"Öpsene beni."
Kaya'nın bayık bakışlarını izleyerek bir yandan da kaçmaya hazır bir şekilde aynı cümlenin farklı versiyonlarını tekrarlıyordum.
"Beni öpsene."
Burnumu çekip dudaklarına baktım, "Öp beni."Gülümsüyordu. "Beni öp." Dediğimde kalkıp yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Yüzündeki gülümsemeye bakınca zaten benim de aptal aptal gülesim tutuyordu. Dudakları benimkilere değmek üzereyken geriye kaçıp güldüm. O da gülüp biraz daha üstüme geldi. Yine kaçtığımda ensemden yakalayıp beni kendine çekti. Yanında uyuduğum için fena mutlu hissediyordum. Dudaklarımızı birleştirdiğinde gülüşüm yavaşça kaybolurken hareket eden dudakları arasında ben de kaybolmaya başladım. Sıcacıktı. Belki bir yuvadan daha sıcak.
Kendimi biraz daha üstüne itip kafasını yastığa koymasını sağladım. Tam üstünde dudaklarımı dudaklarına bastırıyordum. Oyun oynar gibi kendimi çekip yeniden dudaklarına kondurmam hoşuna gitmiş olmalıydı ki yeniden gülümsemeye başladı. Bir sonraki öpücüğümü diliyle karşılayıp ellerini belime yerleştirdi.
Ürperip iki dirseğimi kafasının iki yanına yerleştirdiğimde belimi daha sıkı kavrayıp dilini daha derinlere uzatmaya yeltendi. Arada nefes almaya çalıştığımız için geri çekilmek zorunda kalıyorduk. Bu da nefes almadan yaşamayı istememe neden oluyordu. Hiç geri çekilmeden iki dudağı arasında yaşamak güzel olmalıydı.
Fakat nefes almadan yaşamak mümkün olmadığından biraz olsun dudaklarından ayrılıp soluklanmasına izin vermeliydim. İstemeyerek çekildiğimde kısık gözleriyle gözlerime bakıyordu. Elimi çenemin altına koyup güzelliğini izlemek üzereyken kaşlarını çattı. "Berke'yle konuştum."dedi. Bir anda söylemesiyle ben de kaşlarımı çatarak, "Neden?" Diye sordum. 5N1K sorularını da hemen ardından yapıştırmak istiyordum ama öncelik bu sorudaydı.
Dudaklarıma kısa bir bakış attıktan sonra gülümseyerek, "Sizi barıştırmamı istedi." Diye mırıldandı. Yüzümü buruşturmamaya çalıştım. Sakin kalmam lazımdı. "Sen ne dedin?" Diye mırıldandığımda gülüşü biraz daha büyürken, "Siktirip gitmesini." Diye fısıldadı. Güldüm. Dudaklarına tekrar eğildiğimde kafasını beklentiyle havaya kaldırıp iki kolunu enseme attı. Göğüs kafesimin içi yine ısınmıştı. Dilim ve dudaklarım onun iki dudağı için kavga ediyor gibiydi. Güzelliğini kendimle bile paylaşamıyordum.
Kollarını yavaşça geri çektiğinde ben de dudaklarından ayrılarak tekrar yüzüne baktım. Gülmemeye çalışarak, "Gerçekten, ne dedin?" Diye sordum. Tüm çabama karşılık gülerek cevap verdiğini görünce Berke'nin bende yarattığı o gizli endişe kaybolmaya başladı. "Ona gerçekten siktirip gitmesini söyledim." Dedi. Kaşlarımı hafifçe çatarak, "Ayrıntı ver." Dedim.
Küçük bir homurtuyla yatakta biraz daha dikleşip sırtını yatak başlığına yasladı. Beni de üstüne çektikten sonra, "İlişkinizin beni ilgilendirmediğini ve sen istemediğin sürece hiçbir şey yapamayacağını söyledim." Dedi. Kafamı hafifçe yana yatırarak, "Kısaca benden umudu kesmesini söyledin yani?" Diye sordum. Onaylarcasına bir, "Hıı." Sesi çıkarıp, "Tabi senin seçimin." Diye mırıldandı. Gülerek yattığım yerden doğrulup tek kolumu omzuna attım. Yükselip, "Teşekkürler fuck buddym, hayatımı kurtardın." Dedikten sonra gözümün önüne düşen saçları yana iterek tepkisine baktım.
Halinden oldukça memnundu. Önceden söylemeyi unutmuş gibi, "Ve bir daha beni rahatsız etmemesini de söyledim." Diye eklediğinde, "Beni rahatsız etmemesini söylemedin mi peki?" Diye sordum. Yüzüme takındığım sahte endişeyi fark edip kaşlarını çattı. "Anladığını umuyorum."
Esneyip saate baktım. Gece yarısını geçmişti. "Ben acıktım ya." Diyip boş gözlerle ona döndüğümde, kafasını yana devirip, "Kalk, bir şeyler sipariş edelim." Dedi. Başımı sallayıp emekleyerek yataktan çıkmaya yeltendiğimde ayağıma dolanan çarşafla dizlerinin üstüne yüz üstü yapıştım. Birden çenemde yayılmaya başlayan o muhteşem acıyla Kaya'nın gülüşü birleşince sinirlerim iyice bozuldu. Az mutlu olamayacak mıydım ben? İki öpüştüm de sevindim diye çenem kaymıştı. Evren yine bana oynuyordu. Kafamı sinirle kaldırıp, " Ne gülüyon?" Dediğimde büyük sırıtışıyla beni izlemeye devam etti. Tam o an aslında çok da kızmamaya karar verdim. Gülüşü çok güzeldi. Mutluyken çok güzeldi. Üzülmesine neden olan her şey bu dünyadan silinmeliydi.