EVET...
Bugün benim doğum günüm ...
Yakın arkadaşım Yelda'mın ve en sevdiğim, candan öte arkadaşlarımızın hazırladığı doğum günü partim için İstanbul'a gidiyoruz. Hafta sonu kaçamağı da diyebiliriz :)
Uzun zaman sonra bu bana da ilaç gibi geldi. Denizin mavisine bakıp uçuşan martılara simit atmak ile meşgulken derin düşüncelere dalmış gibiydim..
Hep beyaz atlı prensimin karşıma çıkacağı günü beklemiştim. Ne zaman gelecek hadi ama bulsun beni artık diye hep dua ediyordum. Ben onu en masum halimle beklerken o kim bilir kaç kadının koynunda gününü gün ediyordur diye düşünmeden edemiyordum tabi...
Annem sağ olsun beni sıkmazdı ama erkekler konusunda hep uyarırdı ablam daha 17 yaşında severek aşkla evlenmek istediği enişteme;
"Vermezseniz kaçarım, ben onu çok seviyorum. Biz evleneceğiz okumayacağım ben. istemiyorum okumayı. Zaten kuaför olacağım ve annemin yanında çalışacağım ben Ahmet ile evlenip yuva kuracağım ve vermezseniz kaçarım beni bir daha göremezsiniz" gibi boş tehditlerinden sonra babamın imzası ile erkenden evlenince benim üzerime daha çok düştüler tabi..
Önce işini eline al, eninde sonunda koca bulursun der dururdu annem... Ee onlarda başladılar artık, iş oldu ve eş zamanı geldi bul hayırlı bir kısmet ve evlen diye ama işte önce bir kalbim atsın, bir heyecan patlaması yaşayım, nefesim kesilsin falan diye bekliyorum işte.. ha deyince sevemiyor ki insan. Ben ki mantık evliliği ne tamamen karşı bir insanım sevmezsem asla evlenmem. Önce çok aşık olmam lazım ..Düşüncelerimden Yelda'nın dürtüklemesi ile aydım.
"Ne o kız kimi düşünüyorsun" dediğinde
"Ne düşüneceğim Yelda ya öyle dalmışım" diye geçiştirmeye çalıştım ama tabi ki yemedi benim ciğerimi bilirdi kendisi.
"Bu gece çok güzel olacak uzun zamandır gelememiştik İstanbul 'a.. Bak bu akşam ben ne dersem o tamam mı ALYA.. Seninle bir anlaşma yaptık sakın unutma" dediğinde oflamamak için kendimi zor tuttum ama o kadar hevesli ve mutlu görünüyordu ki sanki geçen ay sevgilisi tarafından aldatılan o değilmiş gibi . Ama o böyle şeylere takmazdı gelen giderdi o çok rahat bir kızdı her şey ona normal geliyordu benim hala bir sevgilim olmaması en çok ta ona batıyordu.
"Tamam Yelda unutmadım bu gece o iş olacak ama dediğim gibi abartmak yok öyle çirkin biri olmasın bak, dişleri temiz olsun, mümkünse sigara içmesin temiz olsun, serseri olmasın.. Ayy yada hiç olmasın Yelda ya bak valla içim bir fena olmaya başladı benim" dedim Yelda anında suratını astı ve bana kızmaya başladı konuşmasına izin vermeden;
"Yelda bak bu böyle olmaz.. inat ettim tamam olacak bu akşam biri ile olacağım dedim ama yapıma ters be canım. Ben daha Öpüşmek nasıl olur onu bile bilmezken bir adamın koynuna nasıl gireyim hemde hiç tanımadığım birinin koynuna yapma ne olur" desem de oda bende inattı biz bi iddia ya girdik ve eğer ben bunu yapmazsam arabamı hemde yeni aldığım sıfır kilometre arabamı Yelda yellozuna vermek zorunda kalacaktım.
"Tamam güzelim sen bilirsin alırım anahtarını benim için problem yok (sırıttı) iddia iddiadır ne çabuk unuttun geçen ay girdiğimiz iddia da ben kaybettim ve sen yeni aldığım telefonuma ve çantama el koydun ben yan çizdim mi Hayır çizmedim sen böyle istiyorsan araba anahtarımı alayım dönüşte işlemleri hallederiz" deyip pişmiş kelle gibi sırtınca bende en sinsi gülüşüm ile cevap verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNAT UĞRUNA
RomanceNe olduysa 25 yaş doğum günü partimde arkadaşım Yelda'nın beni gaza getirmesi ile başladı.. Neymiş efendim kaç yaşına gelmişim hala bir sevgilim yokmuş, elime erkek eli değmemiş, ben kimseyi beğenmiyor muşum , beni kim beğensin miş (ki ben bence güz...