"Hadi ama sahip. Armes gelecek şimdi."
"Olmuyor. Ne yapayım? Belki de sandığın kadar güçlü değilimdir."
"Olmaz." dedi Armosi tiz sesiyle. "Dört ırkın gücünü taşıyorsun sen. Ne demek güçlü değilim."
"Dört mü?"
"Hiii!" diyerek küçük üç parmağını ağzına kapattıktan sonra tüylerini etrafa saçıp yok olan Armosi'nin bıraktığı boşluğa baktı bir süre. Saymayı mı bilmiyordu acaba? Ya da sandığından daha çok şey biliyor olabilirdi. Armes gelmeden kaçtığına göre, tam da öyle olmalıydı.
Leyosi
Kendi adını duyduğu an etrafına baktı. Hiç kimsenin olmadığını görünce cam kapıya yöneldi.
Sakın
İkinci sesin, Armes'in sesi olduğunu anladığında kanatlarını açtı. Armes, ne zaman beni dinledin ki zaten diye mırıldanırken.
Dışarı çıktığı anda Armes ve karşısında mor göz bebekleri olan çocuğu gördü. Gözlerine bakabildigine göre bu da başka bir varis olmalıydı, tıpkı Sabnel gibi.
"Söyledikleri kadar güzelmişsin prenses." Saygı ile eğilince istemeden de olsa yüzünü buruşturdu. Sabnel de çok itici gelmişti ona, tıpkı karşısındaki çocuk gibi. Bir de aşık olmalarını mı bekliyorlardı yani?
Daha sonra beş kişinin tuttuğu Armes'e çevirdi gözlerini. Çocuk ona yaklaşırken eliyle dur işareti yapıp "Ne istiyorsun?" diye sordu.
"Tüm varislerin istediği ortak şeyi. Yani, seni."
"Benim ne istediğimi bilmek ister misin peki sayın varis?" diye sordu, bulutlar griye dönerken.
"Ne?"
"Sen değilsin, ondan eminim." diye bağırdı, çakan şimşek nedeniyle sesini duyurmak için. Şimşek çocuğun ayağının dibinden geçerken, kendinden emin bir biçimde gülümseyip bulutlara baktıktan sonra çocuğa çevirdi gözlerini tekrar. "Umarım anlatabilmișimdir."
"Arada ben olmasam da hiçbirinizi istemeyeceğini de kanıtladığımıza göre." dedikten sonra, once ellerini tutan iki adamı, sonra da diğerlerini küle çevirdi Armes. "Şu şaklabanlığa da bir son verebiliriz umarım."
"Sen.. Onlar benim ülkemin en güçlü koruyucuları. Ama, nasıl?"
"Ülken sandığın kadar güçlü değil demek ki." diyerek omuz silkti Armes. Daha sonra da "Aynısını yaşamak istemiyorsan gitmek için üç saniyen var." diyerek odasına geçmesi için eliyle Leyosi'ye işaret verip saygı ile eğildi. Bu hareket ikisinin de gülmesine neden olmuştu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Optilus
Fantasy"Armes mi? O nasıl isim be?" Armes siyah, koca kanatlarını açıp onu kucağına alarak yükselmeye başlarken, "Senin asıl adın da Leyosi." dedi. "O yüzden bence bu konuyu tartışmayalım." Zaten şu an bundan daha önemli bir konu vardı onun için, özellikle...