7. Bölüm- Beklenmedik

272 16 10
                                    

Önemli bir notum olacak lütfen okuyun. Aslında 4. bölümden sonra hikayemin okunma ve vote sayılarından hiç memnun olmadığım için yazmayı bırakmayı düşünüyordum. Bölümlere 2-3 vote geliyordu. Kimse vote vermiyordu ve tüm emeğimin boşa gidiyordu.Ta ki bir gün bir okuyucum bütün bölümlere yorum yapıp vote verene kadar... O günden sonra ona mesaj attım ve mesajıma cevabı beni çok etkiledi. Hikayemi umursayan birilerini hala olduğunu düşünüp yeni bölüm yazdım ve şimdi buradayım. Eğer bu hikaye 4. bölümden sonra devam etmişse bu @nurhannil sayesindedir. Çok teşekkür ederim bu bölüm senin için :)

Şu son iki bölümdür hikayemin okunma sayısı ve voteler oldukça arttı. Çok mutlu oldum gerçekten. Hele bir de son bölüme beni destekleyen bir yorum da gördüm ya dedim tamamdır.

İnanın yorumlarınız, oylarınız, destekleriniz hepsi benim için çok değerli. Okuyucu sayısı arttıkça daha da mutlu oluyorum. Her vote gördüğümde daha da çok yazmak istiyorum. Neyse, çok konuştum şimdi hikayeye dönelim.Aslında devamını yazıp yayınlayacaktım fakat yeni bölüm için olan istekler için hemen yayınladım biraz kısa oldu ama olsun. Seviliyorsunuz ;)

"Benden ne istiyorsun?" dedi elim kolum bağlı önünde diz çöktürüldüğüm Melisa'ya

"Senden isteyeceğimi çok daha önce istedim, hatta anlaşma bile yaptık ama sen uymadın. Şimdi ise bu anlaşmaya uymadığın için ceza vakti" dedi. Melisa'ya üzüldüğü için hak vermiştim ama bu kadarı da fazlaydı. Kabul ediyorum onun yerinde olsam ben de bu kadar sinirlenirdim ama o kızı parkta ücra bir köşeye çağırıp elini kolunu bağlamazdım. Bu yaptığı çok fazlaydı. Onu için bile çok fazlaydı. Şu an ona olan tüm acıma duygum yerini büyük bir öfkeye bırakmıştı. İçimde büyüyen öfkenin etkisiyle

"Asıl sorunun ne biliyor musun, bana ne yaparsan yap Doruk her zaman beni sevecek. Senin o Doruk seni fark etsin diye özenle makyaj yaptığın suratına bakmayacak bile. Ama sen buna rağmen hala kendi kendine gelin güvey oluyorsun ya ben ona acıyorum." dememle birlikte Melisa'nın o zafer gülümsemesinin yüzünde soluşunu izledim. Onun canını acıtmak hoşuma gidiyordu. Üstelik onun canını acıtmak için şiddete gerek yoktu. Ben bunu kelimelerle yapıyordum.

Bana yaklaştı ve yanağıma güçlü bir tokat yapıştırdı. Geçen seferkinden çok daha sertti. Fazlasıyla canım acımıştı ama dışımdan tepkisiz görünmeye çalıştım. Çünkü benim canımın acımasını gördüğü zaman mutlu olacaktı biliyordum. Benimse onu mutlu etmeye hiç niyetim yoktu.

Yanağım alevler içinde yanmasına rağmen dışımdan hiçbir tepki vermedim. Şimdi saldırı sırası bendeydi.

"Sen her en kadar dışarıdan kendini güçlü göstermeye çalışsan da acizin tekisin biliyor musun? Senden korkmuştum çünkü seni güçlü sanıyordum fakat değilmişsin. Bunu o kurs günü anladım. Doruk sana tokat attığı anda senin o en aciz, en savunmasız, en çaresiz halini gördüm. Aslında o gün sana acımıştım biliyor musun, senin için üzülmüştüm. Fakat bugün yaptıklarından sonra fark ettim ki senin için üzülmeye değmezmiş. Sen..." devam edemeden diğer yanağıma daha da kuvvetli bir tokat yedim.

Bu tokat diğerinden de kuvvetliydi ve sersemlemiştim. Kafamı doğrultup kendime gelmem birkaç saniyemim aldı. İfadesizliğimi korumaya çalıştım ancak yine de bu sefer istemeden de olsa canımın yandığını belli etmiştim. Daha önce hiç şiddet görmediğim için alışkın değildim ve çok canım yanıyordu.

Birden ellerimi tutan eller çekildi ve serbest bıraktıklarını sandım ancak birkaç saniye sonra bileğimin güçlü, kalın bir iple sarıldığını hissettim. Arkamda olduğu için göremediğim kişi bileklerimi bağlayıp iyice sıktıktan sonra beni bıraktı.

KARANLIKLAR  ALTINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin