11

598 52 76
                                    


Asansöre binmiştik. İneceğimiz kata basarak aşağı inmeyi beklerken Nayeon bana gülümsüyordu. Ben de ona gülümsemeye başladım.

Kapı açılınca hiç bırakmadığı elimi bıraktı ve konuştu.

"Nereye gidelim Jungyeon ? İstersen eve gidebiliriz ya da yemek yemeye falan."

Aslında gerçekten açtım.

"Farketmez..."

"Tamam o zaman yemek yemeye gidelim, sonra eve geçeriz."

Bu söylediğini duyunca rahatlamıştım.

"Olur."

Hastaneden çıkıp yürümeye başladık.

Yaklaşık on dakikadır sessizce yürüyorduk.

"Neredeydin Jungyeon ?"

Neredeydim... Ne cevap vereceğimi bilmiyorum...

"Ş-şey ben..."

"Jungyeon !?"

Bir anda sıçrayarak bağıran kıza doğru baktım.

"N-Nayeon... Bu gerçek olamaz..."

Kız güzeldi. Saçları omuzunda ve siyahtı. Dudağının biraz üstünde ve burnunda ben vardı... Bana şok olmuş bir şekilde bakıyordu...

"Bu gerçek Mina..."

Demek adı Mina...

Bir anda bana sımsıkı sarılınca neye uğradığımı şaşırdım... Elleri boynumu sararken ellerim beline gitmişti...
Kulağıma yavaşça fısıldadı.

"Seni çok özledim... Nayeon'dan bile çok..."

"Mina yeter artık. O zaten burada, bir yere gittiği yok. Bırak da nefes alsın."

Yavaşça geri çekildi.

"Nereye gidiyorsanız ben de geliyorum. Jungyeon sen de gel dedi."

Cidden mi ?

"Öyle mi Jungyeon ?"

"A-ah evet. O da gelsin istedim..."

Ne yapmaya çalışıyorsun Mina, kimsin sen?

PastHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin