bilmez bir tavırla üreyen fikirleri vardı. Bütün bunların ise tek bir sebebi vardı. O da Mingyu.
Başını yastığına kavuşturduğunda hissettiği sert pürüzle hayretle yastığına baktı. Elini yastık kılıfının içine koyduğunda bunun bir kağıt olduğunu anlamıştı sonunda. Sıradan bir kağıt sandığı zarfı yastığının içinden çıkardığında şaşkınlığı kat ve kat artmıştı.
"Bu neyin nesi böyle şimdi?" diye mırıldandı kendi adını zarfın üzerinde farketmişken.
Sevgili'm Wonwoo,
Bu demode fikirle sana gelmemi basit bulmuş olabilirsin. Mektup konusunda eski kafalı olabilirim ama bu kalbimden geçendi. Buna kayıtsız kalamadım. Yüreğime karşı koyamadığımı en iyi sen bilirsin. Yüreğimin seni sevmemi söylemesi gibi bu buyruğuna da uydum. Başından beri diken üstündeymişiz gibi hissettiğimiz bu ilişkide ben hep bir gül bahçesinde gibiydim. Güzel ama aynı zamanda da ürkütücüydü. Aldatıcı,güzel renkleri ve kokuları olan,ama acı veren zalim dikenleri olan güller gibi. Başlarda yanlış yaptığımızı söyleyip durmakla asıl ne kadar yanlış yaptığımızı sonlarda anladım. Seninle tattığım her duygu ve harcadığım her saniye güzeldi.
Ama fikrimce her güzel şey gibi bu da son bulacak. Birbirimizi severken bencilce davrandık diğerlerinin ne düşüneceğini ne hissedeceğini umursamadık. Bu artık hiç doğru gelmiyor. Bir erkek olarak bir erkeği seviyor olmam onlar için bir günah olabilir ama bunun aslının öyle olmadığını pekala biliyorum. Sevdiğim şey senin varlığın ve temiz yüreğindi. Seninleyken ne yağmur damlaları ne de sonbaharın azizliğine uğrayan ölü yapraklar yere düşüyor. Marifetmiş gibi bir elinde zamanı bir elinde kalbimi tutuyorsun. Bütün yolum sen ol isterken gerçekler ayaklarıma taş gibi takıldı. Sen denen yoldan geri dönmekten başka çarem yok artık. Gerçekten ayaklarımda derman kalmadı. Umarım kalbin gibi iyi biriyle olursun benden sonra. Hep olduğun gibi kal. Tanrıdan tek dileğim beni çabuçak unutabilmen olacak. Ama ben unutmayacağım bu da benim cezam olsun. Seni sevdim. Seviyorum. Seveceğim.
Elveda...
![](https://img.wattpad.com/cover/121343791-288-k355996.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smile Flower
RomanceŞimdi gülüyorum ileride çok güleceğimiz günler olacağını bilerek. # Okumaya devam etmenin imkansız olduğu fic. Bir dizi cringe ve aptallık.Okumayın sakın ola.