Arkadaşlar kusura bakmayın bu sabah yeni bölümu paylaşacaktım fakat son 2 bölümüm ve taslağım silinmiş bu yüzden yeniden yazmak zorundayım :/ akşama yeni bölüm gelicek öpüldünüz.
"seni gebertecegim"diye hirladi.Baltasini kafasının üstünde kaldirdi.Geri geri emeklemeye başladım Ama nafile ben geri gittikçe oda uzerime geliyordu iyi bok yedin christina.sen hangi kafayla eli baltali adamlarına aniriyosun iyi bok yedin geberecen şimdi mal mal Mal "iç sesimi susturdum ah suralardan bir taş bulabilsem.
Ve ben bunu dusunurken.liderleri kafama baltayı indirdi.
Baltası bana değmedenbeyaz bir ışığa çarptı ve ikisi beraber yuvarlandılar.Sonra beyaz ısışın bir melek olduğunu kendime hatıtlattım.Tapılası bal rengi saçları vardı(Bu adamın zamanlaması harika).Kes şunu canının derdine düssene salak!
Sonra beyaz melek bana döndü. ve ''Kaç!'' diye bağırdı.Melek aynı sevgilim alex'e benziyor.Bir boy büyüğü,aynı bal rengi saçlar aynı duman girisi gözler, heralde öldümde sevgilim beni almaya geldi.Bu rüya daha tuhaf olabilirmiydi acaba ?Yinede uslu bir kız olu adamın sözlerini dinledim.Hemen yanımdaki sokağa daldım.Sokak kapkaranlıktı.Körlemesine koşmaya başladım.Sonra önümde zift gibi kanatları olan birine tosladım.Ellerini vücuduma doladı beni sürüklemeye başladı.Çılgınca debeleniyordum.Ellerim,bacaklarım ona çarpıyordu ama umursamıyordu.Çığlık atmak için tam ağzımı açmıştımki eli ağzıma kapandı.
''Kes sesini sana yardım ediyorum.''
Hah yardıma bak !Sen yardım ediyorsan istemiyorumElini ısırdım.Okadar sert ısırmışımki ağzıma kan tadı geldi.Acıyla inleyerek bir adım uzaklaştı.İşte bu benim için yeterli bir süreydi hemen arkamı dönüp kasıklarına bir tane geçirdim.(bunu bana öğreten abim ve sevgilim alex suan ne kadar teşşekür etsem az) inleyerek yere düştü.
''Ahh neden yaptın bunu?''
Neden acaba ?Cevap vermeye bile yeltenmedim.Bırakın yerde kıvransın pislik.Başımı sanki ikiye ayırıyorlarmış gibi hissediyordum.Ah uyandığım yere çok az kalmıştı.
Yapabilirim
Yapabilirim
Yapamadım.
Kendimi yine yerde buldum.YapamamıştımAğacı,ailemi arkadaşlarımı yüzüstü bırakmıştım.Gözlerim doldu.Bu salak rüyada ölecektim.
Ayak sesleri yaklaşıyordu.
Bu sadece rüya öleceğim ve yatağımda uyanacağım.
Ama rüyada acı hissetmezdik değilmi ?
Bir çift el nezikçe el ve kollarımı .Beni kaldırımdan kaldırdı.Bir koluyla bacağımı kavradı ve beni sıkıca kucakladı.sonra hareket etmeye başladık.Gözkapaklarım birbirine yapışmıstı sankı .Zorda olsa gözlerimi araladım.Kahramanıma bakmak için kafamı kaldırdım ve:
Kasıklarına indirdiğin çocuğu gördüm
Hemen çığlık atıp debelenmeye başladım.
''Kes sesini rahat dur'' diye tısladı.
''Neden''diye sordum.
''Çünkü zeki şey berbat durumdasın ve suan elindeki en iyi seçenek ben gibi duruyorum ?''
''Peki sherlock bu kanıya varman çokmu uzun sürdü?Bana neden yardım ettiğini soruyorum salak!!''
Omuz silkti.''Bilmiyorum.İçgüdülerim seni öldürmemin yanlış olduğunu söylüyor.''
Sağ olasın çok ferahladım.İçgudülerin olmasa bikaşık suda boğacaksın beni ?O öyle boş boş konuşur ken ben uyandığım yere adım adım ilerliyordum.Çok az kaldı azdaha hadi..
