Öncelikle herkese merhaba. Size bir iyi bir kötü haberim var. Kötü olan önümüzdeki bir buçuk hafta gibi bir süre yeni bölüm gelemeyecek çünkü yazılı haftasına giriyoruz ancak yazılı haftası bittikten sonra bol bol yazmaya ve yayınlamaya vaktim olacak bunu da söyleyeyim. İyi haber ise yayınlayamadığım bu bölümün bir kısmın yazmış olmam. Şu an bölüm yayınlayamacak olsam da size önümüzdeki bölümden bir kesit yayınlayacağım. Bu da benden size hediye olsun :) Seviliyorsunuz...
-"Eylül, neden bunu yaptın, ne oldu?" Cevap vermedim. Zaten ne diyeceğim hakkında tek bir fikrim de yoktu.
-"Eylül, neden konuşmuyorsun neden benden kaçı..." o lafını bitirmeden ben lafıma başladım. Artık dayanamıyordum. İçimde tutup bastırdığım cümleler birazdan çıkacaktı. Onun sakin ses tonundan çok farklı olarak gayet sinirli ve yüksek bir sesle
-"Neden mi senden kaçıyorum. Neden mi ?" gözlerim dolmaya başlamıştı. Ayağa kalktım ve o hala oturur pozisyondayken onun karşısına geçtim. Ardından kafamı biraz indirip onunkiyle aynı hizaya getirdim ve göz göze geldik. Artık onun gözlerinden korkmuyordum, çekinmiyordum. Ellerimi iki yana açtım.
-"Asıl sen beni takip ediyorsun, peşimi bırakmıyorsun, her lanet yerde karşıma çıkıyorsun. Zaten her zaman aklımı yeterice işgal etmen yetmiyormuş gibi..." sesim artık bağırma derecesine gelirken Doruk lafımı kesip
-"Seni takip etmem neden seni rahatsız ediyor ki? Hey... Dur bir saniye sen az önce ne dedin?"
-"Hiç... Hiçbir şey"
-"Aklını işgal etmek?" dedi. Artık anlamıştı. Kaçarım yoktu. Köşeye sıkıştım.
-"Evet, evet aklımı işgal ediyorsun. Tamam, bunu artık daha fazla gizlemeyeceğim. Senden hoşlanıyor muyum ya da sana aşık mıyım kesin olarak bilmiyorum. Ancak kesin olarak bildiğim bir şey var ki sen yanımda olunca mutlu oluyorum. Sürekli senin hayalini kuruyorum, bana baktığında midemde tuhaf bir his oluyor ve diyeceklerim birbirine karışıyor. Bana her dokunuşunda elektrik çarpmasına benzer bir his oluyor tenimde. Gözlerine baktığımda geri kalan her şeyi unutuyorum. Sesin beni bir ninni gibi rahatlatıyor. Şu ana kadar hiç orada bulunmamış olsam da senin kolların bana dünyanın en huzur verici yeriymiş gibi geliyor." bunların hepsini gayet sakin bir ses tonuyla gözyaşları eşliğinde söyledim. Ardından bir süre bekleyip ekledim.
-" İşte hepsi bu. Sonunda söyledim. Tamam. Şimdi istediğin kadar dalga geç benimle. O sevgilini de al. Rezil et beni. Umurumda değil. İstediğinin aldın. Sonunda söyledim işte. Şimdi git ve bunu herkese söyle hadi git ve mahvet beni." dedim ağlamaktan akan burnumu çekerek. Sonunda her şeyi itiraf etmenin verdiği hafifleme hissiyle biraz da olsa rahatladım ancak bir de bunun sonuçlarına katlanmak vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKLAR ALTINDA
Random-UNUTMA Kİ KARANLIĞIN İÇİNDEYSEN HER RENK SİYAH GÖRÜNÜR "Her şey sıradan bir şekilde başlamıştı oysaki... Kimse sonunun böyle olabileceğini tahmin edemezdi." O derinlerde çok derinlerde kimsenin tahmin edemeyeceği kadar iyi... Yalnızca küçükken yaşa...