Selam gençlik. Uzun zamandır yoktum. (Bu kitap için) geri döndüm. En kısa zamanda Yen'i bölüm gelir. Sizi seviyorum. Umarım sayımız azalmamıştır.
"Pekala Bay Bieber..." gözlerimi heyecanla kapattım. Derin bir nefes alıp, gözlerimi o çok sevdiğim ela gözlere diktim. "Geleceğim" Justin yüzünde o çok sevdiğim uzun gülüşünü sergiledi. Ona hayran gözlerle baktım. O bir tanrıydı. Kim ona tapmaz dı ki? O çok mükemmeldi. Justin heyecanını belli eden bir tonda konuştu, "pekala Marie. Süper. O zaman akşam saat dokuzda seni alacağım. Hazır ol." Ona kafamı sallamakla yetindim. İçimde ki meraka yenilip sorumu sordum. "Nereye gideceğiz?"umarım lüks bir yere gitmeyiz diye iç geçirdim. Hiç bir zaman lüks yerleri sevmemiştim. Bana hiç bir zaman o ortam samimi gelmemiştir. Sevdiğin birisine sarıldığında oluşan duygu,'sevgi' orada yoktu. Orada her şey ciddiydi. Justin 'in yüzünde oluşan gülümseme çok geçmeden kayboldu. Ve yerini ciddiyete bıraktı. Justin," bunun ne önemi var ki?" Sesinde ki sorgulayıcı tavır beni sinirlendirse de bir şey demedim. Onun yumuşak parmakları yanaklarımı ve çenemi bulurken. Yutkundum. Onun dokunduğu her yer alev alıyordu. Dokunduğu her yer yerini güven duygusuna bırakıyordu. Çenemi sabitledi. Gözlerimi onun gözlerine bakmaya zorladı. Yanağımı okşamaya başladı. Onunla sarhoş olmadan ilk defa yakınlaşmanın heyecanını yaşıyordum. Kalbimin sesini duyabildiğine eminim. O ise gözlerini kısıp konuşmaya devam etti. "Selena... lüks bir restorana gitmek için, benimle gelmiyorsun değil mi? Sana güvenmek istiyorum. Lütfen bu soruma alınma. Sadece merak ediyorum." Sorduğu soru içimde ki oluşan duyguları paramparça etmeye yetmişti. Gözlerimin kızarmaya başladığını hissedebiliyordum. Ah, Tanrım hayır. Onun karşısında ağlamamalıydım. Güçlü olmalıydım. Sesimin mümkün olduğunca yüksek çıkmasına özen göstererek konuşmaya çalıştım. "Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? Seninle lanet olası bir yemek için geldiğimi mi düşünüyorsun?" Sesimde ki kırgınlık belli edilebilirdi. Justin gözlerini yere sabitledi. İçimde ki öfke ve üzüntü duygusu birbirine girmişti. Gözlerim dolmuştu. Umarım kalbimin kuruluş sesini duymamıştır, Diye iç geçirdim. Justin 'in gözlerine baktım. Hiç bir duygu kırıntısı yoktu. Justin otoriter ses tonuyla konuşmaya başladı. "Selena.. bak ben." Parmaklarını İpek saçları arasından geçirdi. Derin bir nefes aldı. Gözlerini kapattı. Ellerini saçlarından çekti ve avuçlarıyla yüzünü kapattı. Boğuk sesiyle konuşmasına devam etti. "Özür dilerim..." boğuk sesi beni benden alırken yaptığı şeyi hızla unuttum. O Benden Özür Dilemişti. Ben hala bunun şokundaydım. "Bak Selena kafam çok karışık." Dudağımı ısırdım. Bütün dikkatimi ona vermiştim. Onu dinliyordum. Ona inanmak istiyordum. "Duygularımdan emin değilim." Yutkunu, ellerini yüzünden çekti. Ve delici gözlerini gözlerime dikti. Bakışları altında eziliyordum. "Kimin yanımda ne için olduğunu bilmiyorum Selena. Sana güveniyorum. Gerçekten... sen benim için bir asistandan fazlasısın Selena." Bu cümle içimde ki umutları hoplatıverdi. Lanet olsun küçücük bir şeyden bile etkilenmek aşk olsa gerek. Yüzüme acı gülümseyi yerleştirdim. Justin ayağa kalktı. Bana sarıldı. Justin," akşam geleceksin değil mi?" Bana küçük bir çocuk gibi meraklı gözlerle bakıyordu. Kafamı evet anlamında salladım. İkimizinde yüzünü bir gülümseme kapladı.
