21

637 37 7
                                    

Arkadaşlar öncelikle uzun bir süredir yoktum. Sınavlara çalışıyordum. Beklettiğim için hepinizden tek tek özür diliyorum. Umarım sayımız azalmamıştır. Son iki sınavım kaldı ondan sonra daha sık Yen'i bölüm paylaşacağım. Sizleri çok seviyorum.

•Selena Marie Gomez•

"Eğer gitmemi istiyorsan gideceğim." duraksadım. "Ama ondan önce beni dinlemeni istiyorum." Bana alev saçan gözlerle baktı. Bakışlarının yumuşamasını umarak ona yalvaran gözlerle baktım. Sesimin neredeyse duyulmayacak kadar kısıldığını umursamadan, "son defalığına..." mırıldandım.

Bakışları yumuşadı, ama yine de bal rengi gözlerinde ne kadar arasamda eski Justin'i bulamadım.

"Lütfen?" Gözlerini yumdu.

Gözlerini yeniden açtı, ve kurumuş olan dudaklarını ıslatıp, "pekala, son defalığına." dedi.

Ve gözlerinde tekrar duygusuzluğu, hiçliği ve beni öldüren boşluğu gördüm.

Oysa ki boşluğun sadece uzayda olduğunu sanırdım.

Kimi kandırıyordum ki? Hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı.

Gözlerimi kaçırdım, "öncelikle sana şimdiye kadar hiç yalan söylemedim-." Lafımı sert sözleriyle kesti.

"Hayır ,söyledin!" Diye bağırdı. "Bana 'beni sevdiğini' söyledin!" Bu sefer ben onun kadını kestim.

Onun yaptığı gibi bağırarak karşılık verdim.

"Evet, söyledim!" Bağırdım." Çünkü seni seviyorum!" Ellerimi iki yana açtım. "Bunu o beynin anlaması için şahane yapmam gerekiyor bilmiyorum ama seni seviyorum Justin! Hemde hiç kimseyi sevmediğim kadar çok!"

Ellerimi onun yumuşak yanaklarına koydum. Yeni çıkmaya başlamış olan sakallarını okşadım. Boğuk bir sesle, "Sana aşığım Justin." Göz yaşlarım özgürlüğünü ilan ederek birer birer yanağımdan düştü.

"Seni o kadar çok seviyorum ki, sensiz nefes bile alamam." duraksadım. Onu terk ettiğimi hatırlayarak, "artık değil." Diye ekledim.

Ağzımdan bir hıçkırık kaçtı, sonra bir tane daha... sayamadım. Bir anda kendimi onun kollarının arasında hıçkırıklara boğulurken buldum.

Hıçkırıklarımın arasından duymasını umarak konuşmaya çalışırken, o saçlarımı okşuyordu.

"Seni terk etmek istemedim." Duraksadım. "Ama zorundaydım."

Justin'in duygusuz bakan gözlerinde bir duygu belirdi. Tek kaşını kaldırdı. Titreyen ellerime uzanıp tuttu. Yavaş bir şekilde okşamaya başladı.

Gözlerine gözlerime dikip sanki uzan zamandır aradığı cevap buymuş gibi sordu.

"Neden?" Duraksadı gözlerini kaçırıp, sabit bir yere odakladı. "Neden bunu yapmak zorundaydın Selena?"

"Birisi seni tehdit mi etti?"

Kafamı iki yana salladım. O anlar aklıma geldikçe daha çok ağladım. Zorlukla konuşabildim.

"O... o ölüyordu."

Justin, "kim? Kim ölüyordu Selena?"

Sorusuna gözlerimi kaçırdım ve yanıt verdim. "Annem"

Daha fazla dayanamadım ve çelimsiz kollarımı onun yapılı bedenine sardım. O da benim saçlarımı okşayıp, aralarına minik minik öpücükler kondurdu.

Her ne kadar ağlamamın sebebi "o" olsada, huzur bulduğum yer yine onun kollarıydı.

Now (Jelena)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin