Odada Leyosi'nin iyileşmesini bekleyen herkes çaresizdi. Hiç kimsenin yapacağı bir şey yoktu. Kendi kendini tedavi etmesini beklemeleri gerekiyordu. Aslında Armes de onu iyileştirebilirdi, tüm gücünü onu suya attığı anda düşmanlarıyla savaşırken harcamak zorunda kalmasaydı. Ayakta bile zor duruyordu şu an.
"Aslında sen dinlensen?"
Ters ters karşısındaki adama bakıp, Leyosi'ye geri çevirdi gözlerini. Iki gün olmuştu, sandığından uzun sürmüştü iyileşmesi.
"Iyiyim ben. Aslında ben de onu-"
"Anlıyorum. Onun yaptığı şeyi sen de ona yapmak istiyorsun. Ama ayakta bile duramıyorsun."
"Ya iyileşemezse?" Zamanında durmamıștı bile. Ve bu da gereğinden daha çok güç harcamasına sebep olmuştu.
"Onun iyileşebileceğini bu odadaki herkes gibi sen de çok iyi biliyorsun."
"Onu iyileştirebileceğimi de biliyorsunuz."
"Seni anlıyorum. Sırf onun için buradasın, aslında olmak istemediğin bir yerde. Ve yıllarca onun nasıl olduğunu bilmene rağmen şu an bilmiyorsun. Ama biraz daha beklemelisin."
Koltuğa oturarak gözlerini kapatıp onunla iletişime geçmeye çalıştı tekrardan. Ama şuuru kapalıydı hâlâ, bu yüzden duymuyordu onu.
Kafasını arkaya yaslayıp beklemeye başladı. Gözlerini açıp bulutlar görünen cam tavana baktı kapkara gözleriyle. Gri bulutların beyaz olmasını bekliyordu, beyaza döndükleri an, Leyosi de kendine gelmiş demekti çünkü.
Bir süre sonra bulutlar aralanmış, güneş ışıkları aralardan sızmaya başlamıştı. Kafasını düzelttikten sonra oturduğu koltukta hızla ayağa kalkıp Leyosi'nin başına gitti. Diğerleri ise gözlerini açtığında göz göze gelmemek adına çıkmışlardı odadan.
Gözlerini açmadan önce "Gözlerin çok güzel." diyerek, gözlerini açıp tavana dikti Leyosi. Papatya mıydı bulutlara özenle dikilmiş gibi duran şeyler?
Armes de kafasını kaldırarak bulutlara baktı.
"Sen biraz daha iyileşince renk renk çiçekler açacak onlar."
"Neden kimse gözlerimin içine bakmıyor?"
Başını aşağı doğru indirerek, "Ben bakıyorum ya." dedi.
"Onlar neden bakamıyor?"
"Hiç kimse senin kadar güçlü değil Leyosi. Annen ve baban bile. Sana baktıkları an senin gücün altında ezileceklerdir."
"Annem.. O nerde?"
"Su perileri suda yaşar. Biraz daha iyi ol, onu da görürüz."
"O da mı sarılamayacak bana, bakmayacak yüzüme."
"Bir şekilde aşacağız."
"Peki ya sen, sen hem buradaki herkesten farklısın hem de güçlü müsün?" deyip doğruldu yattığı yerde. Armes'in odasındaydı.
"Çünkü ben buraya ait değilim."
"Peki neden buradasın?"
"Hadi dinlen sen." diyerek kendini koltuğa atıp gözlerini kapattı Armes. "Bunları daha sonra konuşuruz."
Multi nasıl da güzel dimi😍 Okurcukum yaptı 💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Optilus
Fantasy"Armes mi? O nasıl isim be?" Armes siyah, koca kanatlarını açıp onu kucağına alarak yükselmeye başlarken, "Senin asıl adın da Leyosi." dedi. "O yüzden bence bu konuyu tartışmayalım." Zaten şu an bundan daha önemli bir konu vardı onun için, özellikle...