Ben önden yürürken , Melis ve Aksel arkadan bana yetişmeye çalışıyorlardı. Aslında yetişip yetişmemeleri cidden umrumda değildi. Tek umrumda olan şey Kerem'di. Kerem ne kadar Aksel'e benden çok değer verse de kesinlikle takmıyordum.Tek istediğim ikisininde başına bir şey gelmeden kurtarmaktı. O kadar geç haberim olmuştu ki . . . Ah , evet. 1 haftadır ordaydılar ama Zeynep'in ne kadar dayanacığı hakkında hiç bir fikrim yoktu. Eğer Zeynep'e bir şey olursa Kerem ne hale düşerdi bilmiyordum. Laçin ölmüştü. Aslında ben öldürmüştüm. 2. masum bir kızı öldürmek istemiyordum! Kardeşimin artık acı çekmesini lanet olsun ki istemiyordum. Vampirdim, evet doğru. Ama değer verdiğim şeylerde olabilirdi. Arkadaşlık, sevgi. Vampir olduktan sonra bunlar elimden alınmıştı . Tereddüt bile edilmeden.
Aklımdan sevgi kelimesi geçince başımı çevirip Melis'e bakma isteği hissettim. Göz ucumla ona bakarken Aksel'le bir şey konuştuğunu gördüm. Başımı biraz daha çevirdiğimde el ele tutuştuklarını . .
Başımı son hızla çevirdim. Ben burada onların yerini ararken onlar hala aşk böcekleri gibi mi takılıyorlardı? Bir şey söylemek yerine sustum. Adımlarımı daha uzun ve sert atmaya başladım. Beni bu kadar sinirlendiren şey neydi? Onların el ele tutuşması mı, yoksa bu durumda el ele tutuşması mı?
Bunları düşünmemeliydim. Tek düşüneceğim şey Kerem ve Zeynep olmalıydı. Sadece.
"Nereye gittiğimizi biliyorsun umarım."
Aksel'in bana uyarıcı sesi ile duraksadım. Hangi cürretle bana bu kadar tehtikar bir ifadeyle söz söylüyordu?
Olduğum yerden ona döndüm. Laf veya bir şey söyleme zamanı değildi ama kendimi tutamadım. "Belki insan aşk böcekleri gibi evde birbirinizi becereceğinize biraz hayata dönseydiniz şuan bu durumda olmazdık !O ayaz piçini tanırım . Ayaz aşkta girince acımadan öldürür. İkisini de öldürür! Gözünü bile kırpmaz ! "
"Olumsuz düşünme."
"Olumsuz düşünme mi!" diyerek Melis'i tekrarladım. "Sizin aptal bir kaç günlük aşkınız için onlar ölecek!"
"Bir kaç günlük mü?"
"Anlama kıtlığın mı var ?" diyerek tekrar önüme döndüm ve yürümeye devam ettim. Pek geçmeden peşimden gelmeye başladılar.
Yaklaşık 10 dakika sonra baya büyük deponun önüne gelince duraksadım. Kapı aralıktı. Tek gözümü çıkartarak baktım. Etrafta pek kişi yoktu ama ölüm perilerinin kaynadığına emindim.
"Ben tek girerim." dedim hala gözüm içerideyken.
"Hayır, öyle bir şey olmayacak .Hep beraber gireceğiz." diye itiraz etti Melis. Ona döndüm.
"Hep beraber gidersek, hep beraber yakalanırız aptal! "
"Düzgün konuş." diyerek araya girdi Aksel. Üstelemek yerine bir şeyler mırıldandım.
"Eğer buradan kurtulamassak ölürüz. Ve bu benim zerre umrumda değil. O yüzden hayatınızı riske atmak istiyorsanız peşimden gelin."
Aksel'in hayatı sikimde bile değildi ama Melis'in ki umrumdaydı. Fakat bir şey söylemek yerine susmayı ve yürümeyi tercih ettim. Sevgilisi ve ona sahip olan kişi Aksel'di. . Ama ölüm o kadar basit bir şey değildi ki. Bazı ölümlerde hiç acı hissetmezken, bazılarında sonuna kadar hissederdin.İkisine şahit olmuştum. Berbat bir şeydi. Ölmek ister miydim?Bir şey uğrunuysa evet. İsterdim.
İleri doğru giderken etrafta pek kişi yoktu. Bu izlemimi çok önceden kapıldığımı fark ettim. İlerden biri bu tarafa doğru gelirken hemen saklandım. Aksel ve Melis'te arkama geçerken bu sefer diğer taraftaki kişi dikkatimi çekti. Başka bir tarafta da vardı. Lanet olsun her yer ölüm perisi kaynıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜ KADER
Vampir"Bana aşık olamazsın Zeynep. Ben. . . Ben kötü biriyim. Ben vampirim." "Umrumda değil. "