###########################
Saate baktım. 8:55 'ti. 9'a beş dakika vardı. Her şey hazırdı. Hazırdım. Sadece onun gelmesini bekliyordum. İçimde ki heyacan her geçen saniye daha çok artıyordu. Aklıma gelen kötü düşüncelere sildim. Her şey güzel olucaktı. Aynada son kez görüntüme baktım. Güzeldim... onun için güzel görünmeye çalışıyordum. Ona karşı hissettiğim sevgi hiç bir zaman bitmeyecekti. Onun isminin her geçişinde kalbimin sesi artıcaktı. Elbisemi son kez çekiştirdim. Ve dudaklarıma sürdüğüm ruju yeniledim. Dudağıma değen ruj bana her seferinde onun öpüşünü... onu çilek tatlı dudaklarını anımsatıyordu. İçimde oluşan duygunun beni ele geçirmesini izledim... ve oturduğum yerden kalkıp yürümeye başladım.
###########################
9:36... saat 9:26'ydı. İçimde oluşan tedirgin duygu, beni ele geçirdi. O asla geç gelmezdi. Şimdiye kadar telefonumla onu aramaya çekinmiştim. İlk günden meraklı kız imajını vermek istemiyordum. Ama merak beni her saniye daha fazla ele geçiriyordu. İçimde kötü bir his vardı. Parmaklarımı birbirine doladım. Yutkundum... ya ona bir şey olduysa? En sonunda hızlı bir şekilde onun telefon numarasını aramaya başladım. Çalıyor... çalıyor... çalıyor... ve 3. Çalışta nihayet açmıştı. Telefonumu kulağıma dayadım. Kendimi onun mükemmel sesimi duymaya hazırladım. Ancak konuşan o değildi. "Kimsin?" Kadın sesi içimde oluşan merak duygusunu arttırdı. "Selena " diyebildim sessizce. Kadın yumuşak sesiyle konuştu. Bu kişinin Hailey olduğunu anlayabiliyordum. Kendimi konuşmaya zorladım. "Bay Bieber'la görülebilir miyim? Telefonu ona verebilir misiniz? Lütfen." Dedim sesimde ki rica tonunu belli ederek. Kadın tiz bir kahkaha attı. Fısıldayarak konuştu, ve beni öldürecek olan o kelimeleri söyledi. "ah, Justin şu an müsait değil. Banyoda... benim öpücüklerinden kurtulmaya çalışıyor." Kadının kahkahası yeniden duyuldu. Göz yaşlarım telefonu kaplarken derin bir nefes aldım. "Bilirsin özel şeyler... neyse ben gitmeliyim. Justin banyoda beni bekliyor. Aradığını söylerim." Demesiyle telefonumun yüzüme kapanması bir oldu. Ne bekliyordum ki? Justin 'in beni sevmesini falan mı? İçimde biriken umutlarının yerini üzüntü ve kırgınlık aldı. Onun beni sevmediğini bilişimin halde, lanet olası bu kalp bunu anlamıyordu. Herşeyin iyi olacağını söyleyip durmuştum kendime... oysa ki hiç bir şeyin iyi olacağı falan yoktu. O beni asla sevmeyecekti. Onun gözünde sadece bir asistandım. Asla daha fazlası olmayacaktım. Hiçbir şeyin iyi olmayacağını biliyordum. Hıçkırıklarıma bir kez daha boğulduğum. Tanrı'nın benden bu sevgiyi alması içim dua etmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Now (Jelena)
Fanfiction"Bay Bieber bu yaptığınız yanlış, sizin bir sevgiliniz var." Dedim. Bana baktı dudaklarını dudaklarımdan ayırdı. Alnını alnıma koydu." Kalp istediğini ister... aşk yanlış yapmak değil midir zaten?"dedi. Jelena Hikayeleri arasında 1. Sırada. (?) Sele...