Son kısımda birtakım sorularım olacak cevaplarsanız beni çok mutlu edersiniz.Keyifli okumalar :D
-Christina-
''Hey christina iyi misin ?''
Şaşkınca kafamı sallayıp daldığım transtan çıkmaya çalıştım.''Hı ?''
''İyi misin dalıp gittin.''
''iyiyim sadece düşünüyordumda.''
Alex kaşlarını kaldırdı.''Ne düşünüyordun?Dur söyleme,çok aptalım tabikide salgını düşünüyordun ?''
Başımla onu onayladım.''Evet.''
''Peki bu salgın neden bu kadar seni geriyor ?''
Derin bir nefes aldım ve gözlerimi gri tişörtüne diiktim.''Bence bir salgın değil.''Alex'in bedeninin kollarımınj altında gerildiğini hissettim.Derin bir nefes alarak yattığı yerde doğruldu.Sakin bir sesle.
''Ne demek istiyorsun ?''
Birşey demek istemiyorum alex.Tek dediğim günlerce komada benimle vakit geçiren ve bana dövüşmeyi öğreten çocuğun,çetesiyle beraber bizi öldürmeye yaklaştığı ve onların etrafa yaydığı bir tür enerji var ve buda hayvanların ve bitkilerin çıldırıp ölmesini sağlıyor.Ha bu arada o yakışıklı çocuğun kaderle oynadığını söylemişmiydim ?
Alex iç çekti.''Christina yine daldın.''
Biran bunları gerçekten söylemek istedim.Ama çenemi kapalı tutmam gerekiyordu .Sakin bir sesle konuşmaya başladım.''Sadece,oldukça şüpheli bir durum değil mi ?Hepsinin biranda ölmesi ?Bence altında yatan başka nedenler olabilir.''
Alex omuz silkti.''Neden olmasın ?''
Göğsüne yaslandım.'Bunları konuşmak istemiyorum.''
Alex bıkkınca nefesini verdi.''İyi tamam,gününde değilsin anlaşılan.''
Cevap vermeden göğsünde yatmaya devam ettim.Simsiyah saçlarım alex'in gri tişörtüne yayılmış ve hos bir tezatlık oluşturmuştu.Göğsü düzenli soluklarla inip kalkıyor ve güzel kokusu uykumu getiriyordu.Tam huzurlu bir uykuya dalmak üzereyken,alex'in bağırışıyla irkildim.
''Kahretsin!''
''Ne! Ne oldu ?''Şaşkınca gözlerimi kırpıştırdım ve saldırma pozisyonu aldım.
''Telefonum kayıp!''
Gevşedim ve derin bir nefes verdim sakinleş christina.''Emin misin ?''
''Evet cebimdeydi !''Bunu söylerken elleri pantolonunu yokluyordu.Aklıma gelen kötü düşünceleri kovdum.Yolda düşürmüş olmalıydı.
''Evde mi bıraktın ?''
''Hayır gelirken cebimdeydi eminim.''
''Yolda düşürmüş olmalısın bir bak.''
Alex bana baktı.''Gidebilir miyim ?''
Gülerek elimi salladım.''Alex 10 dakika,yalnız kalabilirim.Hem o telefona o kadar para döktün.''
''Tamam''deyip alnımdan öptü.''10 Dakika sonra bulsamda bulamasamda yanındayım.''
''Tamam.''deyip yanağından öptüm ve uzaklaşıp ormanın içine girmesini izledim.Yaprakların içinde kaybolunca önüme döndüm ve düşünmeye başladım.Çok fazla paranoyaklık ediyordum ve çevremdeki insanlarıda aynı ruh haline sokuyordum.Sakinleşip kontrolu elime almam lazımdı.Diğerlerini endişeye değil güvende hissetirmem lazımdı.Kafamı sallayıp bu düşünceleri aklımdan kovdum ve son günlerde yaşadıklarımızı gözden geçirmeye başladım.Olayları şöyle bir gözden geçirdiğimde iki şeyin farkına vardım.Birincisi arkadaşlarım gerçekten çok fazla yol katetmişti.İkincisi yinede yeterli değildi.Kafamı yasladığım dizimden kaldırdım.Gerçekten çok düşünüyordum ve uykum gelmişti.Gözlerimi zorlada olsa açmayı başardım.Sanki birisi gözkapaklarımı aşağı doğru çekiyordu.Ayağa kalktım ve göle doğru yürümeye başladım.Gölün kenarına gelince dizlerimin üstüne çöktüm ve elimi buz gibi suya daldırdım.Titredim su buz gibiydi !Başımı eğip yüzüme buz gibi suyu çarpmaya başladım..İyice ayıldığıma emin olduktan sonra ellerimi sudan çıkardım ve üzerime sildim.Yüzümü ısıtmak içinde ellerimle yüzümü ovdum.Tam kalkıp gidecektimki gölün ortasındaki bir parıltı dikkatimi çekti.Gözlerimi kısarak tekrardan baktım.Çok tuhaf bir parıltıydı.Arkamı dönüp gitmem gerektiğini biliyordum ama içimdeki bir ses ''Git bak yoksa sürekli aklına takılacak.'' diyordu.Haklıydı.Şimdi gidip bakmazsam paranoyaklığım tutacak ve tüm gün tüm akşam o parıltıyı düşünecektim.Ayağa kalktım ve taşlarım üzerinde zıplamaya başladım.Gittikçe yaklaşıyordum.Son taşın üstündende atladıktan sonra gölün ortasına gelmiştim bu taştan sonra göl iyice derinleşiyordu.Gölün dibine baktım siömsiyahtı ürperdim kim bilir o siyahlıkta neler saklanıyordu.Gözlerimle tuhaf pırıltıyı aramaya başladım.Tuhaf ortadan kaybolmuştu.Dikleştim ve tam arkamı tekrardan dönecekken gözucumla suda bir pırıltı yakaldım hemen eğilip suya bakmaya başladım.Gümüşi pırıltı suyun dibinden yükseliyordu.Başımı sallayı gözlerimi kapattım.Saçmalama christina.Gözlerimi açtım ve suya tekrardan baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRİSTAL KANATLAR
Fantasy''Kader oynanması tehlikeli ve ölümcül bir oyundur.'' Vazgeçilmez bir yetenek,kazanılması gereken bir savaş Christina on altı yaşında oldukça çekici bir kız,hayatta istediği her şeye sahip,iyi bir aile,iyi bir sevgili,iyi dostlar. Christina'nın hay...