10

799 41 6
                                    

Bu bölümü güzel yazdığıma inanmıyorum. Ama yayınlamak istedim. Bu bölüm Justin'in görüş açısından. Bu bölümü bir geçiş bölümü olarak düşünün. Biraz kısa olduğu için özür dilerim. Sizi seviyorum. İyi okumalar.

Takvime baktım, tam 2 yıl olmuştu. Onsuz 2 yıl. Onun gidişiyle, hayatımda ki tek, gerçeği, masumluğu, samimiyetimi ve kendimi kaybetmiş gibiydim. Ondan sonra gelen bütün asistanlar, en fazla 2 hafta çalışabilmişti. Sonunda ya kovulmuş, ya da "artık buna daha fazla dayanamıyorum" diyip istifa etmişti.

Hiçbiri Selena'nın yerini tutmuyordu.

O gittiğinden beri, Bieber C.E.O Şirketi asistanlarıyla gündemdeydi.

Onu özlüyordum, o yanında kendim olabildiğim tek insandı. Her zaman güçe önem vermişimdir, güçsüz olmaktan hep rahatsız olmuşumdur. Güç yoksa paran yoktur, paran yoksa yanında kimse yoktur. Ama eğer gücün varsa, paran vardır, insanların hayranını, saygısını, güvenini, aşkını, sevgisini, övgüsünü... kazanırsın. Onlar seni kontrol edemez sen , İnsanları kontrol edebilirsin.

O 'diğerlerinden 'farklıydı. İlk defa bir insanın yanında kendimi güçsüz hissettim. Selena'nın yanında. Ve bundan hiçte rahatsız olmamıştım.

Onun beni sevdiğini öğrendiğimde şaşırmamıştım, davranışları ve kalbi bunu belli ediyordu. Beni sevdiğini biliyordum. Sadece bunu görmezden gelmeye çalışıyordum. Çünkü bunun farkına vardığımda ne hissedeceğimden korkuyordum.

Ona hep değer vermiştim, benim için çok özeldi. Gözümde paha biçilemez bir değeri vardı. Ona aşık değildim. Bu his bir aşk kadar kuvvetli değildi. Ama onu yanımda istiyordum. Bunun bencillik olduğunu biliyorum ama istiyordum işte. Ona ihtiyacım vardı, hiç kimseye olmadığı kadar. Aşık olduğum birisi vardı, Hailey. Onu düşünmem gerekirken, ben 2 yıldır sadece Selena'yı düşünüyordum.

Hailey bana sürekli, "Selena'nın gittiğini, geçmişte kaldığını" söyleyip duruyordu.

Eğer o geçmişte kaldıysa, ben geçmişi yaşıyordum.

Selena'dan etkileniyordum. Bu yanlıştı. Beni piç adamın teki yapıyordu, ama onu istiyordum. Her şeyiyle. Belkide gitmesi en iyisiydi.

Beni 2 seçenek arasında bırakmıştı.

Olması gerektiği ile, olmasını istediğiniz arasında bir seçim yapsanız hangisini seçerdiniz?

Onu bulabilirdim, onu bulmak en fazla 10 dakikamı alırdı. Ama içimde bir yerlerde, "onun bensiz daha iyi olduğuna "inanıyordum. Ve bu yüzden de o aklımdan çıkmamasına rağmen, onu hiç aramadım. Mektubunda da söylediği gibi, "o bana gelene kadar ona gel" deneyecektim. "

'Onun aşkı ve acısı, benim kollarım gibiydi. Sarılmak için her ne olursa olsun, yine bana gelecekti.'

Kendi kendime tekrar fısıldadım. "Ihlamurlar Çiçek açınca..."

Now (Jelena)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin