GÖZYAŞI LEKELERİ

6.4K 166 32
                                    

... güncesinden;

Riyakâr bir buhran teğet geçti parmak uçlarımı,

Sen göğüs kafesime saçratkular üflediğinden beri...

Nefesin işte tam buradaydı sevgili;

Anamorfoz diline mahfuz edilen düşüncelerin durağında.

5. BÖLÜM

Bugün iyi değildim... Lanetlendiğim günün her yeni yaşında iyi olmadığım gibi. Tarih 14.06.1999... Her şeyin başladığı ve aynı zamanda da her şeyin kaybedildiği o günün akşamı. Ertesi günde basılan gazetelerin üçüncü sayfa haberleri, televizyonların bas bas bağırdığı şok gerçekleri... Asıl gerçek neydi? Kim biliyordu bu gerçekleri? Ya ben, ben hangi gerçeğe boyun eğecektim şimdi?

"Samsun Merkez Yolunda Feci Kaza: 2 ölü.

Kaza, saat 22.05 sıralarında Samsun merkez yolu civarlarında meydana geldi. Söylentilere göre şehir dışına doğru istikamet eden ve Ayhan Şirzai yönetimindeki 55 EY 9309 plakalı otomobil, henüz bilinmeyen bir sebeple kontrolden çıkarak yol ayrımında karşı taraftan gelen bir otomobile çarptı.

Çarpmanın etkisiyle sürücü Ayhan Şirzai ve yanında bulunan eşi Gülru Şirzai olay yerinde hayatını kaybederken araçta bulunan çiftin iki yaşındaki çocukları G.Ş. annesi Gülru Şirzai'nin yürekleri dağlayan kurtarışı sayesinde hayatta kalmayı başardı. Kendi bedenini kızına siper eden anne o saniyelerde can çekişirken küçük kızı kazayı hiçbir hasar almadan atlattı. Ailenin bedenleri itfaiye ekipleri tarafından sıkıştıkları yerden çıkarıldı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri cenazeleri Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırdı. İki yaşındaki çocuğun büyük acısı tüm dünyayı yasa boğdu..."

"Çok mu istedin yaşama mı? Yoksa," Elimdeki gazete güpürünü avuç içimde buruşturarak açık olan çekmeye geri koydum. Her bir satırını ezbere bildiğim bu kağıt parçası benim karanlık başlangıcımı ne güzel de müjdeliyordu öyle... "Yaşarken mi öleyim istedin?" Sana kötü bir haberim var anne, sandığın gibi toz pembe bir hayatım olmadı. İnan bana ailesi olmayan çoğu kişi içinde bu gerçek, ayaklarının altında gün be gün eziliyordu. "Gittiğin yerde beni izlemekten vazgeç anne, çünkü inan bana hiç iç açıcı değil yaşadıklarım." Gözyaşlarım hızla akmaya devam ederken nefesimin kesildiğine yemin edebilirdim.

Bugünün tarihi 14.06.2017. Tamı tamına on sekiz senedir tekrar ediyordu bu döngü. Acımasızca, küçük bir kız çocuğunun ne hissedeceğini düşünmeden... O kazadan sonra yetimhanede yaşamaya başladım. Kayıtlara göre ailemin kimsesi yoktu. Ne annemin ne de babamın... Kader miydi bu yoksa ekspresyonizmin bir başyapıtı mı? Güçsüzlüğüme eşlik eden kırık kalpli arkadaşlarım, evlatlık verildiğim ailemin hayatına karıştığım en güzel yaşlarım. Yaşadığım onca şeye noktayı koyan hastalığım. Ve her ânımda varlığını kalbimde taşıdığım Atalay'ım... "Gördün mü şimdi anne nasıl acı çektiğimi, nasıl her gün ölüme bir adım kala geri döndüğümü..." Söyleyin şimdi bana, böyle olmasını isteyen kimdi? O kazaya sebep olan babam mı? Yoksa var olduğunu sorgulamak zorunda kaldığım Tanrı mı?

İçine gömüldüğüm yatak rahatsız edici olmaya başladığından gözyaşlarımın tenimde bıraktığı izleri ellerimin tersiyle kurulayıp üzerimdeki pikeyi ayaklarımla tekmeleyerek yatağın ucuna sürükledim. Canım hiç olmadığı kadar çok acıyordu. Bedenimin maruz kaldığı onlarca iğnenin, ilaçların geriye bıraktığı izlerden bile daha çok acıtıyordu canımı Atalay'ın yaptıkları... Özenle sürdüğüm siyah ojelerime bakıyorum da şimdi yer yer soyulmuş kalıntıları karşılıyordu beni. Üstelik benim gibi onlarda kırgın ve tatsızdı. Güçlükle kaldırdığım bedenimle ayaklarımı yataktan sarkıttım. Ayaklarımın yanında bulunan terliklerimi ayağıma geçirip aynı güçlükle çıktım yatağın içerisinden. Titreyen bedenimle adım adım ilerledim odanın içerisinden açılan farklı bir kapıya. Duş almam gerekiyordu çünkü tenimi uyuşturmaya hiç olmadığım kadar çok ihtiyacım vardı. Banyoya ulaştığımda ayağımdaki terlikleri çıkarttım ve soğuk zemine değen ayaklarımla tepki gösteren bedenimi umursamadım. Üzerimdeki askılı geceliği bedenimden sıyırırken olduğum yerde boşluğa bıraktım. Suyu en sıcak ayara ayarlayıp duş başlığının altına geçtim. Buz gibi olan su giderek ısınmaya devam ederken tenime işleyecek olan o kızarıklığı gördüğümde kendimi daha iyi hissedecektim. Atalay'ın dün geceki sözleri ne yazık ki yaşadığım acının önüne geçemiyordu bir türlü...

BUZ KESİĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin