Hızla oraya ilerledim."Ne oldu Nayeon-ah?"
Yavaşça kafasını yukarı kaldırıp bana baktı. Akan gözyaşını silerken söyledi.
"Sadece seni çok özlemiştim."
Daha yarım saat bile olmadı...
"Neden beni bıraktın Jungyeon?"
Jungyeon... Bana eski ölen birine benzediğim için mi böyle davranıyor...
Kalbim acıyor...Yavaşça kollarını boynuma sardı.Gözyaşları omuzumu ıslatıyordu.Bende ellerimi beline sardım.
Zaman dursun istiyorum...
Onu istiyorum..."Ama geri geldin.Ve önemli olan bu."
Benden ayrılırken gülümseyerek konuştu.
"Ve bir daha gitmeyeceksin...Değil mi ?"
O kadar üzgündüm ki... Ama acı bir gülümseme ile sadece şunları söyledim...
"Bir daha asla gitmeyeceğim..."
Gülümsedi ve yaklaştı yine boynumu kokluyordu...Ama bu sefer öperek...
Yavaşça boynumdan kafasını kaldırdı ve yüzünü yüzümün önüne getirdi."Ben de asla gitmeyeceğim... Asla..."
Dudakları dudaklarıma doğru yaklaştıkca gözlerim kapandı. Dudaklarını dudaklarımda hissetmek o kadar güzeldi ki.
Yavaşça dudaklarını dudaklarımın üzerinden çekti.Mükemmeldi. Ona öpmek, onu görmek, ona dokunmak...
Ama o Jungyeonu seviyor, Jeongyeon'u değil..."Seni seviyorum Jungyeon..."
Beni mi yoksa Jungyeon'umu ?
Şuan o kadar kötü hissediyorum ki..."Ne o ? Sen beni sevmiyor musun yoksa ?"
"Ben de seni seviyorum."
Bana ne yaptığını bilmiyorum ama şuan oyununa ayak uyduracağım ve onun biricik Jungyeon'u olacağım...
Çünkü onun üzülmesini istemiyorum.
Çünkü üzülemeyecek kadar güzel...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Past
FanfictionBiliyorum, hem senin hem de benim hayatımı mahvedecek şeyler yaptım. Ama inan hiç pişman değilim. Seni seviyorum Nayeon-ah...