× 4 ×

244 42 10
                                    

Sesi duyduğumda korku ile donup kaldım. Arkamı dönmeye korkuyordum çünkü kimi göreceğimi biliyordum. Yavaşça arkama dönerek ona baktım. Kalbim korkudan peşimden aslan sürüsü koşturuyormuş gibi atıyordu. Ne diyeceğimi ya da ne yapacağımı bilmiyordum. O an tek istediğim ordan siktir olup gitmekti ancak yoluma çıkmasından korkuyordum.
"Unuttun mu beni yoksa?"

Önümde iki seçenek vardı; ya onu hatırlamamış gibi yapacaktım ya da bulduğum ilk şeyi kafasına indirip kaçacaktım. Birinci seçeneği seçtim...

"Merhaba, siz Bay Wen olmalısınız. Tanıştığımıza memnun oldum."
Ne dediğimi anlamaya çalışır gibi gözlerini kısarak bana baktı.
"Demek unuttun..." hayal kırıklığı ve üzüntüyle gözlerimin için baktı ve yavaşça yaklaşmaya başladı. Yanıma geldiğinde elini yanağıma koyup yüzümü incelemeye başladı. Gözleri dudaklarımla buluştuğunda durdu. Terlemeye başlamıştım...

"Şey...önceden tanışmış mıydık? Uzun zaman önce bir kaza geçirdim. Bu yüzden hafıza kaybı yaşadım, pek bir şey hatırlamıyorum."
Yalan söylemeyi beceremeyen ve söylemekten de nefret eden biri olarak bu kadar güzel yalan söyleyebilmeme şaşırdım. İçimden yalanımı anlamaması için şuana kadar inanmadığım tanrıya dua ediyordum.
Elini yanağımdan çekerek hayal kırıklığına uğramış gibi suratıma baktı. Yalan söylediğimi anlamamış gibi görünüyordu.

Gidip koltuğuna oturduğunda rahatlayarak derin bir nefes aldım. Şuan sadece günün bitmesini ve o gittikten sonra istifamı vererek burdan defolup gitmek istiyordum. Ancak işler pek planladığım gibi olmadı...

NAMELESS  | JunHao |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin