"Abi.."
"Mngh.."
"Abi..."
"Gmph.."
"Mete!"
"E-efendim?"
"Az yavaş ye boğulucan lan ehehehe!"
"Ben de boğulmaya çalışıyorum ya zaten!"
"Hayırdır bir sıkıntı mı var?"
"Nası 'bi sıkıntı mı var' İstiklal?! Seni gebertirim İsitklal! Sanki bilmiyosun it!"
Bendeki atarlı giderli atmosferi hissedince çocuk sandalyeye sindi. Bence iyi de yaptı. Yoksa onu o sandalyeye gömebilirdim her an.
"Haa.." dedi yavaşça. "Yenge.."
"Yaa, yenge tabii!"
Dünden önceki akşam, hani bir bara gitmiştik de az kalsın ölüyorduk ya, ha işte o akşam benim kiminle randevum olduğunu yeni hatırlıyor beyefendi.. Çalıştığım derginin editörü olan Elçin ile -bana ölüm gibi gelen- nerdeyse iki aylık bir fingirdeşme döneminden sonra nihayet onu yemek yemeye götürmeme izin vermişti ve tam da o gece-- Bam! İstiklal Bey'in uyuşturucu çalası tuttu!
"Şimdi ben ne diyeceğim o kadına İstikal? 'Ya Elçincim, kusura bakma benim zeka özürlü arkadaşım, karı kız bahanesiyle beni kandırıp bir bara götürdü, orada da sabaha kadar iki ayı tarafından kovalandık mı diyeceğim ha, canım, sevgili, hatta çok sevgili arkadaşım?"
"Bak, ee... şimdi sen abi ııı.. ne yap biliyomusun.." Bezgin bir ifadeyle yüzüne baktım.
"Napayım İstiklal?"
"Iıı, ona de ki...--" Tam o sırada telefonumun çalması ile sözü yarıda kaldı. Korka korka ekrana baktım, Elçin. Hassiktir ya; nedir bendeki bu şanssızlık? Bugün dergide görüşeceğimiz için açmasam da birşey değişmeycekti sonuçta.
"A-alo, Elçin?"
"Mete nerdesin sen?"
"Ben.. eee.. nerde miyim..?" Yardım istercesine İstiklal'e baktım, o da eliyle boğazını kesermiş gibi bir hareket yaptı. Mesajı almıştım. "Ben şeydeydim.. ııı. şey, hastanede."
"Sen..? Hastanedeydin öyle mi..? Yani beni o yüzden iki gündür geri aramadın.?"
"E-evet. Aynen öyle, yani aslında arayacaktım fakat--"
"Bana yalan söyleme!" Sesi ağlamaklı bir hale bürünmüştü. "Bir arkadaşım seni sokağın ortasında başka bir kızla öpüşürken görmüş, hem de dün Mete! Yani sen 'hastanedeyken!'"
"A-ama hayatım..."
"Hayatım falan deme bana! Ben senin farklı olduğunu sanmıştım fakat hiçbiriniz birbirinizden farklı değilsiniz! Biliyor musun Okan'da aynı şeyi yapmıştı! Ahh! Hepiniz delisiniz!"
Ve sonra telefon yüzüme kapandı. İstiklal,
"Ne dedi abi?" diye sordu. Yeniden kahvaltı sofrasına otururken yanıtladım.
"Geçen gece bizi öpüşürken görmüş -allahtan seni kız sanmış- hepimiz aynıymışız, Okan'da aynı şeyi yapmışmış ve deliymişiz."
Çatalıma bir zeytin takmaya uğraşırken ona bakarak devam ettim. "Sanırım neden senin tercihini erkeklerden yana kullandığını anlayabiliyorum."
Güldü.
"Anlamıyorsun." dedi.
Şaşırmıştım çünkü birden böyle bir şey söylemesini beklemiyordum. Fakat bazen İstiklal'in benimle konuşması gerekirdi. Herhangi bir konuda. İşte o zaman konuya böyle yerlerden girerdi hep. O yüzden dinlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sentimental boys at ♡ [boyxboy]
Comédie☆ o özeldi. o her zaman özeldi. onu ilk gördüğüm an anlamıştım bunu. küçükken onu istediğimi düşünürdüm. benim olmasını istiyordum. bana ait olmasını, tıpkı oyuncaklarım gibi. ama o bir oyuncak değildi. sahip olmadığın küçük kardeşin, derdi annem ba...