~Garip~

79 59 7
                                    

Angelanın ayağı konusunda ne yapacağımızı hızlı ve çabuk bir şekilde bulmalıydık yoksa ayağı daha kötü olabilir hatta yürüyemeyebilirdi.çantalarda aradığımız hiçbirşey bulamayınca en son çare olarak aklıma gelen şeyi"biraz ilerleyelim,su bulmaya çalışalım bulursak güzelce yıkarız ve pansuman etmeye çalışırız başka fikiri olan?"diye sordum kimseden cevap gelmeyince çantamdaki paraşütten bir kısım kesip angelanın ayağına sardım. Yürüyebileceğini söylesede,yürümemesinin daha iyi olduğu kanaatindeydik bu yüzden onu kucağına almayı paul üstlenmişti eminimki angelayı taşımak o na tüy gibi gelecektir.sık ağaçların arasından nereye gideceğimizi bilmeden ilerliyorduk, yerlerdeki sarmaşıkların ayağımıza dolanmasımı dersiniz yoksa sık ağaçların dallarımı bilmem ama işimizin zor olacağı daha oyun başlamadan belli olmuştu.sık ağaçlar arasından esen meltemler şiddetini arttırmış iyice soğumaya başlamıştı."Bence durup kalacak bir yer bulmalıyız"diyen alseye hak verdim ve şu rüzgarda donmamak için kalacağımız bir yer aramaya başladık.Sonunda sadece ağaç ve sarmaşıkların olduğu alanda hiçbirşey bulamayınca bıkkınlıkla önüne döndüm."şurda büyük bir söğüt ağacı var bence dalları altında kalabiliriz"diyen bobun gösterdiği yere baktım.Çok ta sık olmasa belkide bu geceyi geçireceğimiz bir yer olabilirdi yani öyle umuyordum.oraya doğru yürürken bir yandanda susuzluk ve açlık ile ilgili sorunları düşünüyorum ve bi hayli ihtiyacımız vardı ve sunyi (Güneş) beta gezegeninin güneş sisteminde buydu.Batmadan su yada en azından yemek bulmalıydık,bu fikri diğerleriyle paylaştım ve kimsenin gönüllü olmayacağını bildiğimden herkese birer görev belirleyip o na uymaya karar verdik.Söğüt ağacının altına gelince aşağı sarkan dalları çektim ve o güzel manzarayla karşı karşıya geldim.Söğüt ağacının altı sanki başka bir dünyaydı çok büyük olmasada neredeyse 10 adımlık bi mesafeye kurulmuş minik bi bahçeydi sanki büyülenmiştim ama daha fazla vakit kaybetmemize gerek yoktu bunun için görev dağılımı düşünmeye başlamıştım ki matth buraya geldiğimizden beri ilk kez konuşarak"ben ve jessie su yada yemek bulmaya çalışıcaz,Lucas ve cris sizde aynı şeyi, farklı bölgelere dağılalım ki daha hızlı dönebilelim ,paul ve bob sizde kızların yanında kalın ye yatak düzeni fln ayarlayın işte, herkes sunyi batmadan burda olsun.itirazı olan? Tamamdır! Hadi!"kimse itiraz etmeyince ve matth mavilerini bana çevirince hareketlenmek zorunda kalmıştım,lucas ve cris ağacın batı,ben ve matth ise ağacın Doğu tarafına gidiyorduk.Sanırım sunyinin batmasına 2saate yakın vardı,su yada yemek bulma umuduyla matth takip etmeye başladım.Matthle neden benim gittiğimi anlamasamda gerçekten birazcık tırsmıştım ama ses çıkarmayarak yürümeye devam ettim.Etrafa bakınarak yürüdüğüm için birazcık geride kalmıştım.ne olduğunu idrak edemediğim bi anda çığlık duymamla telaşla etrafima baktım.Yanımda kimsenin yoktu  ve matth bi anda ortadan kaybolmuştu ne yapamacağımı bilmez bir şekilde etrafa bakarken "Matth...Matth"bi çığlık daha duydum ve geldiğimiz yöne doğru koşmaya başladım.Daha 50metre kadar gitmeden biriyle çarpışınca matth olduğunu gördüm."koş çabuk"matth kolumdan tutup koşarken bende peşinde koşmaya başlamıştım ne olduğunu