İntikam Sürtük ! İntikam !
Ani bir şekilde merida'nın saçından tuttum ve kafasını yere eğdim. Canı çok yanmış olcak ki tiz bir çığlık attı. Dişlerimin arasından tıslıyarak konuşmaya başladım ''Bana bak sürtük bir daha bana tokat atacak olursan hamile falan dinlemem seni burda beceririm !'' dedim ve kafasını yatağa vurup odadan çıktım ....
Adel'in Ağzından ...
YOK !!! YOK !!! YOK !!!
Hiç bir yerde yok. Aramadığım yer kalmadı ama yinede ne meleğim ne o piç vardı. Aklıma hiçte iyi şeyler gelmiyordu. O piç meleğime ve bebeğime neler yapmıştı acaba ? Allahım lütfen o piçi benim elime düşür ....
Ben bunları düşünürken merida'nın fular'ını yerde gördüm ve hemen arabayı durdurup fular'a doğru koştum. Elime aldım ve etrafımda dönerken ''MERİDA'' diye bağırdım. Ses çıkmadı. Sağa.sola koşturup merida diye bağırmaya başladım ama yinede ses çıkmadı. Hava kararmaya yağmur yağmaya başlamıştı benim gözümden de yaşlar akmaya başlamıştı. Elimde merida'nın fular'ı yorgun bir biçimde yürümeye başlamıştım ki ayağım bir taşa çarpana kadar. Bir kapak vardı. Yere yavaşça eğildim ve tam üzerindeki çimleri dağıtacağım zaman telefonum çaldı ve tekrar ayağa kalkıp arabya doğru yürümeye başladım ...
Alp'in Ağzından
Yukarıdan gelen araba sesi ile kamera odasına gittim ve kimin geldiğine baktım. Lanet olsun bu ADEL idi. Hemen yukarı çıktım ve sessizce kapıyı açtım. Merida odada ki cama vurup ''ADEL'' diyordu. Arkasından yavaşça yaklaştım ve saçından tutup yere doğru eğdım ve ''Kime sesleniyordun sürtük ?'' dedim yüzüme uzunca baktı ve ''Seni adi piç ! Adel seni bulunca öldürecek !'' dedi. Onun yüzüne yaklaştım ve dudaklarına bakarak ''Seni ve bebeğini öldürmeden ASLA'' dedim ve sürüklemeye başladım. Evet hamileydi ama çokta tın. Aşağı bir nevi zindan katına indirdim ve kapıyı açıp onu içeri attım. Yere yapıştı ve hafif inledi. Kapıyı yüzüne kapattım ve dikdörtgen olan küçük açık olan yerden ona baktım. Hemen gelip kapıya vurmaya ve konuşmayada ''Seni piç kurusu ! Çıkar beni burdan şerefsiz çıkar !'' diye bağırdı ve hala da kapıya vuruyordu. Ona pis pis sırıttım ve ''Seni altıma almadan ve bebeğinle seni öldürmeden mi ? Hahaha. Asla'' dedim ve yukarı kata çıktım. Adel merida'nın fular'ını yerden aldı ve bir şeyler demeye başladı. Ses yerini açtım ve ''Merida'' diye bağırıyordu. Ses gelmeyince ilerlemeye başladı ve ayağa taşa yani burda kapı niyetine kullandığımız şeye çarptı. Tam üzerindeki çimleri kenara itecekken telefonu çaldı ve geri ayağa kalkıp gitti. Tanrım sana şükür. Hemen aşağı indim ve kapıyı açarken ''Kocan gitti sürtük hadi çık'' diyerek kapıyı açtım. Merida bacaklarını kendine çekmiş ve duvara yaşanmış konumdaydı ve ben bunu diyince ayağa kalkıp bana yaklaştı suratıma tükürüp geri içeri girdi ve kapıyı kapadı. Elimin tersi ile yüzümü sildikten sonra kapıyı açtım ve merida'nın üzerine doğru yürüdüm. Merida hiç istifini bozmadı. Bu kız ne kadar çok cesaretliydi. Çenesinden tutup yukarı doğru kaldırdım ve ''İlla gel beni becer diyorsun'' dedim ve dudaklarından gözlerine bakmaya başladım ve sözümün devamını getirdim ''Benim için sıkıntı yok'' dedim ve dudağına yapıştım. Merida döşümü yumruklamaya başladı bu benim canımı acıtmadığı için hiç sıkıntı yoktu. Dudaklarından boynuna indim ve merida benim musait yerime tekme atınca belimdeki silahı onun kafasına doğru doğrulttum ve ''Ölme zamanı geldi'' dedim. Onun gözlerine baktım gözleri dolmuştu ve benim gözlerime bakarak ''Öldür o zaman ne bekliyorsun'' dedi ona baktım ve ''Koca'nı seni onun yanında öldüreceğim'' dedim bana baktı ve ''Öldürceksen şimdi öldür'' dedi ve elimdeki silahı alıp kendi kafasına tuttu. Sonrada kahkaha attı ve ''Ama oyun oynayacağız senle'' dedi ve silahtaki mermileri çıkardı. Sadece bir tane mermi bırakıp geri taktı. Ve bana bakıp ''İlk ben diyip'' kafasına tuttu ve tam sıkacağı zaman elinden alıp ''Bunları neden yapıyorum biliyor musun ?'' dedim bana baktı ve ''Hayır'' dedi gözlerim dolmaya başladı ve konuşmaya başladım ....
