HK Bölüm 6

2.6K 49 9
                                    

Bölüm parçası: Chris Isaak- Blue Hotel

Bu duyduklarım cok ağır gelmişti bana. Bana dinlemesi bile bu kadar zor gelirken o bütün bunları ve daha fazlasını yaşamıştı.

Kim bilir ruhu ne halde ?

Kim bilir kaç köpek ruhunu parçaladı ?

Kim bilir o evden nasıl kurtuldu ?

Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. Bu kız beni tamamen altüst etmişti. Bugüne kadar beni ağlarken gören kimse olmamıştı. Çok nadirdi. Sebebiyse Elif'ti. Şimdide ağlamayacaktım. Kendime hakim olmayım.

Bu kız nasıl bir kızdı. Beni güçsüzleştiren de oydu.

Aynı zamanda güçlü hissettiren de.

Odamdan çıktım. Odasına doğru yürüdüm. Kapısı açıktı. Lamba yanıyordu.

''Elif'' diye seslenip odaya girdim.

Uyumuştu. Ben seslenince uyanmıştı.

''Gelebilir miyim?''dedim yalvaran gözlerle.

''Gel'' dedi. Sesi soğuk değildi.

Yanına yaklaşınca yana kaydı. Yine başa mı döndük yani. Yine korkuyor mu benden? Olamaz. Gülümsedi.

"Oturman için."  dedi.

Bende gülümsedim. Yanına oturup ayaklarımı uzattım. Defteri aldım.

"Sen uyu." dedim .

İtiraz etmeden uyudu. Ben annesiyle ilgili yazdıklarını okudum.

Annesi herkesten çok canını yakmıştı. Kızını koca İstanbul'da tek başına bırakmıştı. Kız tek başına ne yapar düşünmemişti.

Gözlerim yine uykuya yenik düşmeye başlayınca  yanına kıvrılıp uyudum. Onu yakınımda hissetmek, kokusunun tüm hücrelerime kadar işlemesi beni güçlü hissettiriyordu. Hiç olmadığım kadar hem de.

***

Sabah uyandığımda yanımda değildi. Kalkıp mutfağa baktım, yoktu. Banyolar boştu. Çalışma odasına doğru yürüdüm. Kapıyı açtım. Evet oradaydı. Kitap okuyordu.

"Günaydın." dedi berrak sesiyle.

"Günaydın." dedim bende.

"Bugün yazdıklarımı okumanı istemiyorum" dedi karşısına oturduğum sırada.

"Neden?" dedim.

"Çünkü Koray'la ilgili yazacağım. Okuyunca üzülmeni istemiyorum." dedi.

"Şimdiye kadar kaldırabildim. Şimdide yapabilirim." dedim ama buna kendim bile inanmıyordum.

Aslında haklıydı. Ben onu seviyorum ama o bir başkasına hislerini anlatacak ve ben okuyacağım. Zor. Gercekten zor.

"Hayır. Sen nasıl üzülmemi istemiyorsan bende senin üzülmeni istemiyorum." dedi ve ellerimi tuttu. " İnkar etme. Beni sevdiğini biliyorum." dedi.

Ben söylememiştim. Peki nereden ve nasıl ögrenmişti?

"Sabah ismimi sayıklıyordun." dedi sanki aklımı okurcasına ve uzanıp dudaklarımı öpmeye başladı. Karşılık verdim bende. Dudaklarını hissetmemin beni böyle etkilemesine şaşırmıştım. Çünkü onu ilk kez öpmüyordum. Diğer seferlerde böyle hissetmemistim. Aslında hiçbir kız bana böyle hissetirememişti.Birden geri çekildi. Yüzünde tiksinmiş gibi bir ifade vardı.

"Üzgünüm. Gözlerimi kapatınca senin varlığın gitti. Karşımda onlar var sandım." dedi.

Gözünden bir damla yaş süzüldü.

"Seni hep sevmiştim biliyor musun? Ama sen sevmiyordun beni. Hani bir gece içmiştim. Ben seni severken senin benden faydalandığını düşünmek çok ağır gelmişti. Ama şimdi öyle değil. Sende beni seviyorsun." dedi.

Son cümleyi söylerken gözlerinde bir parıltı gördüğüme yemin edebilirim.

"Sadece zamana ihtiyacım var." dedi.

Bende "Merak etme yaralarını birlikte kapatacağız." dedim.

Sarıldım. Bir yandan da

"Benim. Yabancı biri değil." diye fısıldadım.

Bölüm kısa oldu çünkü kitapla ilgili düşüncelerinizi merak ediyorum. İsteyen mesaj atabilir isteyen yorum ama lütfen görüşlerinizi esirmeyin. Sizi seviyorum.

HAYAT KADINIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin