Açıklamam altadır.
-Mucizeler bile zaman alır.
İrene odadan çıktığı anda ayağa fırladım.Zamanı gelmişti.Artık kimsenin zarar görmemesi gerekiyordu.Belki...Belkide kimsenin yardımı olmadan güçlerimi kontrol edebilirdim.Belkide hepsini öldürebilirdim.İkincisinin olmamasını umuyordum.Ne kadar öfkeli olsamda henüz birilerini öldürmeye.hazır değildim.Odamın kapısını yavasça açtım ve dışarı çıktım.
Yavaş adımlarla alex'in odasına doğru yürümeye başladım.Aklımda binbir düşünce birbirini kovalıyordu.Ne olacaktı şimdi ne yapacaktım ?Kime güvenmeliydim.Aptal siyahlar bunun bir satranç oyunu olduğunu sanıyordu.Sinirle nefesimi dışarıya üfledim.Yaptığım hataların farkındayım.Siyahlar bu oyunu oynamaktan zevk alıyordu.Kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorlardı.Bense tam bir aptal gibi sürekli yanlış hamleler yapıyordum.
Sanırım benim ne kadar dayanabileceğimi izliyorlardı.Yada salaklığıma gülüyorda olabilirlerdi bilmiyorum.
Aptallar.
Ama hiçbir hamle yapamıyorlardı çünkü oyunu kimin yönettiğini bilmiyorlardı.
Sinsice gülümsedim.Evet bu benim yararımaydı.Bunu kullanmamın zamanı gelmişti.
Aklımda kısa bir değerlendirme yaptım.Ben şahsam Alex'se vezirse diğerleri ne oluyordu ki ?
İrene bir piyondu.Belki ethan ve diğerleride.Dylan piyon olamazdı.Gerek zekası gerek bana yakınlığı nedeniyle piyondan daha değerli bir taştı kesinlikle.
At ?Hayır.Fil?Yapısına bakarsak belki olabilir.Ama ondanda emin değilim.Dylan Kesinlikle kale olabilirdi.Korumacı.Düz mantık.Aklına bir şeyi koyduğunda anında yapan.Evet kesinlikle Dylan kale olabilirdi.
Öbür tarafta ise chris kesinlikle vezirdi.Thomas ise bir piyon.Hayır Thomas bir piyon olabilecek kadar güçsüz değildi.Sanırım oda chris'i koruduğu için onuda kale yapabilirdim.En can sıkıcı olan kısımsa Benim şah chris'in vezir olmasıydı.Bence şah satrançtaki en gereksiz taştı.Oyunun en güçlüsü aynı zamanda bir okadar da güçsüzü.Piyondan bile düşük.Chris istediği her hamleyi yapıp istediği her yere ulaşabilirken.Ben tek tek dikkatlı hareketler yapmak zorundaydım.
Uff çok can sıkıcı.
Kim benim şah olmamı istedi ki ?Ayrıca alex'inde chris kadar tehlikeli bir vezir olacağındanda şüpheliydim.En azından şu durumunda bile chris'e yenildiğini açıkca belli ediyordu.
Hala chris'in bana ihanet ettiğine inanmak istemiyordum.O..chris'ti.Yumuşak,Aex yaralıykan omzunda ağladığım,benimle ilgilenen,benimle gülen o benim rüyalarımda tanıdığım christi.Alex'in kaderiyle oynayan chris değildi.
Ama ona güvenmekle yine ben hata yapmıştım.Kim düşmanına güvenirki ?Zarar görmekten yada benim yüümden çevremdeki insanlara zarar vermekten bıkmıyordum.Ama artık değişecekti.
Yavaşça alex'in odasının kapısını açtım ve yanına yürümeye başladım.Yavaşça yatakta yanına oturdum.Sakince uyuyordu.Başparmağımla yüzünen sert ayrıca bir okadarda yumaş hatlarını okşadım.Kaşlarını,gözlerini dudaklarında parmağımı gezdirdim.Uykusunda derin bir nefes aldı.Bu hareketi üzerine gözlerim doldu ve içimi pişmanlık kapladı.Yüzümü ellerime gömdüm.Alex yaralı olsada uykusunda bile olsa benim parmaklarımı tanıyabiliyordu.Bense ona neler yapıyordum.Alex kesinlikle benim vezirimdi.Hatta bu oyunda onu vezirden başkası olarak düşünemezdim bile.Beni korumak için canını bile verirdi.Ellerimi yüzümden çektim ve alex'e baktım.İrene benim en güçlüsü olduğumu söylemişti.İstersem alex'i anında kaldırabileceğimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRİSTAL KANATLAR
Фэнтези''Kader oynanması tehlikeli ve ölümcül bir oyundur.'' Vazgeçilmez bir yetenek,kazanılması gereken bir savaş Christina on altı yaşında oldukça çekici bir kız,hayatta istediği her şeye sahip,iyi bir aile,iyi bir sevgili,iyi dostlar. Christina'nın hay...