12!

334 46 18
                                    


Wonwoo gözlerini araladığında başucunda babasını bulmuştu. Bunun üzerine babası heyecana kapılıp doktor çağırmak için bağırdı.

"Baba Mingyu nerede?" diye sordu Wonwoo güçlükle. Parmağını bile kıpırdatacak gücü kalmamıştı. Ama uyandığında onu göremediği için hayalkırıklığına uğramış ve gayri ihtiyari babasına bunu sorarken bulmuştu kendini.

Adamın suratı düşmüştü bu soruyla. Oysaki birkaç saniye öncesinde oğlunun uyanmasıyla ne mutlu olmuştu. Yüzünde saniyeler öncesinde güller açıyordu. Mingyu'nun adının geçmesi onun bütün sevincini gölgelemişti.

Wonwoo ondaki bu değişimi farkedemeyecek kadar yorgun hissediyordu. Bunun üstünde bile durmadı. Konuşmaları sırasında içeriye giren doktora meraklı gözlerle bakıyordu.

"Bay Jeon Wonwoo." Doktor elindeki klasöre göz atıp yataktaki Jeon'a dönmüştü.
"Kurtarıcınıza bolca teşekkürlerinizi iletin. O ilk müdahalede bulunmasaymış sizi kaybedebilirdik." Wonwoo aklına Mingyu'nun gelmesiyle gülümsemişti.

"Peki doktor,oğlum ne zaman taburcu olabilir?" diye doktora bir soru yöneltti Bay Jeon. Mingyu'dan laf açılmasını istemediğinden ilgiyi başka tarafa çekmekle meşgul olmuştu o an için.

"Bugün her ihtimale karşı müşade altında tutulması gerek. Yarın taburcu edilebilir oğlunuz." dedi doktor gülümseyerek.

"Teşekkürler." dedi Bay Jeon doktoru odadan uğurlarken.

"Geçmiş olsun yeniden." diyerek odadan ayrıldı doktor.

"Sana bir şey olacak diye yüreğim ağzıma geldi oğlum. Senin başına bu tür olaylar asla gelmezdi. Oysaki sen tehlikelere karşı epey dikkatlisindir. Bu aralar aklın pek dağınık olsa gerek." dedi Bay Jeon oğlunun yastığını düzeltirken.
"Acaba diyorum bunun Mingyu ile bir alakası var mı?Onun gelişiyle sen de az çok değiştin gibime geliyor." dedi Bay Jeon kuşkulu kuşkulu.

Wonwoo babasının bu garip bağlamlarına göz devirerek yataktan doğrulmuş yastığını iyice sırtına vermişti. Bu ilişkiyi biliyor olmasına ihtimal vermiyordu Wonwoo ama ya öğrendiyse diye de içinden geçirmeden edememişti. Öyle ya Wonwoo kuşkulanmakta haksız sayılmazdı. Şu an babasının garip tavırları bile bir şeyler biliyormuş edası taşıyordu.
Wonwoo her şeyi boşverip yalnızca fazla evhamlı olduğunu düşünmek istiyordu.

"Kaza geliyorum demez baba. Hem bunun Mingyu ile ne alakası var?Söylediklerin çok garip şeyler." dedi Wonwoo. Babasına sitem eder bir havası vardı.

"Öyle ya." diye geçiştirdi Bay Jeon konuyu.

"Yoksa bu yersiz düşüncelerinden Mingyu'ya da mı bahsettin?Belki de bu yüzden beni görmeye gelmedi?"

"Wonwoo cidden çok uzattın. Şu an düşünmen gereken Mingyu değil kendinsin evlat. Hala iyileşmiş sayılmazsın. Yorma kendini daha fazla." Bay Jeon oğlunun sorularından kaçmak ister gibi kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında karşıdaki duvara yaslanmış duran Mingyu'yu bulmuştu.

Mingyu başı eğik olduğu için bu kişinin Bay Jeon olduğunu bilmeden kafasını kaldırmıştı. Fakat Bay Jeon ona öyle bir sert bakmıştı ki o yeniden çaresizce başını eğmişti. Beklediği kişi doktordu.  Onun odasına giremezken en azından durumunu öğrenebilmek için bir doktora sorabileceğini düşünmüştü Mingyu. Kafası öyle meşguldü ki daha önce yanıbaşından geçip giden doktoru bile farkedememişti.

"İçeriye gir Wonwoo seni bekliyor." dedi Bay Jeon bıkkınlıkla. Mingyu'nun üzerine gitmeyi bileisteye yapmıyordu. Fakat elinde değildi. Çok sevdiği oğluna dair bu tür hislerin bir erkek tarafından duyulmasını tasvip etmiyordu. Bu yüzden Mingyu'ya kaya gibi sert davranıyordu.
Derdi Mingyu değildi onun oğluna karşı duyduğu hislerdi.

Smile FlowerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin