KIRIK DÖKÜK YILDIZLAR / FİNAL

4.9K 130 22
                                    

... güncesinden;

"Bir boşluğa düşersen bir boşluktan,

Dalgalar sürükler hain dalgalar...

Bir yıldızı reva gören güçün,

Yeryüzüne mehlikâ..."

9. BÖLÜM

Göz kapaklarıma inen bir tutam vebâlin ilmiği dokundu bugün parmak uçlarıma, usulca indi düğüm olmuş boğazıma. İnandığım çoğu şey gibi hayallerimde usulca terk etti beni sandım. Nefesim durdu, sesini duyamaz oldum. Sona geldiğimi hissettim. Öyle korkunç bir his ki bu dört bir tarafım karanlığa boğuldu. Çıkış yolu bulamadım. Gözlerim kapandı, ölüyorum diye fısıldadım güç bela, sesimi duyuramadım. Duymadın...

Ne kadar güçlü gözükmeye çalışsam da aslında bir o kadar da kırılgan olduğumu biliyorsun değil mi? Bil. Sandığından daha da güçsüzüm ben. Ne kadar ayakta durmaya çalışsam da hep bir adım ardıma saklanan ruhum izin vermiyor buna.

Daha birkaç ay önce yazdığım bu satırlar öyle garip hissettirdi ki beni, tıpkı o gece gördüğüm rüyadan uyanmış gibi bir hâlim vardı. Tüylerim diken diken olmuştu. Oysa ki istediğim sadece yeniden ve yeniden yazmaktı... Bir gün bana bir şey olursa diye Atalay'a yazdığım bu satırlara usul usul ilişmek istedim. Sadece sevgimi anlatmak değildi istediğim, korkumu, özlemimi, acımı tatsın istedim. Yaşadığım her duyguyu ta derinden hissetsin istedim. Hissetsin ki bir gün beni bir daha görememe ihtimaline karşı cümlelerime dokunsun istedim...

"Öyleyse bu defterin son sayfası farklı olsun," deyip tükenmez kalemi parmaklarımla kavradım. "Aşkımızı anlatsın mesela..."

"Aşk öyle bir şey ki bazen nasıl tarif edeceğini bilemiyor insan..." Bu cümle yüzümde garip bir tebessümün peydah olmasına sebep olmuştu. Nasıl tarif edilebilirdi ki aşk? "Bazen dünyanın en güzel duygusu diyorsun, bazense nefes almak bu kadar zor olmamalı diyorsun, tam şuramda yer etmeli varlığı diye için içini yiyor da dilin lâl oluyor konuşamıyorsun..." Sayfanın bir alt satırına geçtiğimde, "Sen ya da ben kifayetsiz kalıyor, bir süre sonra biz oluşuveriyor baş yapıtın semâlarında... Ne güzelmiş diyorsun, ne güzelmiş nefes almak! İşte asıl o an anlıyorsun aşkı, aşkın birleştirdiği iki kalbin birlikte nasılda güzel çarptığını..." son cümlelerim eşlik etti duygularıma...

Kalemi elimden bırakırken masanın üzerine belki de ilk kez böyle tertemiz hissediyordum. Hiçbir şey saklamadan sevmenin özlemiyle yanıp tutuşuyormuşum meğer...

Telefonumun sesi kulaklarıma dolarken daldığım düşüncelerden sıyrılıp telefonun ekranına bakındım. Ekranda yazan isim yüzümdeki tebessümün silinmesine sebep olmuştu. Arayan kişi Zeliha Hanım'dı. "Efendim?" Açtığım için şaşırmış olmalıydı. Birkaç saniye sonra, "Kızım," dediğini güçlükle duyabilmiştim. "Korkuttun beni."

"İyiyim, merak etme." dedim kısaca. O ise sadece sessizleşti. Sanki söylemek istediği bir şeyler vardı da dili bir türlü söylemesine izin vermiyordu. "Anne," dedim istemsizce ve devam ettim. "Dinliyorum seni."

BUZ KESİĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin