Birazdan söyleyeceklerim için İstiklal'den ve bütün eşcinsel camiasından özür diledim ve balıklama konuya daldım.
"Seni neden mi takip ettik! Çünkü ne kadar ibne olduğunu herkese göstermek istedik! O gün köşede kiminle öpüştüğünü gördük ve fotoğrafını çekip seni rezil etmek istedik, ibne!"
Yüzündeki bir anlık endişe ve sinir dalgasından aldığım güçle devam ettim.
"Bence gidip bi doktora görünmelisin hasta herif! Sen hangisisin, alttaki mi üstteki mi? Başka bir adamın seni altında inletmesine izin mi veriyorsun?"
Bu lafları söylememle ayaklarımın yerden kesilmesi bir oldu. Boğazımı sıkan ve beni havaya kaldıran elini gevşetmeye çalışıyordum fakat başım sanki patlayacakmış gibiydi, hareketlerim çok zayıftı. Yine görüşüm kararmaya başladığı zaman beni sertçe yere bıraktı.
Kapının yanına gidip diğer taraftakilere seslendi.
"Bunu diğerinin yanına koyun."
XXX
Bu gün üçüncü kez gözlerimi açtım ve günde üç kez bayılmanın insan sağlığına zararlarını düşündüm. Mesela böyle bir durumda sağlığımı düşünmek bende kesin beyin kanamasına falan işaretti. Fakat sağ tarafımda gördüğüm sarı kafa beni bütün bu düşüncelerden sıyırıp gerçek dünyaya döndürdü.
Ellerim arkadan bir direğe bağlıydı ve soktuğumun direği yerden tavana kadar uzuyordu. Soğuk zeminin üzerinde oturur pozisyonda durduğum için, kanı emmesi için koyulan saman çöpleri kıçıma batıyodu. Biraz ötede benimle aynı durumda olan bir İstiklal vardı fakat kafası öne düştüğüne göre baygındı. Uzun sarı saçları yüzünü görmemi engellediği için ona doğru dönerek ayağımla kafasını dürttüm. Hiç hareket olmayınca bir kere daha denedim ve bu sefer ayağımı çenesinin altına koyup kafasını yukari kaldırdım. Yüzü her zamanki gibi çok temiz ve saftı. Yani bendeki muhtemel patlak dudak ve morarmış elmacık kemiği onda yoktu. Ona dokunmamışlardı.
İçimden şükrettim ve İstiklal'in kafasını rahat bıraktım. Ayaklarımı önüme toplayıp biraz dinlenebilmek için gözlerimi kapattım. Bu sefer tamamen kendi irademle.
XXX
Birinin beni sarmasıyla uyandım. Bu yine o takım elbiseli hıyarlardan biriydi.
"Uyan bakalım! Eğlence şimdi başlıyor!"
Adamın ağız kokusu burun deliklerimden geçip midemde bir hareketlenmeye sebep oldu ve zorlukla gözlerimi açtım. İstiklal'e baktığımda onun çoktan uyanmış olduğunu gördüm. Bana doğru döndü ve bağırmaya başladı.
"Mete! Mete iyi misin? Sana ne yaptılar böyle?!"
"İyiyim, birşeyim yok." dedim ve yanak kaslarımı fena acıtsa da gülümsedim. Doğru ya, bu kadar yumruğun yanında geçen gün barda yediğim de eklenince bu kadar kötü olmuştum.
"Bak Mete ben çok ö--"
"Susun be! Ne çeneniz varmış!"
Biz sustuktan sonra adamlardan biri konuşmaya başladı.
"Para nerde?"
Hay anasını ya! Bi siktirin arkadaş!
Göz ucuyla İstiklal'e baktım, kafasını salladı.
"Bilmiyoruz."
"Para nerede dedim." Bağırdım,
"Çocuk bilmediğini söyledi orospu çocuğu!"
Soruyu soran adam bana yaklaştı.
"Peki sen biliyor musun?"
"Hayır." Bunu söylememle bugün ellinci kez karın boşluğuma tekmeyi yedim. Önceki seferlerde boğazımdan yükseldiğini hissettiğim şey kahvaltım olurdu ama bu sefer kan tadı almıştım. İstiklal haykırdı, "Mete!" ve sonra karşısındakilere döndü. "Burdan çıktıktan sonra sizi tek tek sikeceğim şerefsiz piçler!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sentimental boys at ♡ [boyxboy]
Comédie☆ o özeldi. o her zaman özeldi. onu ilk gördüğüm an anlamıştım bunu. küçükken onu istediğimi düşünürdüm. benim olmasını istiyordum. bana ait olmasını, tıpkı oyuncaklarım gibi. ama o bir oyuncak değildi. sahip olmadığın küçük kardeşin, derdi annem ba...