BÖLÜM PARÇASI: DEEP PURPLE- SOLDIER OF FORTUNE
Ne kadar ışık yakarsam yakayım içimdeki karanlıktan kaçmamın hiçbir yolu yok. İçimdeki karanlığa alıştıkça odamın karanlık olması da beni korkutmamaya başladı. Önceden ne kadar da korkardım karanlıktan. Duramazdım. Mutlaka odamda bir lamba yanardı. Ama artık odamın karanlığını bile seviyorum uzun zamandır.
Uzun süredir yatağım ve perdelerim siyah. Gecen ay ise odamin duvarlarını siyaha boyadım ve siyah bir dolap aldım. Artık odam da içim gibiydi. Simsiyah. Çoğu zaman perdeler sonuna kadar kapalı olur. Aslında her zaman kapalı. Sırtımı yastığıma yaslayıp dizlerimi kendime çekip kollarıma bacaklarima sararım. Öylece otururum. Çünkü; bir süre sonra insanın gözyaşları tükeniyor. Aslında bu bir saklanma yolu. Belki de bir kaçış. Bunlar aşağılayıcı sıfatlar olsa bile pek umrumda değil. Sonuçta içimin karanlığından kaçmama kimse birşey demiyordu. Aksine onlarda görmezden geliyordu. Yani onlarda kaçıyordu. Benim gerçek acılarımdan korkup saklanıyorlardı.
Hatta aynı bile sayılabilirdik; tek farkla ben basit bir odada saklanırken onlar acılardan her an saklanıyordu. Kendilerini kandırıyorlardı. Kendi yalanlarına inanıp sonra aldatılmanın berbat birşey olduğundan bahsediyorlardı. Onlar da zaten kendilerini aldatmış oluyorlardı. Degil mi ? O zaman tüm yaşayan insanlar çok kötüydü. Hah! Sanki buna bir şüphem vardı! Tüm insanlardan nefret ediyorum.
Hem ben artık kaçmıyorum. Kendimi kocaman bir çukurda hissediyorum. Gün geçtikçe daha da düşürüyorum. Bu düşüşe hiç bir tepki göstermiyorum. Tamamen bıraktım. İnceldiği yerden kopacak herşey. Bu düşüş benim için bir kurtuluş sayılabilir. Hergün ölümün beni götürmesini bekliyorum. Ben zaten hergün ölüyorum ama ölüm beni götürmüyor, yarın gelip daha çok acıtmak için. Daha da dibe düşürmek için.Bu düşüşün sonu yok gibi. Bir sonu olsa bile kanayan yaralarım beni boğardı en dipte.
Ne korkunç değil mi ?
Kendi kanında boğulup ölen kız.
Tıpkı ateşte yanmaktan korktuğu için kendini sokan akrep gibi.
Ama ben yanmıştım. Hemde çok yanmıştım. Kendini sokup zehirlemek için geç kalmış bir akrep daha uygundu benim tanımıma.
Bu kez ölüm parçalanmış hatta neredeyse yok olmuş ruhumu götürecekse kendi kanımda boğulmaya razıyım. Ben bir an önce babamın yanına gitmek istiyorum. Bana sadece o iyi gelir. Burda olsaydı annem gibi tek bırakmazdı beni. "Yanındayım kızım" derdi. Saçlarımı öperdi. Sarılırdı. Bende iyi olurdum. En azından olmaya çalışırdım. Baba sen yanıma gelemiyorsun biliyorum Rabb'im beni yanına alsın. Bu kadar günahıma bir de intiharı ekleyip seninde orda olduğun cenneti tamamen kaybetmek istemiyorum. Ne olur Rabb'im al beni yanına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT KADINI
FanficBu hayatta ilk babasını kaybetmişti. Ardından annesini. En sonda ise bu hayatta tutunduğu son kişi yüzünden bedenine,ruhuna dair ne kaldıysa kaybetmişti.Şimdi ondan geriye döküntüler kalmıştı sadece. Oysa onu minik de olsa bir ışık sanmıştı. Onun sa...