O sırada bir feryat sessizliği böldü.Siyah kanatlı meleklerin reisi karanlıktan çıkıp bize doğru koşmaya başladı.Tanımadığım melek önce bana baktı sonrada koşmakta olan reise baktı.Sonra beni yere bırakıp ona doğru koşmaya başladı.Akıllı çocuk.
Bende sürünerek uyandığım yere vardım.Dizlerimin üstüne çöktüm ve bekledim.Göğsüm derin soluklarla inip kalkıyordu.Ağacın dediğini yapmıştım Neden hala uyanmıyordum ?
Çocukla reis o sırada birbirine girdi.Adamın kanatları yumuşak ve zift gibi karanlıkken çocuğun kanatları obsidiyen gibiydi.Çocuğunkinin tüy olmadığına eminim
Osırada etrafımda bir çember oluştu ve parlamaya başladı.Bende içine çekiliyormuş gibi gibi hissetmeye başladım.Canım yanıyordu yine gıkımı çıkarmadım.
Reis o sırada çocuğun üzerine çıktı ve bir yumruk attı.
''Ah!!!'' çocukla aynı anda bağırmıştık ve benim başımda yana savrulmuştu.Çocuğa vurmaya devam etti.Benim canımda onunkiyle yandı.
Artık dayağa dayanamayacağımı anladığımda çığlık atmaya başladım.Çemberin ışığı dahada parlamıştı ve canım daha çok yanıyordu.Kalçam,Başım,Bacaklarım...
Böyle rüya olmamalı.
Çığlıklarım boğazımı yarmış,bitmek tükenmeden ağzımdan çıkıyordu.Kendimi çok yorgun hissediyordum.
Bir rüyada neden canınız yanabilir ?
Çocuk inliyordu.Bende bağırıp ağlıyordum..Siyah melek ayağa kalktı ve bana koşmaya başladı.
Koştu
Koştu
Koştu
Çok yakında öleceğim.Boynumu kıracak.. tek hareket ...uyanacağım bitecek.
Gözlerimi kapadım.Kendimi hazırladım.Osırada bembeyaz bir ışık gözlerimi delip geçti.Bağırışlar duydum.Gözkapaklarım titreşerek açıldı.Bu sefer reis ile beyaz melek dövüşüyordu.(Bu adamın zamanlaması harika.Yine.)Canım yanıyordu.Kolumda bir ıslaklık vardı.Dayanamayıp yere yığıldım.Kısa ve kesik nefesler alıyordum.Işık gözlerimi alıyordu.Uykum gelmişti.Gözlerimi kapamadan önce duyduğum son şeyler şu oldu:
''Bunun bir rüya olduğunumu sanıyorsun ?Aptal bu kabusun,Kötülüğün ta kendisi ! Karanlığa and içerimki seni bulacağım.Geberteceğim.Kanını kraliçemize sunacağım.Aileni,arkadaşlarını sevdiğin herkezi öldüreceğim,Nereye kaçar...''
Dinlemeye daha fazla dayanamadım.Gözlerimi kapadım.Sessizlik.
Gözlerimi odamda açtım.Hızla yatakta doğruldum.Terlemiştim.Midem bulanıyordu.Koşarak odamdaki banyoya gittim ve içimde ne var ne yoksa boşalltım.Sifonu çektim.Kafamı klozete dayadım.Uzunca düşünmem gerekiyordu.Bacaklarımı karnıma çektim ve kollarımla bacaklarımı sarıp ileri geriye sallanmaya başladım.Titriyordum
Bunun bir rüyadan fazlası olduğunu çoktan anlamıştım. Ve zamanı geldiğinde sevdiklerim ve hayatım için bende savaşacaktım.
Gençler bölüm silindi bende yeniden yazmak zorunda kaldım. K.b K.B simdi çoğunuz bir ağaç 2 çocuk bu kıza noluyo yaa diyosunuzdur eminim bunu ileride göreceğiz keyifli okumalar öpüldunuz.Bunu yazarken aklıma feci fikirler geldi.Hepinizi seviyorum :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRİSTAL KANATLAR
Fantasy''Kader oynanması tehlikeli ve ölümcül bir oyundur.'' Vazgeçilmez bir yetenek,kazanılması gereken bir savaş Christina on altı yaşında oldukça çekici bir kız,hayatta istediği her şeye sahip,iyi bir aile,iyi bir sevgili,iyi dostlar. Christina'nın hay...
