24

424 45 20
                                    


Arabadayken çok sakin görünüyordu. Eve doğru gitmediğimizi görünce sordum.
"Nereye gidiyoruz ?"

Gözünü bana çevirip tekrar önüne dönerek cevap verdi.
"Aslında, ben de bilmiyorum. Alışverişe gitmemiz gerek..."

"Yani alışverişe mi gidiyoruz ?"

Onayladığını gösterecek bir ses çıkardı. Önüme dönüp yola odaklandım. O sırada konuştu.

"Nasıl hissediyorsun ?"

Tekrar ona dönüp gözlerine baktım. Gelen güneş ile gözlerini kısmıştı.

"Normal. Neden ki ?"
"Bilmem, sadece merak ettim."
"Peki... Sen nasıl hissediyorsun ?"
"Huzurlu..."

Gülümseyip önüme döndüm ve yolu izlemeye başladım.

...

"Geldik."
"İyi de burası alışveriş merkezi değil ?"
"Son anda fikir değiştirdim diyelim..."

O arabadan inince ben de indim. Hava hafif kararmıştı ve esiyordu.

Önümden giderken hızlanıp elini tuttum ve durdurdum. Her şeye karşı hazırlıklı olmalıydım.

"Nayeon-ah, nereye geldik ?"
"Mızmızlık yapma."

Tekrar yürüyünce bende arkasından yürümeye başladım.
Heyecanlı gözüküyordu. Onu öyle görünce ufak bir tebessüm edip devam ettim.

"İşte ! Geldik..."
"B-Burası bir kafe ?"

Yüzündeki gülümseme yavaş yavaş solarken tekrar konuştu.

"H-Hatırlamadın mı ? "

Cevap vermeden yüzüne bakınca konuştu.

"Ö-Önemli değil, kendini kötü hissetme... Ben sana anlatırım."

Yavaşça gülümseyince ben de gülümsedim.
Elimi tutunca kafeye girdik.
Kafede fazla kişi yoktu. İçerisi çok hoştu. Kahve kokusu ve tatlı kokuları karışmış ve ortaya hoş bir koku çıkmıştı.

"P-Peki bu masayı hatırladın mı ?"

Gösterdiği masaya bakarken normal olarak hiç hatırlamadığım masayı imkansız da olsa hatırlamaya çalıştım. Tabii ki bu boşaydı.

Kafamı yavaşça hayır anlamında salladım. Gülümsemesini soldurmamak için zorlandığını görünce konuştum.

"Ö-Özür dilerim, Nayeon-ah..."

Omuz silkip masaya oturdu. Ben de karşısına oturdum.

"B-Ben seni buraya çağırmıştım, duygularımı dile getirmek için... Mina'yı sevdiğini bile bile..."

Bir an duraksayıp bana baktı ve devam etti.

"Senin gelmeni beklerken nasıl heyecanlandım bilemezsin... Tepkini çok merak ediyordum. Olumsuz cevap vereceğini biliyordum ama yine de şansımı denemek istedim.
S-Sen gelince, kalbimin ısındığını hissetmiştim."

Elimi tutarak yine konuşmaya başladı.

"Sarılmıştık. Ve sen bana seni özlemişim demiştin... O an ki sevincimi cidden anlatamam. Oturunca ellerimi birleştirince hemen ayırmıştın... Neden yaptığını hala bilmiyorum... Sahi neden öyle bir şey yaptın ?"

"H-Hatırlamıyorum..."

"Sana içimdeki tüm duyguları döktükten sonraki yüzünü kaç yıl geçmesine rağmen hafızamdan silemiyorum... İğrenmiş gibi bakıyordun bana. Sonra bir daha görüşmeyelim demiştin... O akşam ne kadar ağladığımı tahmin bile edemezsin."

Gözleri tekrar dolunca onun yanağını okşamaya başladım.

"Ama bir hafta sonra sen aradın. Ağlıyordun, ve o an seninle birlikte ben de ağladım. Hemde Mina için... Ben seni severken sen bana Mina'yı anlatıp ağladın... Ama bu seni sevdiğim gerçeğini değiştirmedi."

Susup bir süre dışarıyı izledi.

"S-Sonra ?"
"İleri ki günlerde beni sevdiğini söyledin."

Gülümsedi ve tekrar konuştu.

"Tekrar söyler misin ?"

"Seni seviyorum Nayeon-sshi..."

PastHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin