Bölüm 2 - MAGJİ

650 54 3
                                    

"Evdeyim, evimdeyim yine.

Fırsat buldukça burada olmayı seviyorum.

Üşümüş ve yorgun olarak eve döndüğümde,

Ateşin başında kemiklerimi ısıtmak iyi geliyor."

- Roger Waters


Yol boyu düşünceler aklımı kemirip durdu. Bu kadıncağıza güvenmeli miydim? Doğrusu başka bir çaremin olmaması da beni kenara sıkıştırıyordu. Hiçbir fikrimin olmadığı bu şehirde, birinden yardım almadan ayaklarımın üzerinde durmak şimdilik akıl kârı değildi. Otobüs, hiç bilmediğim bu şehrin hiç bilmediğim durakları arasında süzülüyordu. DURACAK butonuna basanın Necla teyze olduğunu fark ettiğimde ürperdim. Nihayet yeni hayatımın başlangıcına doğru otobüsün merdivenlerinden inecektim. Mahallede ne çok şaşaalı ev vardı. Bahse girerim Necla teyzenin oturduğu ev bambaşka bir sokaktaydı. 'Bavul sürüklemek için ne soğuk bir hava.' diye düşünürken o şaşaalı evlerden birinin bahçe kapısına doğru ilerledik. Necla Teyze, şaşırmış olduğumu anladığından dolayı daha sonraları da bolca göreceğim o anaç gülümsemelerinden birini serbest bıraktı.

"Böyle görkemli bir evde yaşıyor olduğuma ben bile şaşırıyorum. İçeri geçince sıcacık birer çay koyar, başımdan neler geçtiğini uzun uzadıya anlatırım." dedi.

Kadın önde ben arkada çimlerin üstüne döşenmiş dikdörtgen taşlara basa basa geniş avluya ulaştık. Şaşkınlıktan büyümüş gözlerimle kapının önünde bir iki dakika soluklandım. Gözlerim karanlığa alışmış olacak ki içeri girdiğimizde bizi karşılayan ışıl ışıl büyük avizeye bakamadım bile. Evin holü, benim odamın -artık eski odam gerçi- iki hatta üç katı büyüklüğündeydi. Montumu portmantoya asıp Necla teyzenin peşinden mutfağa doğru gittim. Sanki öğrendiğimde hayatımın en büyük gizemi çözülecekmiş gibi kadının bana anlatacağı hikayeyi merakla bekliyordum. Bana çok uzun gelen o bekleyişten sonra çaylarımızı masaya koyup karşıma oturdu.

"Öncelikle seni korkutmak istemediğimi belirtmek istiyorum. Magji'lerden haberim var."

"Magji mi? Magji ne demek?"

"Magji, özel güce sahip olan insanlar için kullanılan bir kelime. Yani senin gibiler için."

"Ne yani benim gibi başkaları da mı var?"

Yeni hayatımın eskisinden farklı olmasını diliyordum, evet; ama bu kadarını düşünmemiştim. Benim gibi başkaları da varmış. Heyecanımı bastırmaya çalışarak anlatmaya devam etmesi için sustum.

"Uzun zamandır burada yaşıyorum. Tek fark, eskiden bu evin sahibi değil hizmetçisiydim. Evin sahibesiyle tanıştığımda 30'lu yaşlarının başındaydı. Her şey olağanüstü yolunda giderken bir iki ay içerisinde o güzelim kadının 70'lerine merdiven dayadığını gördüm. Kadıncağızın hastalandığını düşünmüştüm fakat bir gün bambaşka şeyler öğrendim... Beni karşısına alıp belki de hayatında hiç olmadığı kadar dürüst oldu. Kendisinin bir magji olduğunu, bu durumu sadece ailesine anlatabildiğini, verdikleri kötü tepkileri, kendisini dışladıklarını, özel gücünün insanları iyileştirmek olduğunu fakat her iyileştirdiği kişi için kendi sağlığından fedakarlık ettiğini anlattı. İşte hayatımdaki ilk magjiyle böyle tanıştım. Beni öylesine sevip bağrına basmıştı ki gözlerine baktığımda bana ailesinden daha fazla değer verdiğini anlayabiliyordum. Ailesinden görmediği anlayışı benden görmüş olması onu epey sevindirmişti. Aramızdaki bağ günler geçtikçe dallanıp budaklanıyordu. Tabii her masalın bir sonu olduğu gibi bizim masalımız da sonlanacaktı. Beyninin aksine bedeni yaşlılıktan dolayı günden güne çöküyordu. Hayata gözlerini yumduğunda ellerini sıkı sıkı tutuyordum. Halen ondan kalan boşluğu doldurmakta zorlanıyorum. Vasiyetinde tüm mirasını ve bu evi bana bıraktığı yazıyordu. Bu ev bana ondan kalan neredeyse tek hatıra."

Söylediklerini sindirmem zaman alacaktı. Ama hala anlamsız gelen bir durum vardı. Emin olmak için sormaya karar verdim.

"Peki Frankfurt'da ne yapıyordun?"

AYIN GİZEMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin