"Biiir!"
"İKİİİ!"
"ÜÜÇ!"
Masadan yükselen bardak çarpma sesleri yeniden kulağıma dolarken son bardağımı da hızla fondipleyip yerine koydum. Bardak dibinin cam yüzeye değmesiyle sağa doğru kayan görüntü bu gecelik bu kadar alkolün ekran kartımı yakmaya yaradığını bildirdi.
Yanan tek şey ne yazık ki ekran kartım da değildi. Düşeceğimi sanıp masaya tutunduğumda midemde de korkunç bir yanma hissi vardı. Kafamı kaldırıp masadakilere baktım. Az önce son yudum da alınıp görev yapılmış olmalıydı ki gidik kafalarla saçma sapan hareketler yapıyorlardı.
Homurdanarak elimi alnıma koydum. Gözlerimi kapatıp düzelmesini bekledim ama olmuyordu. Sia'nın chandelier şarkısında o sözleri doğrudan çevirince çıkan avizede sallanıyorum olayını bayağı bir deneyimliyordum yani. Dönüyordu abi. Durduğum yerde kayıyordum bildiğiniz.
Midemin yanması bulantıya dönüşürken gözlerimi aralayıp çevreye baktım. Çok basık, boğuk... Çok kalabalıktı. Çıkışa doğru yürümeye başladım. Veya çalıştım. Her oyunu oynamamalıydım sanırım.
Hangi kapıdan çıktığımı hatırlamıyorum bile. Ama çöp konteynırlarının olduğu yerdeydim. Henüz temiz havayı alamamışken aniden gelen o iğrenç kusma hissiyle öne doğru eğildim. Kustum kusmasına da, eğilince kayan dünyam ve başımı çarpıp bayılmam? Evet hepsi gerçekleşti.
Gözlerimi araladığımda susuzluktan kuruyordum. Ve daha önemlisi, hastanedeydim. Arkamdan çıkan Eren ortalığı ayağa kaldırıp ambulansı falan aramış. Düzgünce anlatamıyorum çünkü baygın olmakla meşguldüm. Yine de muhteşemdi. Annem odaya girip bağırmaya başladı. Sonra bir takım başka tanıdıklar da...
Sünnet olmuşum da başımda toplanmışlar gibi hissediyordum. Sonra hepsi odadan çıktı. Ve telefonum çalmaya başladı. Saat sabahın beşiydi ve tahmin edin kim arıyordu? Kilometrelerce uzağımdaki fuck buddym...
Ayaktaydım. Yatağa yaslanarak ekrana bakmaya başladım. Bie süre sadece çalışını ve isminin ekrandaki yansımasını izledim. Hala çok sarhoş muydum? Veya ne diyeceğimi mi kestirememiştim? Bilmiyorum.
Açtığımda duyduğum ilk şey sıkıntıyla hızla verdiği nefesi oldu. Özlemiştim. "Efendim?" Dedim. Sesimin uykulu çıkmasına sevinmiştim çünkü çok da çaktırmak istemiyordum. İçmeyi bilmediğim konusunda saçma sapan şakalae yapma potansiyeli vardı. Ama yine hiçbir şey istediğim gibi olmadı.
"Nerdesin lan sen?" Diye bağırdı. Teşekkürler sabahın beşinde beni arayıp özlediğini söylemen çok kibarca. "Niye?" Diye sordum. Kendimce, yalan söylemeden işin içinden kaçmaya çalışacaktım güya.
"Gitme dedim demi ben sana?" Diye bağırdı bu kez. "Açıkça içemediğini söylemek de istemedim sinirlenirsin diye!"
Fena sinirli olması ilk başka garip ve hafif ürkütücü gelse de fuck buddysiydim ve yüzde yüz endişeyle sabahın beşinde araması beni mutlu etmişti. Yine de çaktırmayacaktım. Açık açık dile getirmeyinceye kadar kör ve sağırdım. Gülümseyerek, "Nereden duydun?" Diye sordum. Bir yandan da masanın üzerindeki eşyalarımı cebime koymak için uzandım. "Gruba yazmışlar." Diye soluklandı. Odanın içinde volta mı atıp durdu acaba? Benim için?
Gittiğinden beri sürekli mesajlaşmıştık. Sadece bugün bara girmeden önce iletişimimiz kısa bir süre kopmuş, sonrasında da oyunu oynadığım için mesaj atıp atmadığını kontrol edememiştim.
" Ne yazmışlar?" Diye sordum. "Okursun." Dedi. "Tamam." Diye cevap verdiğimde tişörtümün ucuyla oynuyordum. İşte karşınızda 16 yaşındaki liseli genç kız Alper ve telefonun öbür ucundaki sevgilisi Bradley...
"İyi misin?" Dedi. Düşündüm. Midem cayır cayır yanıyordu. Hatta değişik bir ağrının olduğunu da söyleyebilirdim. "İyiyim." Dedim. "Uyu artık."
"Görüşürüz." Dedi. Aynı şekilde cevap vermemi bekleyip telefonu kapattı. Yavaş yavaş parçaları birleştiriyordum. Endişelenmişti. Sevgilisinden ayrılıp soluğu benim yanımda almış ve beni düşünmüştü. Sadece fuck buddysi olsaydım sabah uyandığında arardı. Gece beşe kadar dikilip ulaşmak için uğraşmazdı. Peki ya fuck buddysi ve arkadaşı olduğum için aradıysa? Arkadaşlar için de endişelenilirdi değil mi? Her ihtimali düşünmek zorundaydım. Fazla uçarsam çok düşerdim. O adım atana kadar bir şey yapmak yoktu. Bekleyecektim.
Kaya'nın yanı sıra, bugün hayatımda bazı şeyler değişti. Mesela kafamda sadece bir buz torbasıyla eve geçmedim. Aynı zamanda yanımda mide hapları da vardı. Ve doktor tarafından verilen uzun bir süre alkol tüketmeme yasağım da vardı. Midemde müthiş bir yanma hissi, başımdaki inanılmaz ağrı ve dönmesine günler kalan bir fuck buddy sorunumla evime girdim.
İşte karşınızda cenabet alkoliğin kamu spotu olarak yayınladığı hayat hikayesi.