Ölüyorum , Kerem.

2K 77 21
                                    

Bölüm 17.

Zeynep*

Kerem gideli neredeyse yarım saat oldu.  Tam tamına yarım saattir elimde ki kumandayı çevirip durdum. Koskoca evde -koskoca demek az kalır-  ses sadece açık kalan pencereden esen rüzgarın ürkütücü sesi. Fakat şuan beni hiçbir şeyin korkutacağını sanmıyorum.  Kerem'in o endişeli sesi ve direk evden çıkması beni yeterince korkuttu . Dahasını isteyeceğimi hiç sanmıyorum. . 

Derin bir of çekip karşımda boşuna çalışan televizyonu kapattım. Kumandayı rastgele bir tarafa fırlattıktan sonra gözlerimi kapadım. . 

Bir kaç saniye sonra gürültülü rüzgar sesi kulaklarımda yankılandı. Ya da ben rüzgar sesi sandım. 

Hemen yerim de irkilip açık büyük pencerenin yanına gittim. Hava bulutluydu. Saat daha öğlen olmasına rağmen hava bayağı kararmıştı. Etrafı inceleyip pencereyi kapattım.

Arkamı dönüp, bir adım gitmem bir oldu. Karşım da Aksel öylece bana bakıyordu.

"Aksel? Korkuttun ." dedim yanına doğru ilerlerken. Hiç bir mimik vermiyordu. "Ne zaman döndün?"

"Gitmemiştim." diye cevapladı düz bir sesle. Ses tonu beni meraklandırıyordu. 

"Iğm . . Güzel. Geç,oturalım."  Koltuğu işaret ederken koltuğa doğru yürüdüm. Aksel'in yanından geçerken kolumu tutup durmamı sağladı. Başımı ona çevirdim.  "Aksel, bir sorun mu var?"

Aksel'in bir şey söylemesini beklerken korkmuştum. Fakat belli etmemek için yutkundum. Olabildiğince gözlerimi kaçırmamaya çalışıyordum. Ortamdaki gerilim kokusu burun deliklerime işliyordu.

Gözünü kaçıran taraf bu sefer Aksel olmuştu. İnatçı tarafım ağır bastığından gülümsedim. Ardından hiç beklemediğim bir anda kafama ya da her hangi bir yerime yediğim darbe ile gözlerimi kapadım.

Tek hatırladığım ben düşerken Aksel'in bana öylece bakmasıydı. İfadesiz. Duygusuz. Hissis.

 Melis*

Zeynep, sonunda  -ne kadar uzun süredir bilmediğim- kapadığı gözlerini kırpıştırarak açmayı başardı. Gözlerinin altı kızarıktı ve  boynunda garip bir yara izi vardı. Uyandıktan bir kaç saniye sonra etrafına biraz bakındı. 

"Günaydın uyuyan güzel."  diyerek en yapmacık gülüşümle gülümsedim.

"Ne-nerdeyim ben?"

"Geçelim şu kaçırılma olaylarındaki kaçırılan esas kızın bu konuşmalarını."

Bana öylece bakmaya başladı. Ben rahat yatakta uzanıp öylece yatarken o da yerde cebelleşiyordu. Zeynep tek bileğindeki kelepçeden kurtulmaya çalışırken bu sefer ben ona öylece bakıyordum.

Zeynep'in sinirlenince alnında çıkan damar belirlemeye başlamıştı. Bileğinde kızarıklar oluşmuştu ve daha da zorlarsa çizilecekti. 

Dakikalar sonra bileğini kesmeyi becermişti. Bu yaptığı marifete gözlerimi devirmekle yetindim. Ardından sinirden ağlamaya başladı. Bir yandan çekiştirirken bu sefer isteklice bileğini kesiyordu.

"Cıks." derken bir yandan da işaret parmağımı sağa sola salladım. Zeynep'in dikkatini çekebilmeyi başarmıştım. "Ölmek istiyorsan dik kesmelisin."  diye ekledim bileğini gösterirken. 

Zeynep sinirle kelepçeyle uğraşmaya bıraktı ve arkasındaki duvara yaslandı. "Sen neden bağlı değilsin?"

"Gözlerime bak. Altlarına." diyerek iki elimle göz altlarımı çekiştirdim. "Gözlerimdeki,bedenimdeki yorgunluğa bak. O kadar iğneden sonra elimi kaldıracak halim kaldı mı sanıyordun?" 

KÖTÜ KADERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin