Bölüm 11 ((KALBİM ACIYOR))

2.7K 148 26
                                    

Kendime çok kızgınım..

Yol boyunca ağlamamak için o kadar sıktım ki kendimi bütün vücudumun ağrıyacağını garanti edebilirdim.. Resul desem yol boyunca hep anlattı ama genelini dinlemediğim için cevap veremedim. En sonunda "İyi misin Alya beni dinliyor musun?" deyip koluma dokununca, kolumu çekerek "İyiyim Resul çok ağrım var da konuşmak istemiyorum" deyip geçiştirdim.. Oda artık anladı ve dahada bir şey sormadı şükür..

Eve geldiğimiz de Resul arabayı durdurduğu gibi koşarak benim tarafıma gelip kapımı açtı ve inmem için elimi tuttu bu arada babaannem de arabadan inmiş koşar adım eve gitmişti. Destek alarak yürümeye çalışsam da ayağımın üzerine basmadı nereye gitti ki şimdi babaannem..

"Seni kucağımda götürsem olmaz mı?"

"Hiç gerek yok Resul böyle gidebilirim babaannem de gelir zaten şimdi.. BABAANNE NEREYE KAYBOLDUN.." deyip bağırmaya başladığımda ise babaannem koşarak elindeki baston la bize doğru geliyordu.

"O da nereden çıktı"

"Rahmetli dedenin kızım aklıma geldi yolda, al bakalım bununla yürüyebilecek misin "

"Tamam Saniye sultanım çok yaşa sen " diyerek bastonu aldım ondan destek alırken Resul'e dönüp "Her şey için teşekkür ederim Resul, zahmet verdik sana da hakkını helal et lütfen"

"Ne zahmeti Alya.. Sen benim için çok kıymetlisin biliyorsun. Böyle düşünme senin canın yanınca emin ol ben daha kötü oluyorum. Lütfen her hangi bir şeye ihtiyacınız olursa hemen beni çağırın hatta numaramı bırakayım sen beni ara olur mu?"

"Hiç gerek yok bundan sonrasını biz hallederiz.. Tekrar teşekkür ederim iyi günler" deyip arkamı dönerek yürümeye başladım. Kimseye ümit vermek gibi bir niyetim yok sonuçta ona bir adım gitsem o bana on adım gelecek ve beklentisi daha farklı olacaktı. Sonuçta beni istediğini söyleyen birinden bahsediyorum. Şimdi numarasını alsam olmaz numaramı versem hiç olmaz boşuna heves etmesin ona da günah ama dimi..

Zar zor içeriye girdik. Resul ise bi süre bekledi sonra arabasına binip evimizden uzaklaştı. Babaannem ne zaman sorgu yağmuruna tutacak diye diken üstündeydim. Kolay kolay yalan söyleyebilen birisi değilim sonuçta.. Evet ufak tefek yalanlar olabilir ama babaannem bu eninde sonunda benden sorduğu sorularının cevaplarını alırdı.

"Acıktın mı kızım"

"Evet acıkmaya başladım Saniye sultanım yardım etmek çok isterdim ama malumun" deyip ayağımı ve başımı gösterdim.

"Olsun sen dinlen şimdi yemekler hazırdı zaten ben hemen soframızı kurup yemekleri ısıtırım hem yer hemde şu doktor beyi konuşuruz"

"Sadece yemek yesek olmaz mı?"

"Olmaz"

"Ama çok ağrım var"

"Doktor bey ile inatlaşırken ağrın yoktu kuzum"

"Yok bee babaanne ne inatlaşması yok öyle bir şey sen yanlış anlamışsın"

"Sen onu benim külahıma anlat Alya kızım, Neyse hemen geliyorum "deyip yanımdan ayrılarak mutfağa gitti. Ne anlatayım ki şimdi deyip kara kara düşünmeye başladım.. Yalan söyleme istemiyorum hiç sevmiyorum en iyisi nasıl tanıştığımızı anlatayım ne olduysa üstün körü anlatayım başka türlü olmaz.. Tabi önemli olan detayları atlayarak anlatmalıyım evet evet en iyisi bu..

Babaannem sofrayı kurdu bir güzel yemeğimizi yedik bu sırada imalı bakışları ile beni süzen babaannemi söylememe gerek yok sanırım.

"Nereden tanışıyorsunuz?" heh işte beklenen soru geldi..

İNAT UĞRUNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin