Öfke

483 46 53
                                    

-Christina-

Şu anda tam anlamıyla duvara yapışmış durumdaydım.Chris rahat tavrından hiç ödün vermemiş rahatça yanıma kurulmuştu.Rahatsızlıkla yerimde kıpırdandım.

Bay Hıll bize bakıp gülümsedi.Sonrada sırıtarak yerine oturdu.

Keşke O suratını dağıtabilseydim.Elimde kalemi sımsıkı tutuyordum.Gözucuyla alex'e baktım.Onunda benden pek farkı yoktu sanırım biraz daha yana kaysa yeri boylayacaktı.Ayrıca surat ifadesini anlatacak kelimeleride bilmiyordum.Chris yanımda sıkıntıyla üfledi ve başını sıraya gömdü.Bende bütünleştiğim duvardan biraz uzaklaştım.Sinirle kalemimi sıraya vurmaya başladım.

''Kes şunu.''

Başımı öne eğdim ve saçlarımın yüzüme düşmesini sağladım.Elimle kalemi sıraya daha hızlı vurmaya başladım.

''Sana kes dedim.''

''Hayır.''

Avuç içleriyle setçe sıraya vurdu.Çıkan ani sesle irkildim.Sonra kalemi elimde dahada sıkı turmaya başladım.

''Çok rahatsızlık vericisin.''

''Umrumda değil.Yalancı.''

''Vay demek iğneleme yapıyoruz ha.''

''Bunu anlayacak kadar aklın olmasına şaşırdım doğrusu.''

Başını kaldırıp bana baktı  sonra gözlerini devirdi ve başını geri sıraya koydu.

''Seninle uğraşacak durumda değilim.''

Güzel.Bende başımı çevirip sıraya vurmaya devam ettim.

Bugünün nasıl biteceğinden emin değildim.

Tüm sabah chris'den uzak durma çabalarımla sınıfta oluşan siyah-öğrenci geriliminden kaçmakla geçti.Kaçtığım zamanlarda ise alex'in sıkıştırmalarına maruz kalıyordum.Tek kelimeyle bunalmıştım.Fizik dersinde chris'ten oldukça uzaklaşmış yine tam anlamıyla duvarla bütünleşmiştim.Biryandanda dışarıyı seyrediyordum.Dışarısı çok güzeldi.Hava aydınlıktı ve gökyüzünde hiçbir bulut yoktu.Birinci sınıf liseleri okul çıkışı düzenlenecek bir tür tören (sonunda kasabanın sakinleştiği için aman ne güzel (!)) kısa bir şölen verilecekti.Bir o yana bir bu yana koşuşturan irene'yi dikkatli gözlerle izliyordum.Yüzünden gülümseme hiç eksik olmuyordu.

''O kadar uzağa gitmene gerek yok.Isırmam.''

''Eminim.''

''Bana bu kadar kaba davranmayı kes.''

Söyledikleri karşısında neredeyse kahkahalarla gülecektim.Kahkahamı son anda bastırmamla ağzımdan tuhaf bir ses çıktı.Ciddi miydi bu çocuk ?Derin bir nefes attım ve sinirle ona baktım.

''Bunu söyleme hakkını kim veriyor sana.''

Chris  şaşkınlıkla arkasına yaslandı.''Ne ?''

Muhtemelen yaşadığımız tüm bu olaylardan sonra hala arkadaş olduğmuzu sanıyordu.''Benim nasıl davranacağıma karışamazsın.Sana bu hakkı kim verdi ?''

Chris gözlerini öfkeyle kıstı ve bana baktı.Bense umursamazca onun gibi arkama yaslandım ve kollarımı göğsümde birleştirip ona baktım.

''Seni aciz.''

Chris öfkeyle nefes aldı.''Bunu buradamı yapacağız gerçekten ?''

''Ne o küçük kader meleği korktu mu yoksa ?''

Chris'in gözleri öfkeyle parladı.''Kes sesini her şeyi berbat edeceksin.''

''Ooo evet.Seni sefil.Masum insanların kaderiyle''

KRİSTAL KANATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin