Bölüm şarkısı; Sufle - İçinde Aşk Var
Seviliyorsunuz...
🍃
Ya tam açacaksın yüreğini, ya da hiç yeltenmeyeceksin! Grisi yoktur aşkın; ya siyahi, ya beyazı seçeceksin.. -Şems-i Tebriz
Sevmek. Aşkı bile içinde barındırabilecek kadar güçlü bir duyguydu. Bu yüzdendir aslında çok sık 'Seni seviyorum.' diyen insanları kaale almamam. Yaptıkları şey sadece bu iki kelimeyi basitleştirmek idi.Herkes temel bir şeyi unutuyor; kalp, atmak için bir sebep arar ve en önemli yaşama hevesini de sevgide bulur.
Masanın üzerindeki sıcak çikolatamdan bir yudum alıp kafamı kaldırdım. Sıla karşımda kaçıncı kez bozduğunu bilmediğim maket uçağı yapıyordu ve sıkıldığı her halinden belliydi. Dün ne olduğuna gelirsek mesajı cevaplamadım. "Neden? "diye sorarsanız bilmem yani ne yazacaktım "Hmm güzel isim"mi? veya " Güzelmiş" mi? işte böyle salak salak düşünmek istemediğim için en iyisinin bir şey yazmamak olduğuna karar verdim. Sıla artık sıkıldığını belli eden homurtular çıkarmaya başladığında benim de fazlasıyla sıkıldığımı anladım. Sıkılmak artık hobi oldu bizde oturduğumuz yerde sıkılıyoruz. Artık sıkıldım demekten sıkıldım.
(Bir paragrafta kaç kere sıkılmak kelimesi kullanıla bilirse kullandım fkwlfkwkfmwkföwöd)
Uzun zamandır okula uğramadığım aklıma gelince hüzünlenmiştim. Okulu sevmediğimden değil sadece fazla ekmiştim okulu ve kaçırdığım bir çok ders vardı. Son senem olmasına rağmen hiç önem göstermiyordum. Umutla sılaya döndüm." Okula uğrayalım mı ?" diyince heyecanla döndü.Maket uçağın parçalarını yere fırlatıp " Olur ondan sonra da kampüste otururuz değil mi?" kampüste oturmaktan kastı etraftaki dedikoduları öğrenmekti. " Olur hadi hazırlanalım o zaman" dediğimde koşarak banyoya girdi. Bende dolaptan giymek için bir şeyler aldım. Sıla bize geleceği için spor bir şort ve bir tişörtle gelmişti bu yüzden benim dolabımdan giymek için bir şeyler aldı.
🍃🍃🍃🍃
Kampüsteki tatlı telaşı ve kalabalığı görmek beni gülümsetmişti.Cidden seviyordum okul hayatını. Heyecan kampüsteydi! Sılanın yüzündeyse memnuniyetsiz bir ifade vardı. Nedeni ise profesörden uyarı almıştı. Kampüste bir bank bulup oturmuştuk.Telefonuma gelen bildirim sesiyle telefonumu almak üzere çantamı karıştırmaya başladım. Telefonumu bulmamın sevinciyle dalış yaptığım çantamdan kafamı kaldırdım ama tam o sırada hemen biraz uzağımdaki kampüs kapısında tozu dumana katan bir insan evladının görüntüsüne kilitlendim. Aslında insan mıydı emin değildim. O insansa ben neydim? Sen neydin? Biz neydik? Ciddi anlamda bu başka, çok başka bir şeydi. Yakışıklılık ,Çekicilik,boy,pos bu neydi bilmiyordum ama kesin bu adamda o da vardır? Evet şu an kampüsün otoparkında efsane bir insan evladı var. Allahın lütfu ,şansı,şaheseri,sanat eseri bir yaratılış destanı duruyordu. Altını çiziyorum cool bir şekilde duruyordu . İnsan dururken bile cool olabilir mi? Bakışlarımı ondan çekmemi sağlayan şey telefonuma tekrar gelen bildirim sesiydi. Şifreyi girip bildirimin üstüne tıkladım. Bilinmeyen mesaj atmıştı.
Bilinmeyen numara: Nasılsın?
Bilinmeyen numara: Bakışlarını çeker misin çocuğun üzerinden ?
Okuduğum mesajla etrafa bakınmam bir olmuştu. Eğer bakışımı gördüyse burada olmalıydı. Bizim kampüste Eymen adında tanıdığım biri yoktu. Ama bütün kampüsü tanımadığıma göre bizim kampüsten de olabilirdi. Bir çok ihtimal var. İhtimallerin içinde kaybolmaktansa mesaj atmayı yeğlerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Mimarı
Teen FictionKalbimin Mimarı adlı ilk hikayedir ! Hikayede texting olan bölümlerde var. Beni ilk gökyüzü kandırdı."Ben maviyim" dedi.Aslında beyazdı.O sonsuz olmayı temiz olmaya tercih etti.Sonra zaten beni kandıran kandırana... Gökyüzüm mavi, bulutlarım beyaz...