yada kimin çığlığı olduğunu idrak edemiyordum. fırlatılan bi ağaç köküyle beraber tam önümüze düşünce bu sefer çığlık atan bendim ,matth ağacın sağ tarafına doğru bir dönüş yaparken bende peşinde sürükleniyordum,bi yandanda o ağacı kökünden söküp fırlatana bakmaya çalışıyorum sadece çığlık ve hırlama benzeri sesler duyuyordum yeterince uzaklaşınca,sertçe elimi matthin elinden çektim ve"geri dönüp onlara yardım etmeliyiz"dedim karalarımı ona dikerek sertçe bana dönüp"ölmek istiyorsan durma git...seni kurtardığım için bana teşekkür etmelisin"dedikleri karşısında çok sinirlenmiştim ve bence arkadaşlarımıza yardım etmeliydik,biz o durumda olsak kim bize yardım edecekti.kızgınca son kez gözlerine baktım ve arkamı dönüp koşmaya başlamıştımki dediği sözler karşısında donup kaldım"seni arıyor onları değil,aradığını bulamayınca geri gidecektir...onlara zarar vermez yani umarım"sakin ve şaşkın bi şekilde arkamı döndüm.neydi bu böyle bu kadar şeyi nerden biliyordu,ve o her ne olduğunu bilmediğim şey  beni neden öldürmek istiyorduki, matth bakıp düşüncelerimi dile getirerek"Ne"dedim."Neden beni öldürmek istesin"matth sadece mavilerini bana dikip bakmakla meşguldü ne yapmaya çalışıyordu böyle,ne olduğunu anlayamıyordum,herşey üst üste geliyordu ve bu benim kaldıracağım cinsten birşey değildi,birinin acilen açıklama yapması lazımdi ki o kişide tam karşımda dikilip bana bakıyordu.
Bende inatla karalarımı dikmiş,şaşkın birazda şüpheli bi şekilde açıklama yapmasını bekliyorum.Bıkkınlıkla nefesini dişarı verdi ve "zamanı gelince öğreneceksin" ne,neydi bu şimdi, ben insan gibi bi açıklama yapmasını beklerken söylediği şeye bak.bu düşüncelerimi sesli olarak ona dile getirdim"zömönö gölöcö öğrünörsön,ne bu ya sana bişey sordum ve bana açıklama yapmak zorundasın.Ne biliyosun ve neden burda.."daha cümlemi bitirmeden matthin beni kendine çekip ağzımı eliyle kapatması ve sesiz ol demesiyle,bir ağacın arkasına saklanıp sessizce beklemeye başladık,ayağı yere yer bastığında yer yarılıcakmış gibi sarsılan,kocaman burun deliklerinden sanki bütün oksijeni çekiyormuş gibi açılıp kapanması,kırmızı boynunda ve sırtında benekleri olan bu siyah devasa canavar gözlerini göremesemde eminimki Ateş kırmızısıydı,tam bu anda bizim tarafa dönmesiyle tahminimde doğru olduğunu anladım ve bizi görmemesi için dua etmeye başladım,bu arada matthle çok yakın oluşumuz ve hala ellerinin omzumda olması kesinlikle hiç hoş değildi(!) hiç tahmin edemediğim bi anda yüzümü matthe doğru çevirdim ve o kaçınılmaz sahneyle karşı karşıyaydım matthin burnu neredeyse burnuma değiyordu ve deniz mavisi gözleri yakından içinde boğulma hissi yaşatıyordu,canavar biraz daha oyalandiktan ve önünüzden geçip gidene kadar hiç hareket etmeden öyle kaldık,şimdi ne bi çığlık sesi nede bi fısıltı koca ormanda çıt bile çıkmıyordu onları bulmalı ve ne olduysa öğrenmeliydim tabi hala hayattalarsa son kez gözlerimi matthe çevirdim ve deniz mavisi gözlerinin artık pekte aynı renkte olduğu söylenemezdi ona bakıp ağzımdan çıkan son şey "Sen Kimsin?" Oldu

Merhaba
UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENMİSSİNİZDİR VOTE VE YORUM ATMAYI UNUTMAYIN
TEŞEKKÜRLER ⭐️🌸
Bölüm5: 21kasım 2017
900 kelime

BETA-(1.EVRE)#WATTYS2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin