Bu bölümün sonunu fena bitireceğim ve aklınızda yeni sorular oluşacak :D Tahminlerinizi yazarsanız çok çok sevinirim :)
Ne ?
Geride kimsenin kalmaması gerekiyordu.
Adam kolumu dahada sıktı.Ama ben hiçbirşey hissetmiyordum.Alaycı bir sesle konuşmaya başladı.
''Küçük kızımız canını dişine taktı ama yinede günü kurtaramadı ha ?''Cık cıkladı.''Çok yazık.Gerçekten peki ne yapacaksın ?Dışarıya arkaadşlarının yanına mı gideceksin ?Sevgilinin yanına ?Yoksa Küçük kızın canlı canlı yanmasına göz mü yumacaksın?'Dudaklarını büzdü.''Vicdanın buna izin verir mi ?''
Başımı eğip kendimi onun kolundan kurtalmaya çalıştım.Daha fazla onu dinlemek istemiyordum.Beni yalnız bırakmasını istiyordum.Adam gülerek diğer eliylede belimden kavradı ve beni kendine çekti.Arkaya yanan kısıma baktı ve gülümeyerek bana döndü.Bense debelenerek ondan kurtulmaya çalışıyordum.
''Bu durumda bile çoktan ölmüş olabilir ha ?Belkide şuan bir köşede ağlıyordur kim bilir ?Şimdi gitmeye karar versen bile asla geri dönemezsin.Birazdan burası çökecek ve diri diri altında kalacak.''
Parmağıyla nazikçe yanağımı oksadı.İğrenerek başımı çevirdim ve dokunuşundan kaçmaya çalıştım.Çenemi sertçe kavrayıp beni yüzüne bakmayı zorladı.
''Ablasının acınası çığlıklarını dinle...''
Daha fazla dinlemeyecektim.''Kes sesini ''diye tısladım.Gülümseyerek kulağıma yaklaştı.Soğuk dudakları kulağıma sürtünmeye başlayınca korkuyla titredim.
''Şah güzel kız.Tek bir hamlen kaldı.Sonra oyunu kaybedeceksin.''
Beni bir anda bıraktı.Korkudan ve yorgunlıktan bir an dengemi kaybettim ve dizlerimin üstüne çöktüm.Yanımdan geçerken güldüğünü duydum.
''Belkide çoktan kaybettin..Kazanamayacağın bir savaşın acınası çabası içindesin..''
Ve kapıdan çıkarak beni yalnız bıraktı.Dizlerimin üstünde başımı ellerimin arasına ileri geri sallanmaya başladım.
Belkide siyah haklıydı.Kaybedeceğim bir savaşın acınası çabası içindeydim.İnsanların daha çok yaralanmasına neden oluyordum.
Belkide belkide...Başımı hızla iki yana salladım.Ne diyorum ben ?Neler saçmalıyorum..O pisliğin umutlarımı direncimi kırmasınına beni korkutmasına izin vermemeliydim.
Gözlerimi kapatarak kendimi küçük kızın yerine koymaya çalıştım.Yalnız....Korkmuş..yükselmeye
Arkamdan bir ablanın acı dolu feyratları başlayınca gözlerimi sımsıkı kapattım.
Cevap en başından beri belliydi zaten.Düşünmeme bile gerek yoktu.
Titreyen bacaklarımla masadan destek alarak doğruldum.Masamın üzerindeki baltayı elime aldım.Kolumu burnuma dayayarak koşmaya başladım.Acaba kız neredeydi ?Bu dumanda seslenemezdim.Nerede olabilitrdi ?Depoyamı inmeliydim ?Tuvaletlere mi ?
Bunları düşünürken adım attığım yer kırıldı ve ayağım boşluğa girerek yere düştüm.Elimle sıkı sıkı kavradığım balta elimden fırladı ve yüzümü tekrardan tahta zemine vurdum.Gözlerim acıyla karardı ve boğukça inledim.
Başımı vurduğum yerden yavaşça kaldırdım ve etrafa baktım.Bacağımı sıkışan yerden çıkarmaya çalıştım.Acıyla Yüzümü buruşturdum.Fena bir şekilde burkmuş olmalıydım.Sert bir şek,ilde bacağımı kendime doğru çekmeye kalkınca bileğime giren ani ağrıyla çığlık attım.Düşündüğümdende beter olmalıydım.O sırada başımın üzerinden büyük bir çatırtı yükseldi.Endişeyle tavana baktım.hayır hayır..Endişeyle bayağımı kurtarmak için dahada debelenmeye başladım.Hadi hadi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRİSTAL KANATLAR
Fantasy''Kader oynanması tehlikeli ve ölümcül bir oyundur.'' Vazgeçilmez bir yetenek,kazanılması gereken bir savaş Christina on altı yaşında oldukça çekici bir kız,hayatta istediği her şeye sahip,iyi bir aile,iyi bir sevgili,iyi dostlar. Christina'nın hay...