Bölüm 9 - HER ŞEY BİTTİ

411 39 7
                                    

Alarm sesinden nefret ediyorum nef reeeeet! Bahçedeki eğitim hazırlığı için diş fırçamı kaldırıp dişlerimi ellerimi kullanmadan fırçalamayı denedim. Bilin bakalım noldu??? Onun yerine lavabonun kenarında duran sabunu kaldırdım ve suratıma çarpmayı başardım! Daha fazla sinirlerim bozulmadan her şeyi özel güçlerimi dahil etmeden denemeye karar verdim. Elimi yüzümü yıkadım, hafif bir nemlendirici ile dudaklarımı nemlendirdim. Saçlarımı tarayıp üzerimi giyindikten sonra hızla aşağı indim. Necla teyze en sevdiğim omletten yapmış ve beni beklerken gazetesini okuyordu.

"Günaydın Gizay! Nasılsın bugün bakalım?"

"Ben iyiyim Necla teyze de... senin sesin pek iyi değil gibi?"

"Ah kızım beni merak etme, dün bahçedeki çiçeklere dalmışım; biraz üşüdüm sanırım. Ama merak edilecek bir şeyim yok. Bugün toparlarım. Bize portakal suyu sıktım hem!"

Ah Necla teyze... Hasta haliyle bile bize neler hazırlamış. Bu kadını karşıma Allah çıkardı. Resmen bir melekle yaşıyorum. Kaldığım bu evi, okuduğum okulu ve yeni hayatımdaki her şeyi ona borçlu oluşumu düşündüm sessizce. Kahvaltımı hızla yapıp kapının önüne doğru yollandım. Necla teyzeye bugün evde kalıp iyice dinlenmesini tembihledim.

"Öyle akşama yemek yapıcam diye kendini yorma. Ben okuldan geldiğimde birlikte bir şeyler hazırlarız. Tamam mı?"

"Gizaycığım sen beni merak etme dedim sana. Hadi sen derslerine odaklan. İyi dersler güzel kızım."

Koşarak evden çıktım. Okulun önüne geldiğimde kapıda savaş'la karşılaştım ama göz göze gelmemek için direndim. Sanki o da benim gözlerimin içine bakmak için çırpınacaktı(!) kendi kendime söylenerek temizlik odasından içeriye girip sınıfımıza çıktım. Ders henüz başlamadığı için rahatlayarak Nil'in yanına oturdum. Nil'le yaptığımız yeni anlaşma gereği ben ona Almanca öğretektim o da bana yeteneklerim konusunda destek olacak ve okul hakkındaki her şeyi anlatacaktı. Dün ona verdiğim kelimeleri ezberlemiş ve heyecanla bana onu teste tutmam için sorular sordurdu. 'Bu kız gerçekten çok azimli' diye düşündüm. Sabahın daha karga saatleriyken o almanca öğrenmeye çalışıyordu. Deli kız. Bu hafta bütün derslerimizden sorumlu olan Berrin hoca sınıfa girdi. Oldukça neşeli gözüküyordu. Onun hakkında çok düşünmemeye çalıştım. Ne de olsa aklımdan geçenleri okuyabilirdi.

"İlk magji atamızın kim olduğunu biliyor musunuz çocuklar?" Diye sordu.

Savaş kendinden çok emin bir şekilde cevap verdi. "Elbette hocam, profesör Dennise."

"Aferin Savaş, çocuklar profesör Dennise Paris'teki gençlik dönemlerinde kendi gibi yetenekli bir arkadaşına rastlayıp güçleri hakkında ne yapabileceklerini sorgulamaya başlar. Pekiii... Gizay?"

Allah kahretsin! Ben! Bana sorma! Nolur soru sorma!

"Gizaycım lütfen çekinme. Bir fikir yürütmeni istiyorum. Bilemeyebilirsin bile. Dennise neden bizim ırkımızın tehlike altında olduğunu düşünmüş?"

"Ç..çünkü... kötü niyetli insanların elinde güçlerimiz çok kötücül olabilir..."

Savaş kıkırdadı. Aptal kafam. Keşke bilmiyorum deyip geçseydim!

"Doğru bildin Gizay. Güçlerimizden normal insanlara bahsetmememiz gerektiğini de biliyorsun demek. Güçlerimiz başka insanlara kaos yaratabilir. Kötü niyetli kişilerin elinde hepimizin güçleri birer silaha dönebilir. Bu yüzden kimseye bu yeteneklerimizden bahsetmiyoruz."

"Evet efendim..."

"Pekala, çocuklar şimdi raflardan dilediğiniz bir kitabı seçerek okumaya başlayabilirsiniz. Bugün öğlene kadar okuma yapacağız. Ardından bahçede egzersizlerle birbirimizi geliştirmeyi deneyeceğiz. Ben kendime profesör Dennise'in kitabını seçiyorum hazır kendisinden konuşmuşken. İyi okumalar!"

AYIN GİZEMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin