Sabah sevinç içinde uyandım. 'ÇÜNKÜ BUGÜN HAFTA SONU! ÇÜNKÜ BUGÜN OKUL YOOOOK! ÇÜNKÜ BUGÜN CANIMIN İSTEDİĞİ HER ŞEYİ YAPABİLECEĞİM O GÜN!' Yatakta bugünü nasıl değerlendireceğimi düşünüp ayılmaya çalıştım. Aslında Almanya'da en sevdiğim şey uzun yürüyüşler yapıp kendimce bir şeyler karalamaktı. Öyle muhteşem bir çizim yeteneğim yoktu belki ama ilkokuldaki hocam Madam Berit bu konunun üzerine eğilmeleri için annem ve babamla konuşmuştu. Hemen ardından annem ve babam benim "Sözde psikolojik problemlerimin" üstesinden gelebilmem için bunun bir yol olabileceğini düşünmüş, beni evimizin yakınlarındaki bir çizim kursuna göndermişlerdi. Oradaki hocamdan hiç hoşlanmıyordum, adam sürekli herkese bağırıyor, yeteneksiz bir avuç velede sırf sanata değer verilmediği için para kazanmanın tek yolu olarak gördüğü bu dersleri verdiğini söylüyordu. Hatta biir keresinde çizim kalemimi beğenmeyip kırmıştı. Ben de bunun ardından istemsiz olarak düşünce gücümü kullanmış ve adamın boynundaki kravatı sıkmaya başlamıştım. Adam öksürüp kravatını çekiştirmiş, biraz direndikten sonra boğazını sıkan kravatı söküp atmıştı. Eğer durumu benim yaptığımı anlasa annemle babama kesin anlatırdı ve en az üç gece odada yalnız kalma cezasına çarpılırdım. Korkumdan uzun süre kursa gitmek istemediğimi, karnımın ağrıdığı yalanlarını söyledim ve sonunda pes edip beni zorla o adamın kursuna göndermekten vazgeçmişlerdi. Sahi, şimdi düşünüyorum da annemle babam beni özel güçleri olan bir kızları olduğunu düşünerek değil, baş belası bir çocukları olduğunu düşünerek büyütmüşlerdi.
Aşağıdan burnuma gelen güzel kokuları fark edince düşünmeden edemedim. Beni doğuran ve büyüten ailemin bir kere gösteremediği anlayış ve şefkati hiç tanımadığım bu kadın; Necla teyze gösteriyordu. İçimdeki duyguyu nasıl ifade etsem bilemiyorum. Hüzün? Burukluk? Ama hayır, Necla teyzeye rastladığım için çok şanslıydım. Bu kimsesiz kadın bana kucağını açmış ben de ona güvenmiştim. Artık ikimizin de bir ailesi vardı: birbirimiz.
Bunun sevinciyle merdivenleri zıplaya zıplaya indim. Çocuk gibi şen oluşum Necla teyzeyi de gülümsetmişti.
"Oooo birileri dün gece güzel uyumuş!" dedi Necla teyze merdivenlerden seke seke inişimi süzerek.
"Ehehe Necla teyze, ya iyi ki karşıma çıktın!" dedikten sonra ona kocaman sarıldım. Bana şaşırmış bir gülümseme sergiledikten sonra sıkıca sarıldı.
"Canım kızım benim! Asıl ben teşekkür ederim bana güvenip içimi rahatlattığın için. O gece çekip gitseydin küçük bir kızı sokakta bir başına bırakmak beni vicdan azabından öldürürdü herhalde!"
"Eh, bu kadar hüzün yeter. Gündemimiz nedir Necla hanım?"
Hahaha! diye kahkahayı patlattı Necla teyze. "Hmmm... Bir bakalım Gizay hanım. Ah! Sanıyorum önce Necla teyzenin portakal suyu eşliğindeki geleneksel kahvaltısı ve ardından birer türk kahvesiyle yayılmaca. Sonra ben kuaföre gitmeyi düşünüyorum. Malum beyazlarımın kapanmasına ihtiyacım var. Peki senin bir planın var mı? Dilersen benimle kuaföre gelebilirsin?"
Aslında iyi fikirdi. Bunu Necla teyzeye de söyledim.
"Mantıklı! Ne zamandır saçlarımı biraz kestirmeyi düşünüyordum ben de. Sonra da biraz yaşadığımız yeri tanıyalım turu yapmayı planlıyorum. Ayaklarım ağrıyana kadar yürüyeceğim. Bu kadar!"
"Şahane! E ben de eski mahallemdeki komşularımla görüşmeye giderim. Akşam evde buluşuruz. Buyrun küçük hanım, çaylar soğumasın." dedi Necla teyze sevimli bir halde. Birlikte kahvaltıya oturduk. Güçlerimin yavaş yavaş istediğim hale gelmeye başladığından bahsettim Necla teyzeye. Benimle yaptığı o konuşmanın ne kadar işe yaradığını söyleyip teşekkür etmeyi de ihmal etmedim. Necla teyze çok alçak gönüllü bir kadın, teşekkürden ve "iyi ki" li cümlelerden pek hoşlanmıyor. Onun bu mütevazi tavrını ve anaç ruhunu çok seviyorum. Ama tabii ki onunla da yapmak istemediğim konuşmalar yapmak zorunda kalacağım günler olabilirdi. Şu an da onlardan birinin geldiğini sessizliğinden hissettim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYIN GİZEMİ
FantasíaBen Gizay. Bir Magji'yim. Magji ne mi? Aslında yakın zamana kadar ben de bilmiyordum. Okültik yeteneklerim -yani doğa üstü becerilerim- yüzünden başıma gelmeyen kalmadı. Sonra öğrendim ki mistik güçlere sahip bir magjiymişim. Ben ve 10 kadar magji'...