Gözlerini açıp gözlerime kenetlediğinde kendime tamamen gelmiştim. Bu yaptığı çok saçmaydı. Ben böyle bir saçmalık yapacağını düşünememiştim. Göğsüne ellerimi koyup kendimi aniden çekip yanağına bir tokat daha patlattım.
Yorum yapmasına herhangi bir şey demesine müsaade etmeden yanından ayrıldım. Nerede olduğumu, kimlerle olduğumu hepsini bir an için unutmuştum. ilk işim tekrar lavaboya gitmek oldu. Ellerimi yıkayıp boynumu serinletmeye ve sakinleşmeye çalıştım. Aynadaki görüntüm korkunçtu.
Bir anda neler oldu böyle.. Rüya filan mı gördüm acaba diye düşündüm. Aynadan yüzüme bakıp, sakin kalabilmek için kendimi bir süre izledim..
Kendime tam olarak gelebilmiş değildim.. Lavabonun kapısı açılıp içeriye Yelda girene kadar.
"Nerede kaldın Alya, patladım sıkıntıdan" diye söylenerek yanıma geldiğinde yüzüme bakakaldı. Aniden kollarımı tutup beni kendine çevirdi tek elini yanağıma yerleştirip;
"Alya.. Ne oldu sana böyle, yüzün kireç gibi olmuş güzelim iyi misin?" diye sordu
"Hiç iyi değilim" diyebildim arkasından göz yaşlarım akmaya başlamıştı zaten..
"Canım ne oldu lütfen anlat bana... Hay Allah ya anlayamadım ki az önce çok iyiydin bir anda ne oldu ki sana böyle!" dediğinde Emir burada demek istesem de sesim çıkmıyordu sadece ağlamaya devam ediyordum.
Lavaboya tanımadığım bir iki kız gelip ağlayan sıfatıma baktığında ancak kendime gelebilmiştim. Yüzümü iyice yıkayıp kendime gelmeye çalıştım derin derin nefesler almaya başladığımda sağ elim istemsizce dudaklarımda gezinmeye başlamıştı. O an ne hissedeceğimi bir türlü bilemedim. Beni öptüğü için kızgın mıyım onu da bilemiyorum ki! Neden ağlıyorum peki..
"Senden rica etsem çantamı getirebilir misin!"
"Tabi ki getiririm Alyacım ama seni yalnız bırakmak istemiyorum"
"İyiyim Yelda'cım merak etme. Yağız'ın karşısına böyle çıkamam şimdi biraz makyaj yapmalıyım"
"Tamam canım hemen geliyorum" deyip kapıdan çıktı.
Ellerime baktığımda uyuşmuş bileklerim sızım sızım sızlıyordu. Ayaklarım deseniz nasıl ayakta durduğum konusunda hiç bir yorum yapamıyorum. Resmen titriyordum. Nasıl olur da beni öpmeye kalkışır. Hangi sıfatla bunu yapıyor anlam veremiyorum . Acaba hala burada mı? Nasıl çıkacağım ben şimdi buradan..
Yelda elinde çantam ile geri döndüğünde kendimi biraz daha iyi hissediyordum. Çantamı açıp makyaj malzemelerimi çıkarttım. Kızarmış gözlerime aldırmadan makyajımı yapmaya başladım. Tabi bu arada Yelda'nın meraklı bakışları üzerimde idi.
"Yağız da merak etti seni. Şimdi daha iyisin değil mi? Ne olduğunu anlatacak mısın Alya?"
"Emir ile karşılaştık Yelda. O şuan da burada"
"Ne! Nasıl! Nerede!" diyerek tepemde gözleri şaşkınlıkla bakan Yelda, kendime gelmem için yardımcı olamaktansa daha çok dağılmama yardımcı olur gibiydi.
"Bir şey dedi mi? Ne konuştunuz ?" gibi anlamsız soruları deseniz beni daha fena yaptı. Hele ki ona beni öptü desem kim bilir neler olurdu. Ki bizim birlikte olduğumuzu düşündüğü için ekstra bir şey söyler miydi kestiremiyordum. Söylememeye karar verdim. Böylesi daha iyi olacaktı.
"Sadece gördüm bir şey konuşmadık Yelda. Ama onu görmek bana pek iyi gelmedi diyebilirim"
"Anladım canım.. Hepsi benim yüzümden bu kadar üzülmenin sebebi benim.. Son 2 buçuk aydır hep mutsuzsun zaten. Çok üzgünüm Alya." diyerek dolan gözleri ile konuşmaya başladığında ona hala gerçekleri anlatmadığım için daha çok pişman olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNAT UĞRUNA
RomanceNe olduysa 25 yaş doğum günü partimde arkadaşım Yelda'nın beni gaza getirmesi ile başladı.. Neymiş efendim kaç yaşına gelmişim hala bir sevgilim yokmuş, elime erkek eli değmemiş, ben kimseyi beğenmiyor muşum , beni kim beğensin miş (ki ben bence güz...