18

443 43 46
                                    


" Jungyeon hala Mina'yı seviyorsan söyle. "

Ne demek şimdi bu ?

" Nasıl ?"

" Lisedeyken sevdiğini bana anlatıyordun ya. Aranızda bir şey mi var ? Lütfen bana doğruyu söyle..."

Son söylediği cümleyle gözleri dolmuştu. Yanına gidip yavaşça dudaklarımı onunkilere bastırdım.

" Saçmalamayı kes... Ben sana aşığım."

Bu söylediğim şeyle ne kadar kısa sürede ona aşık olduğumu düşündüm. Ama o cidden kusursuzdu...

" Seni seviyorum Jungyeon. Beni bir daha bırakmandan korkuyorum. Ben cidden mahvoldum, senden haber yoktu... Öldü dediler, bu benim için ne kadar acı düşünebiliyor musun? Hayatımda sadece sen vardın, ve varsın...Korkuyorum yine öldü demelerinden... Halbu ki onlar beni bırakıp gitmeyeceğini bilmiyorlardı. Sen bensiz ölemezsin Jungyeon-ah..."

Ona sımsıkı sarılıp kokusunu içime çektim.

" Özür dilerim."

" Özür dileme... Ben sadece... Korkuyorum..."

Ondan ayrılıp yanaklarını avucuma alıp konuştum.

" Seni bir daha üzmeyeceğim. Söz veriyorum."

Gülümseyerek yüzümü inceleyemeye başladı. Bir anda yüzü şaşkın bir hal aldı.

" Yanağındaki benine ne oldu ?"

Ne diyeceğimi bilmiyordum. Boğazımı temizleyip konuşmaya çalıştım...

" N-Ne olmuş ?"
" Yok olmuş..."

Kahkaha atıp gözlerimin içine baktı.

" Yoksa makyajla kapattın mı ?"
" A-Ah evet, öyle yaptım..."

Tekrar kahkaha attı.

" Sen makyaj mı yaptın ?"

Sadece tebessüm ettim ve başımı eğdim.

" Ya tamam utanma... Bir şey yedin mi ?"

" Yedim."

Başını göğsüme koyup uzun bir süre konuşmadı. Ben de o sırada kokusunu hafızama kazımaya çalışıyordum.
Uyuşuk bir ses tonuyla konuştu.

" Bu kalp kimin için atıyor ?"

Aslında bu soruyu bir ay önce sorsalar Tzuyu için derdim. Ama şuan her şey çok farklı.

" Senin için atıyor bebeğim."

Kolunu karnıma atıp kafasını daha çok bastırdı.

Acaba Tzuyu ne yapıyordur şuan ? Bunu cidden merak ediyordum. Neden benden ayrıldığını bilmiyordum. Beni seviyordu, ya da en azından ben öyle zannediyordum...

Nayeon'a baktığımda uyuduğunu gördüm. Yavaşça kafasını göğsümden kaldırıp yastığa koydum. Üzerine örtecek bir şey bulmak için yatak odasına yürüdüm. Dolabı açınca bir sürü kıyafet olduğunu gördüm.
Hepsi erkek kıyafetiydi...
Alt taraftaki battaniyeyi elime alıp salona döndüm ve yavaşça üstünü örttüm.

Telefonumu elime alınca içimden bir ses Tzuyu' yi aramam gerektiğini söylüyordu. Kararsızdım.
Aramadım...

Nayeon'un telefonunu elime alınca ekranının hep ikimizin fotoğrafları olduğunu gördüm. Mesaj gelince direkt mesajı açtım.
Mesaj Sana'dandı.

"Bana Jungyeon'un numarasını atar mısın ? Eski numarasını arayamıyorum da."

Nayeon yerine cevaplamak istemiyordum ama neden numaramı istediğini de merak ediyordum.
Kendi telefonumu alıp Sana'nın numarasını girip onu aradım.

Nayeon'un uyanmaması için başka bir odaya geçtim.
Telefon açılmıştı.

" Alo ? Siz kimsiniz?"

" Sana, b-ben Jungyeon. Telefon numaramı istemişsin de, ondan aradım."

" Jungyeon bana gelebilir misin bugün ?"

" Ben... Bilmiyorum ki, yani hem evini hem de Nayeon.."

"Evimi nasıl bilmiyorsun ? Ayrıca Nayeon ne ? Ondan mı izin alacaksın ?"

" Tamam gelirim, konum atabilir misin ?"

Yine pişman olacağım bir şey yapıyordum...

Odaya gidip erkek kıyafetlerinden beğendiklerimi giydim.

Odaya gidip erkek kıyafetlerinden beğendiklerimi giydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Odadan çıkıp Nayeon'un yanına doğru ilerledim. Hala uyuyordu. Yanağına minik bir öpücük bırakıp kapıya yürüdüm ve ayakkabılarımı giyip kapıyı yavaşça kapattım.

...

Zile basıp bjr adım geri attım ve beklemeye başladım.
Kapı açılınca karşımda Sana'yı gördüm ve gülümsedim.
Sakin bir tavırla sarıldı ve içeri geçtik.

Ev büyüktü ortadan merdivenler geçiyordu. Zenginmiş diye düşündüm.

"Odanı özlediysen çıkabilirsin. Yani yanlış anlama... Ev senin zaten."

"Ev benim mi ?"

" Evet ? "

Önüme geçip elimi tuttu ve merdivenleri çıkmaya başladık.

Naberr

PastHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin