Star'ın gözünden: ah dün çok güzeldi. Sanki denizin kokusunu hala tenimde hissediyorum. Evet şimdi giyinmeliyim. Üstüme elime ne geçityse aceleyle geçirdim. Sonuçta sihir yoktu. Koşa koşa evden çıktım. Güneş daha yeni doğuyordu. Tanrım tam zamanında varmam gerekiyordu. Yani sihir kullanmam gerekiyordu. Nasıl nasıl? düşün star düşün. Hem koş hem düşün. A dur ne bisiklet mi o? yolun ortasında kilitlenmemiş bir bisiklet. Tamam öyle olsun. Bisiklete keimenin tam anlamıyla bisiklete atladım. Ve pedalları son hızımla çevirmeye başladım. Ve sonunda sahil kenarına güneş doğmadan ulaştım. Bisikleti parkettim ve kumlara oturdum. Luna'nın gözünden: merdivenlerden gelen patırtılarla uyandım değneğimi kaptım ve dış kapının yanına gittim. Ama gittiğimde o kişi çoktan dışarı çıkmıştı. Hemen ablamın odasına çıktım kapıyı tıklattım ve gir demeden girdim. Ben:abla uyan evde biri vardı. Ona dersini verelim sen karate yapardın hadi kalk. Yorganı kendime doğru çektim ve bomboş bir yatakla karşılaştım. Birtek değnek vardı. Hmm ablamın değneğinin yıldızı kırıldı diye biliyordum. Ama şimdi? sanırım anneme sormalıyım ayrıca ablamın değneği benimkinden çok daha büyüktü. HA SAKIN O YABANCI ABLAMI KAÇIRMIŞ OLMASIN! düşündüğümün doğru olmaması için her yere baktım. Ama yoktu işte. Anneme söylemeliyim. Tam annemin odasının kapısını tıkladım ve annem çıktı. Annem: Luna? Ben:anne sana bişey diyeceğim ama sakın çok endişelenme ve şey senin bileklerine ne oldu? Mor ve siyah trenkte damarların? Annem:sana bunu sonra anlatırım. Neyse ne oldu? Ben:anne Star'ı kaçırmışlar. Annem nee?! çabuk değneğini ver! Ben:al. Annem:herşeyi gören göz bana gökyüzünde gözetlelmem için bir yeri del! ben:tabi ya gözetle büyüsü! Annem:Luna, Star kaçırıldıysa nasıl deniz kenarında oturacak? dur neden orada oturuyor? Ben:sanırım nedenini biliyorum. Annem;Luna? Ben:biz dün denize gittik zaten bikiyorsun ablam denizin güzelliğine hayran kaldı pnun için gün doğmadan gitti manzarayı izlemeye. Olayları anlatırken gerçekten çok hızlı konuşmuştum. Annemde ne dediğimi anlamamış pşacak ki gözletini kırpıştırarak baktı. Sonra dediklerimi salyangoz hızıyla anlattım ve anladı. Annem:git Starı çağır. Ben:tamam. Boyut makadını aldım ve deniz kenarına portal açtım. Portaldan geçtim ve portalı kapadım. Ben.:a abla? Ah taviki de duymaz derin derin düşüncelere dalmış. Ablamı omuzlarından tuttum ve bana yaptığı gibi omuzlarından sallamaya başladım. Ben:abla, dünyadan ablama uyan artık sabah oldu! Ablam:ha? ne? Luna? Sen burada ne yapıyorsun? Hi annem bana çoook kızdı demi? Ben:1. Beni annem seni eve getirmem için gönderdi. 2. Evet annem sana çok kızdı. Ve eve gelince sana bilmiyorum ne yapacak. Ablm:of bu sefer cidden batırdım. Ben:evet ama her ne olursa olsun ben senin üzülmene izin vermem. Ablam çok duygulanmış olacak ki bana sarıldı ve ağlamaya başladı. Onun sarı saçlarını okşadım ve sakinleştirmeye çalıştım. Ablam:hidi gidelim artık. Ben:evet bence de. Boyut makasıyla eve portal açtım. Önce ablam geçti sonrada ben. Annem bizi balkonda ki salıncakta oturmuş bekliyordu. Ablam ile annem arasında şöyle bir diyalog geçti; ablam:özür dilerim anne. Seni meraklandırmak istemedim. Annem.:önemli değil, deniz insanı gerçekten kendi büyüsü altına alıyor ama keşke ailecek gidesiye kadar bekleseydin. Ablam:peki bidaha yapmam anne. Annem:peki, bugün kim bana yaban mersinli krep yapmamda yardım edecek? Ablam:Luna. Ben:çok beklersin. Ablam;hadi ya beni kırma lütfeeen? Ben:ya hayır bana öyle bakma. Ablam:lütfeeen. Ben.: of peki tamam. Ablam:yaşasın! Ben: gçyardıma geliyorum anne. Star'ın gözünden: evet şimdi ne yapsam? Ah tabiki de şu üstümü değiştireim. Odama gittim ve düzgün ayrıca herzaman ki giysilerimden farklı bişey bulmaya çalıştım ve kreplerin lezziz kokusu odayıdoldurduktan sonra istediğim gibi bişey bulabildim.
