Gecikme için özür dilerim ama ilgilenmem gereken baska seyler de vardı
Bölüm parçası: Teoman- Sevdim Seni Bir Kere
"Ne işin var lan senin burda?" diye bağırıp yakasına yapıştım.
"Birazcık daha yalan uydurmaya gelmiş." dedi Elif , Koray'ın cevap vermesine izin vermeden.
Koray "Yemin ederim ki söylediklerim yalan değil. Ben doğruları anlayınca seni kurtarmak için bişeyler yapmaya çabaladım. En yakın arkadaşlarıma anlatınca onlarda sağda solda anlatmış. Onlar yüzünden yayıldı. Yemin ederim. Ben senin için bir çözüm bulmak istemiştim sadece." dedi.
Aslında ufak bir konuda haklı olabilir. Bu konu da konuşanlar arkadaşları olmuştu her zaman. Ama konuşturan oydu. Bu olaylarla ilgili aklanmasının hiçbir yolu yok. Ben birşey söylemeden yakasına yapışmış bekliyorum. Elif'in tepkisini bekliyorum. Sonra da kafa göz dalıcam. Kimse tutamaz bu kez.
"Senin yalanlarını dinlemek istemiyorum. Madem pişmansın. İyi olmamı istiyorsun. Bidaha karşıma..." dedi ve bir an sustu. Dönüp baktım. İncecik ve upuzun parmağıyla beni işaret ediyordu. "...karşımıza çıkma." dedi.
İşte benim masum meleğim. Bazende acımasız. Geri dönmüştü. Artık ben yanında olmasam bile direnirdi. Önceden yaptığı gibi.
Koray şaşırmış bir şekilde "Yani sizz?" dedi, soru soran gözlerle.
"Evet. Biz birlikte olmadan yaşayamayacağımızı anladık." dediğim anda çenesine yumruğu geçirdim.Geriye doğru sendeledi. Toparlanınca Elif'e baktı. Ben de görüyorum Elif'i. Tepkisiz bir şekilde bakıyordu.
"Zaten sen hiç sevmedin beni. Hiç bir zaman biz olamadık." dedi Koray. Hala Elif'e bakıyordu. Elif susmaya kararlı gibi görünüyor."Beni bir canavara çevirdiniz. Elif seni o kadar seviyordum ki... Herhangi biri beni aldatsa umrumda olmazdı. Ama sen farklıydın benim için..." Koray konuşurken Elif birden bağırdı;
"Yeter!"
Sesinin tonunu alçaltıp devam etti.
"Benim sana olan sevgim o kadar masumdu ki. Tamam Tuna'yı seviyodum. Ama bitmişti. Yoluma bakmam gerekiyordu. Sana kalbimi açtım ben ya. Ama sen.." dedi.
Yüzünde tiksinmiş bir ifade vardı.
"Git buradan!" dedi Elif ve benim yanıma geldi.
"Kavga etmeni istemiyorum lütfen." dedi.
Gözlerime öyle bir bakıyordu ki geri çevirmem mümkün değildi. Koray'a döndüm.
"Seni birdaha yakınımızda görmicem. Git şimdi." dedim.
Tamamen uzaklaşıncaya kadar arkasından baktım. Elif tam yanımda duruyordu. Ona döndüm.
"Bence tek uyuman iyi bir fikir değil. Benim çadırıma gidelim." dedim.
Başıyla onayladı. Çadıra geçtik. Uzandım. Oda yanıma uzandı. Başını göğsüme koydu.
"Seni seviyorum." dedi. Başını kaldırıp göğsüme minik bir öpücük kondurdu.Bende saçlarıyla oynamaya başladım. Sevgili rolü yaptığımız zamanlardan hatırlıyorum. En sevdiği şey saçlarıyla oynanması.
***
Dün gece fazla gürültü olmuştu ama herkes fazla yorgundu. Sanırım o yüzden uyanmamışlardı.
Yaklaşık on dakika önce uyandım. Ama sevdiğim adamın kalp atışlarını dinlemek cok güzel. Biraz daha dinliyim kaldırırım.
Kamp da bir hareketlilik vardı. Biri çadırın önüne gelip seslendi.
"Tunaaa!" sesinde telaş vardı.
Seslenen kişiyse Mert'ti. Sesini tanırım. Başımı kaldırdım. Mert bir kez daha seslendi. Tuna uyandı. Etrafa garip garip bakıyordu.
Biri ona sabahları uyandığında çok tatlı olduğunu söyleyebilir mi? Bana bakarak gülümsedi.
"Günaydin." dedi.
"Günaydın. Mert dışarda. Sesi telaşlı gibi." derken Mert bidaha seslendi.
"Abi ne ağır uykun var senin ya! Tunaaaaaa!" bağırdı.
Tuna hemen fırlayıp fermuarı açtı. Mert içeri bakıp beni görünce sebebi anlamadığım bir şekilde rahatladı. Yüzündeki telaş yok oldu. Ben açıklama yapma gereği duyuyordum.
"Dün gece Koray geldi o yüzden burdayım." dedim.
"Tamam yenge. Bizde kayboldun sandık."dedi ve çadırdan uzaklaştı.
Tuna gülümsüyordu.
Mert;
"Hey millet! Elif'i bulduum! Sabah sevgilisini uyandırmaya gitmiş. Ondan çadırda değilmiş!" diye bagırdı.
Yanımıza döndü.
"İyi toparladım ha ?" dedi bana bakıp göz kırparak.
"Teşekkürler" dedim gülümseyerek.
Tuna'ya döndü.
"Şu olayı anlatsana bana." dedi.
Tuna bana bakıp;
"Sen kahvaltıya geç. Bizde birazdan geliriz." dedi. Onlar gittiler. Ben de masaya geçtim. Tuna'nın çadırında olmam ile ilgili pek bisey konuşulmadı.
Onlara göre normaldi.
Beni bulamamaları anormaldi.
Kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıktık. Tuna'yla el ele aralardan yürüyorduk yavaşça. O an ki huzur...
Bana o kadar iyi hissettiriyor ki.
Ama bu kusursuz doğanın içinde onun gibi kusursuz biriyle ben ? Bu kirli halimle onu hakediyormuyum acaba?
Ben düşüncelere dalmışken Tuna beni durdurup elimi bıraktı. Cebinden bir kutu çıkarıp önüme diz çöktü. Etrafa bakıp sonra yine gözlerime baktı.
"Burası senin kadar mükemmel bir yer." dedi.
Keske bende mükemmel olduğuma inansam. Keşkeee...
Konuşmaya devam etti;
"Bu yüzden bunu burda yapmak istedim..." kutuyu açtı. Çok güzel bir tektaş pırlanta yüzük vardı.
"Benimle evlenir misin?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT KADINI
FanfictionBu hayatta ilk babasını kaybetmişti. Ardından annesini. En sonda ise bu hayatta tutunduğu son kişi yüzünden bedenine,ruhuna dair ne kaldıysa kaybetmişti.Şimdi ondan geriye döküntüler kalmıştı sadece. Oysa onu minik de olsa bir ışık sanmıştı. Onun sa...