Merida'nın Ağzından
''Kardeşim için burayı hazırlamıştım. O burda büyüyecekti ve bu mafya işine karışmayacaktı. O hiç dışarı çıkmayacak'tı öğretmenleri bile burada ona ders verecekti. Onun doğmasını en çok ben istiyordum neden biliyor musun ? Çünkü tek kardeşsen anlarsın. Başına bir iş geldiği zaman derdini anlatıcağın kimse yok,şakasına bile olsa dalga geçiceğin kimse yok,pes oynayacağın kimse yok,birlikte güleceğin kimse yok,sevgilini anlatacağın kimse yok,YOK.YOK.YOK !
Bu lanet hayatta ne istediyesem geri tepti. Kimse benimle konuşmadı,hep dalga geçtiler bunu şakasına bile yapmadılar. Her gece ağlıyordum ki bir kardeşimin olacağını öğrendiğim zaman bu yaşlar sona erdi. Kardeşim için bu yeri hazırladım. Her şeyi hazırdı *bebek odasındalar* bir o eksikti. Bende ona forma almak için gitmiştim. Geldiğimde ise annemi yerde kalbin'in ordan vurulduğunu gördüm. Bir umut dedim bir umut yaşıyordur. Hastaneye gittim ama ne annem ne de kardeşim yaşıyordu. Bende kafama koydum aylin hamileydi onu kaçıracaktım hazırlıklara başladım ama olmadı sonradan senin hamile olduğunu öğrendim ama *kapının önündeler*
GİT !!
Alp'in anlattıklarını ağlıyarak dinledim. Zaten oda ağlıyordu. Bebek odasından kapı'nın oraya gelmiştik bana ''GİT'' demişti. Ama gitmedim onu bu halde bırakamazdım. Tek çocuk olmayı ben çok iyi biliyorum. Ellerini tuttum. Alp büyük bir şaşkınlıkla bana bakıyordu bende konuşmaya başladım ''Bak bende biliyorum kardeşi'nin olmamasını. Çünkü bende tek çocuğum. Hem biliyor musun benim bebeğimin olmayan dayısı,abisi olabilirsin'' dedim heyecan ile. Bana şaşkın.şaşkın baktı ve ''Sahi mi ? Ama senin kocan bebeği bana göstermez ki'' dedi suratı'nı düşürürken ona baktım ve ''Kocamın haberi olcağını kim söyledi ha ? Ben bebeğimi düzenli bir şekilde sana gösteririm'' dedim bana büyük bir gülümseme ile baktı ve sarıldı. Kulağıma ''Sana yaptıklarım için affet beni'' dedi ona baktım ve ''Hangi yaptıkların ?'' dedim tek kaşımı kaldırarak bana kacaman gülümseme ile baktı ona baktım ve ''PES OYNAYALIM MI ?'' dedim ellerimi çırparken kahkaha attı ve ''Tabikide pes aşktır'' dedi ve oyun konsolunu elime verdi. Biraz zaman geçince ona gol attım ve bana tepkisi *multi* gibiydi. Çok tatlı bir kişilikti. Sanki.... Keşfedilemeyen inci tanesi. Akşam olmuştu ve uykum gelmişti. Kafamı onun döşüne yasladım ve uykuya daldım.
Sabah
Alp bana bakıp ''Gitmen lazım eşini özlemişsindir'' dedi ona baktım ve sarıldım ''Keşke benim abim olsan'' dedim göz yaşı dökerken oda bana sarıldı ve ''Keşke'' dedi ondan ayrıldım ve ''Nasıl ? Adel burda olduğunu bilmemeli'' dedim ''Boşver ölmek istiyorum zaten bu hayatta ne annem ne babam ne de kardeşim kaldı'' dedi onun ellerini tuttum ve ''Ben ha ben yada karnımdaki. Biz neyiz ?'' dedim bana baktı ve ''Sen çok iyi birisin'' dedi ve sarıldı. Ondan ayrıldım ve ''Seni adel'in eline canlı yem edemem bak şimdi ne yapacağız biliyor musun ? Sen burda duracaksın ben telefon ile adel'i arıyacağım yukarı çıkıp sonradan kafasına tava ile vurup kaçtım buraya kadar diyeceğim'' dedim bana güldü ve ''Kafasına tava ile vurdun ha'' dedi bende kahkaha attım ve ''Evet'' dedim bana ''Tamam'' diyip telefonu verdi bende adel'i arayıp konuştum. Ona son kez sarıldım ve ''Dayı mı ? abi mi ?'' dedim bana baktı ve ''Dayı''' dedi ona son kez sıkıca sarıldım ve ''Bir kaç sene sonra bebeğim ile oynarsın pes dayısı'' dedim ve yukarı çıktım ...
Adel'in Ağzından
Merida'nın dediği yere gelmiştim ve merida ağacın dibine çökmüş öylece oturuyordu. Hemen gidip sarıldım. Beni gördüğü zaman sıkıca sarıldı ve dudağımdan öptü. Ona bakıp ''O piç nerde ha nerde ?'' dedim bana baktı ve ''Boşver ben burdayım ya hadi eve gidelim özledim ben evimizi'' dedi ve beni arabaya doğru çekiştirmeye başladı ....
3 AY SONRA ....
Gece saat 12'de karnıma giren feci ama keskin bir ağrı ile gözlerimi açtım. Doğru ya bu ay dokuzuncu ay buda ne oluyor
Bebiş Geliyorrr !!!