Bunu giydim ve aşaya indim. Luna'nın gözünden: krepleri yapana kadar canım çıkmıştı. Ve aşırı terlemiştim odama çıktım ve giysi avına başladım. Uzun süre geçmeden baya şey bulmuştum bunlardan bunu giydim
Bunu giydim. (Değneği ile yine görünüşünü değiştiriyor) ve bence bana kızıl yakıştı bakalım ablam ile annem be diyecek? Hızla aşaya indim ve balkona atkadım. Annem tabakları ablam ise bardakları getiriyordu. Bana da iş verilmeden ortalıktan sıvıştım. Odama gittim ve çantamı, kitabımı son olarakta değneğimi alıp evden çıktım. Birden değneğime bişey oldu şekli değişti
Neyse bence bu hali daha güzel. Durakların bekleme noktasına gittim ve otobüsü beklemeye başladım. Otobüs gelince oturacak yer bulup oturdum. Şoföre beni gzel bir ğarkta indirmesini istedim. Biraz bekledikten sonra inme sırası bana geldi. Kahvaltı bile yapmamıştım ve acayip acıkmıştım. En azından parkta kafetarya gibi biyer varmış. Biraz kurabiye aldım ve bir ağacın altına oturdum. Kitabımı çıkardım. Bu gizli bir kitaptı. Bu kitap sayesinde Mavis ile istediğim zaman konuşabiliyordum. Ve bu kitap aslında Mewni prenseslerinin işaretleriyle ilgiliydi. İşin tuhaf olan kısmıysa 13 yaşımda olmama rağmen yanaklarumda beni simgeleyen işaretlerden çıkmamış olmasıydı. Ablam ve diğer geçmiş prenseslerin doğdukları anda işaretleri çıkmıştı. Nedenini bir türlü anlayamamıştım. Benim diğerlerinden neyim eksikti? Kendime bu soruyu bildim bileli sormuşumdur. Ama hiçbir zaman bir yanıt alamamışımdır. Ateş boyutuna gittiğim 6. Günü eski güçler kütüphanesinden(gerçekten orası bir harabe yığınına dönmüştü).Bu kitabı bulmuştum ve okumaya başlamıştım. Ama yine elde sıfır kalmıştı. Belki de bu sorunumu ablamla paylaşmalıydım?... Daha yarım saat geçmemişti ki bir düzüne kurabiyeyi mideme indirmiştim. Ve hala açtım. Sonunda açlık yüzünden pes ettim ve eşyalarımı toplamaya başldım. Eşyalarımı topladıktan sonra eve yürümeye başlafım. Herşey çok güzeldi. Geçtiğim sahilerdeki insanlar yüzüyüyor, güneşleniyor ve keyiflerine bakıyorlardı. Bazıları benim gibi yürüyor. Kimileri müzük dinleyerek spor yapıyorlardı. 1 saatlik yürüyüşün ardından bacaklarımın beni taşımayacağını hissettim ve ilk gördüğüm sahile gittim sıcacık kumlarına oturdum. Dinledikten sonra tekrar yola koyuldum. Bizim ev ne kadar uzaktı böyle! En sonunda pes ettim ve boyut makasını çıkardım eve portal açtım tam geçiyordum ki bütün gözler beni izliyordu. Galiba böyle şeylerle her gün karşışaşmıyorlardı. Aceleyle portaldan geçtim ve portalı kapadım.
Eve gelir gelmez kendimi bir soruşturmanın içinde buldum. Ablam ile annem son sürat beni arıyorlardı. Diazlar annem ile Star'a yardım ediyorlardı. Olayda bitek polisler eksikti. Ben:hey ne oluyor burada? Ablam:Luna?! Annem; neredeydin sen? Bizi çok endişelendirdin! Nerdeyse polise gidecektik. Ben:üzgünüm. Demek ki dışarıda "fazla" bir süre kalmıştım. Yani yarım saatte ev olay yerine döndüğüne göre gerçekten fazla olmalı yarım saat. Bayan Diaz:tamam sakin olalım hazır Luna bulynduğuna göre güzrl güzel oturup yemek yiyelim dimi? Demek ki ortamı sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Ben.: evet. Sonunda herkes ikna oldu ve normal bir şekilde kahvaltı yaptık. Sonra viraz evi falan sihir olmadan topladık. Gerçekten yorgunluktan bştmiştim. Sonra saat gece on oldu ve pamuktan bile yumuşak olan tatağıma kendimi bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Star kötü güçlere karşı Kendime Özgü
Fiksi PenggemarMarco ve Star'ın yaşadıkları,Filmdeki değil tamamen kendime özgü! Belki gerçekten çok farklı olucak ama hayal gücümün eseri. Çok beğenilen bir kitap oldu asla kendimi övmek gibi olmasın. Umarım sizde beğenirsiniz. Bütün hakları Star'ın değneğinin...