Günler birbiri ardına hızla geçmeye devam etti. Elimden geldiği kadarıyla duygularımı tamamen bastırıp kalbime söz geçirmeye çalıştım ve tamamen işime konsantre oldum. Bir yandan hafta sonu yapacağımız kuruluş yıl dönümü eğlencesi için hazırlık yapmaya, bir yandan da yeni hekim arayışlarımıza devam ediyordum.
Elimde ki kahve fincanı ile odamın camından dışarıya doğru dalmış olarak mola vermiştim ki kapı açıldı. Odaya Dr. Bülent bey geldi.
"Hafta sonu için kişi sayısı verilmişmiydi Alya!" diyerek her zamanki gibi direk konuya giren Bülent beye gülümseyerek cevap verdim.
"Net rakam henüz vermedik Bülent bey"
"Tamam.. Listeye bir kaç isim daha eklenmesini isteyebilirim"
"Tabi ki nasıl isterseniz"
"Bu arada yeni üroloji hekimi için birisini buldum ve bu akşam için yemek organize etmeni istiyorum, hatta sende gelmelisin anlaşabilirsek prosedürleri konuşabiliriz"
"Bu akşam için planım vardı ama iptal edebilirim Bülent bey"
"Sevinirim.. Bu aksam bu hekimi anlaşmaya ikna etmek istiyorum Alya. Hem hasta potansiyeli iyi hemde bize yakında muayenehanesi var. Ve eski bir arkadaşım. Yer ve menü için sana güveniyorum"
"Merak etmeyin Bülent bey o iş bende. Peki hekim Kim? Biz tanışıyormuyuz?" diye sorduğum an kapı tıklandı ve Tuğçe hemşire içeriye girerek;
"Hastamız hazır doktor bey" dedi..
"Geliyorum" diyerek bana döndü ve "Sevdiğim eski bir arkadaşım. Akşama tanışırsın artık. Tanıdığınızı sanmıyorum yoğun tempoda çalışmaktan uzun zamandır görüşmüyorduk.. Bana yardım etki akşama anlaşmaya ikna edelim" diyerek Bülent bey odadan çıktı.
Bende hemen masama geçtim ve internet'ten akşam yemeği için uygun bir yer bakmaya başladım. Bursa'da en çok popüler olan mekanlar arasında çamlıca tarafında bulunan Zennup restoran için 3 kişilik rezervasyon yaptırmaya karar verdim. Bence iyi bir seçim daha önce de gitmiştim ve şef Ömür bey'in yemek çeşitlerinin hepsinin lezzeti harikaydı.
Akşam için rezervasyon ve yemek seçim işlemini yapmış ve diğer işlerimide halledip kıyafet değişimi için 2 saat klinikten erken çıktım. Eve girdiğim gibi hemen dolabıma yöneldim ve akşam için giyebileceğim klasik kesim bir elbise seçtim. İş yemekleri için pantolon gömlekten ziyade elbise daha uygundu ki ben genelde elbise, etek tarzı seven klasik giyinen birisiyim.
Akşam için uygun olarak gördüğüm siyah dizin hafif üzerinde biten ve belden oturan bir elbise seçip, ten rengi çorap ayarladım. İşten geldiğim içinde kısa bir duş alıp rahatlamaya ihtiyacım olduğunu düşünerek banyoya yöneldim. Banyoda işlerimi halledip odama döndüğümde yanıp sönen telefonumun ışıkları dikkatimi çekti. Arayan ablamdı. Telefonu elime alıp hemen açtım.
"Efendim ablacım"
"Alya ne yapıyorsun canım"
"İyiyim ablacım.. Evdeyim, hazırlanıp birazdan çıkacağım"
"Tamam canım.. Şimdi annem söyledi. İş yemeğin varmış o yüzden akşama bize gelemeyecekmişsin"
"Yemek işi bugün belli oldu ablacım benimde haberim yoktu ve Bülent bey rica edince gelemem diyemedim "
"Olsun canım yarın gelirsin"
"Tamam ablacım yarın için kesinlikte bir plan yapmayacağım, Yeğen'lerimi de seni de çok özledim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNAT UĞRUNA
Storie d'amoreNe olduysa 25 yaş doğum günü partimde arkadaşım Yelda'nın beni gaza getirmesi ile başladı.. Neymiş efendim kaç yaşına gelmişim hala bir sevgilim yokmuş, elime erkek eli değmemiş, ben kimseyi beğenmiyor muşum , beni kim beğensin miş (ki ben bence güz...