28

473 43 92
                                    


Burası çok güzel bir yer. Her yerde ağaçlar var. Yanımda kimse yok ve sessiz... Bu çok huzur verici hissettiriyor.

Ağaçların arasından çıktığımda bir uçurumda olduğum farkediyorum...

Yanımda bir iç çekiş duyunca sağıma dönüyorum.

O burada, sevgilim...

"T-Tzuyu !?"

Hiçbir şey söylemeden bana bakıyor.
Ayağa kalkıp aşağı bakınca kolundan tutup konuştum.

"Dikkat et... Düşebilirsin..."

Omuz silkip bana döndü.
Yüzü çok solgundu ve halsiz gibi görünüyordu.

"D-Düşsem n-ne olur ki ?"

Sesi titreyince kalbimin acıdığını hissettim...

"Ölürsün."

Bana döndü ve alaycı bir gülümseme ile konuştu.

"Ben ölüyüm zaten..."

"N -Ne demek bu ?"

"Cennette seni bekliyor olacağım sevgilim..."

Yanağıma ufak bir öpücük kondurup aşağıya atladı. Dizlerimin üstüne düşüp yerdeki bedenine bakakaldım...

***

Sesler ile irkilip uyandım. Yatak odasındaydım ve kapı kapalıydı.
Diğer odadan ses gelince dinlemeye başladım.

"Y-Yemin ederim ben bir şey yapmadım Sana..."

Nayeon ağlıyordu.

"Önümden çık ! Ona bakmak istiyorum !"

"B-Bana inandığını söylersen çıkarım..."

"Yalan söylemeyi sevmem..."

Sert bir ses duyunca ayağı kalkıp hızla kapıya doğru yürüdüm... Kapıyı açınca Sana'nın yerde olduğunu görüm.

Hemen eğilip onu kaldırmaya çalışınca tekrar gözümün karadığını hissettim. Onu yerde bırakıp ayağa kalktım ve yanımdaki dolaba tutundum.

Sana kendi ayağa kalkıp hemen kolumdan tutup beni sallamaya başladı.

"B-Bırak..."

Sesim çıkmıyordu...

"Jungyeon iyi misin ?!"

Nayeon endişeli bir ses tonu ile konuşup beni ayakta tutmaya çalışıyordu.

"G-Gözüm kara-..."

"Senin yüzünden işte ! O kendi evindeyken hiçbir şeyi yoktu !"

"Şu an bunu konuşmanın sırası mı Sana ?"

"B-Bağırmayın."

Biraz düzelince gözlerimi açtım ve kolumu Sana'dan kurtarıp salona doğru yavaş adımlar attım.

"Bebeğim, sen iyi değilsin... İlaçlarını uzun zamandır içmediğinden oluyor muhtemelen... Ben ilaçlarını getireyim."

Odadan çıkınca Sana bana döndü.

"Mina hakkında konuşmak için gelmiştim ama senin durumun daha ciddi..."

Elini yüzümde dolaştırıp konuşmasına devam etti.

"O sana iyi gelmiyor Jungyeon. Gözlerin kıpkırmızı ve tenin solgun... Ayrıca bayılıyorsun ve halsizsin. Evine gel de seninle ilgileneyim..."

"K-Konuşmak istemiyorum... Sadece çok yorgunum..."

"Seni yoran o değil mi zaten ?"

Elini yanağımdan indirip konuştum.

"Beni yoran Mina ve sizsiniz. O beni anlayan tek kişi..."

Sana yüzü düşünce ayağa kalktı ve konuştu.

"Bu cümleni hastalığına veriyorum. Hasta olmasan ciddiye alırdım. Görüşmek üzere..."

Gözlerimi devirip koltuğa yatar vaziyete geldim ve kafamı yukarı atıp rüyamı düşünmeye başladım...

Tzuyu'yi çok merak ediyordum...

Nayeon odaya elindeki ilaçlarla gelince tekrar oturur vaziyete geldim.

"Jungyeon-ah, beni çok korkutuyorsun..."

"İyiyim..."

"Değilsin..."

Yaklaştı ve sarıldı. O huzur verici kokusunu duyunca gözlerimi kapattım.

"S-Sana iyi bakamıyorum... Özür dilerim."

"Sen bana çok iyi geliyorsun Nayeon-ah..."

PastHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin