Sabah uyandığımda bambaşka biriydim. Artık o ezik kız yoktu karşınızda. Artık kendimi herkesin karşısında sayılır hale getireceğim.
Elimi yüzümü yıkadım. Kıyafetlerimi giydim ve belime kadar gelen siyah saçlarımı balık sırtı ördüm. Çimen yeşili gözlerime de siyah göz kalemi çekince hazır oldum. Aşağı inip kendime tost yaptım ve tostu yiyerek okula yürümeye başladım. Okul evden biraz uzak olduğu için dersin başlamasına bir saat ala evden çıktım. Bugün galiba cidden bir lise öğrencisi olacaktım. Belki çok zor olacaktı. Özellikle İlayda geldikten sonra bunu yapmam oldukça zor olacak ama yapacağım. Ben kendime güveniyorum.
Okula vardığımda herkes bana bakmaya başladı. Dersin başlaamasına yirmi dakika vardı ve ben liseye ilk defa bu kadar erken geliyordum. Allah'ım çok heyecanlı. Sınıfa çıkana kadar belki yüz kızın radarından geçtim. Gerçekten güzel bir kız olduğumu biliyorum ama hiç bunu kullanmadım. Göz kalemi çekince de badem gözlerim ortaya çıktı. Biliyorum ego oldu ama napiyim ilk defa bu kadar mutluyum ve özgüvenliyim.
Sınıfa çıktığımda her zaman oturduğum yerde İlayda'nın oturduğunu gördüm ve ben de onun hiçbir şey söylemeden onun arkasındaki sıraya geçtim. Bana döndü. "Ooo Derin bakıyorum çok güzelsin." Bunu alaycı bir ifadeyle söylese de ona bakıp içtenlikle gülümsedim.
"Teşekkürler İlayda. Bunu senden duymak ne güzel." dedim ve dolabıma gittim. İlk dersin geometri olduğunu öğrendiğimde moralim bozulsa da umursamadım. Artım derslerimi de dinleyecek ve başarılı olacaktım. Bu biraz imkansız olsa da yine de deneyecektim.
Dolabımdan kitaplarımı aldığımda içeri dün yanıma oturan çocuğun girdiğini gördüm. Onun arkasında olduğum için beni daha fark etmedi. O benim sıramın bir arkasındaki sıraya oturunca İlayda biraz morarsa da çaktırmadı ve çocuğun yanına oturdu. "Günaydın, Görkem." dedi. Oha ismi bile karizmatik. Görkem. Bi de benimkine bak. Derin. Ama bakılırsa benimki de güzel sayılır. Baksanıza. İlayda. Allah'ım ismşnden bile sahtelik, yapmacıklık ve iğrençlik akıyor. Aslında isminden dolayı değildir bence. Mesela başka bir İlayda olsa. Böyle ponçik. Yanakları sıkılmalık. Benim her şeyimi bilmeyen. Bence o zaman daha sempatik olurdu.
Bir dakika. Ben bildiğiniz içimden gıybet yapıyorum ya. Töbe bismillah. Bence gerçekten de değişeceğim.
Ben bunları düşünürken Görkem ön sıraya geçmiş bile. Yani ön çaprazıma. Görüş açımı biraz daraltsaa da beni için pek sıkıntı yok. Ders başladığında Geometri hocamız kel Üzeyir geldi. Dersi anlatmaya başlayınca sıkılmaya balşladım ve kafamı her zamanki gibi masaya gömdüm. Ben bu gidişle anca iç sesimi yüz seksen derece değiştireceğim.
Okul böyle sıkıcı sıkıcı ilerlerken canım kahve istedi ve kantine indim. Kahvemi alıp masalardan birine oturmak istedim. Ama hepsi doluydu. O sırada yan sınıfa (11/A) ya yeni gelen kızarı gördüm. Belki arkadaş edinmek için iyi bir şanstır diye düşünüp biri esmer koyu saçlı kahverengi gözlü, diğeri kızıl-turuncu saçlı,beyaz tenli ve kehribar göz renkli kızların yanına yeklaşıp "Oturabilir miyim?"diye sıcak bir gülümsemeyle sordum. Kızlar da gülümseyip başlarını evet anlamında yukarı - aşağı salladılar. Yanlarına oturunca "Ben Derin. 11/B ye gidiyorum. Siz?"diye sordum. İkisi de aşırı güler yüzlüydü. Önce aynı anda konuşur gibi olsalar da gülüp duraksadılar ve Esmer olan konuşmaya başladı.
"Ben Pelin. Bu da Havuç. Yani takma ismi havuç aslında Melek. İkimiz de okula elince tanıştık ve 11/A dayız. Aslında bu okulda böyle birden gelip masamıza oturabilecek kadar cana yakın kimseyi görmedik. Bizi mutlu ettin Derin."
"Ben de aslında pek böyle biri değilim. İnsanlardan soyutlanmış biriydim. Çünkü okulumdakileri hiç sevmiyorum. Sizin yeni geldiğinizş fark edip tanışmak istedim."
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Kızlarla çok iyi anlaştık ve teneffüslerde hep birlikte takıldık. İnsanın arkadaşları olması oldukça havalı ve eğelenceli bir şeymiş.
Okul bitince eve doğru yürümeye başladım ve yürürken arkamdan iki kızın 'Derin.'diye seslendiğini duydum. Pelin ve Melek'ti. Onların bana doğru yürümesinş bekledim.
"Bizim de evimiz bu tarafta birlikte gidelim mi?"diye sorduklar. Gerçekten çok mutlu oldum ve bu büyük ihtimalle gözlerimden okunuyordur.
"Oluur. Çok iyi olur."
Sohbet ederek yürürken Pelin durdu ve. "Kızlar yarın görüşürüz. Bu arada Derin ben burada oturuyorum." deyip önümüzdeki evi işaret etti.
"Ciddi misin? Ben de hemen arkadakinde oturuyorum." dedim. O sırada Melek te yandaki evi gösterdi.
"Burada da ben oturuyorum. Artık sık sık görüşürüz." dedi ve gülüşüp ayrıldık. Onlar evlerine girerken ben bir sokak daha yürüyüp eve geldim. Eve girdiğimde önce üzerime pijamalarımı geçirdi. Sonra da kütüphaneme gidip piyano eşliğinde şarkı söylemeye başladım. O sırada kapı çaldı. Aşağı inerken Allah'a Doruk olmaması için dua ediyordum. En sonunda aşağı inip kapıyı açtım. Karşımda beni dün de babamla tartışırken pijamayla gören, okulda dün yanımda oturan ve İlayda'yı bile kendine hayran bırakan çocuğu gördüm. Neden bu kadar uzun bir tabir kullandım ki? Kısaca Görkem işte. Ne? Görkem mi? Bunun ne işi var burada?
ARKADAŞLAR MERHABA. BÖLÜMÜ BEĞENDİNİZ Mİ?
BU ARADA BU BENİM İLK HİKAYEM VE 8. SINIF OLDUĞUM İÇİN ÇOK YAZAMİYORUM. AMA BANA DESTEK VEREN HİKAYEMİ VOTE'LAYAN VE YORUM YAPAN BİR DE TABİİKİ HİKAYEMİ OKUYAN HERKESE SONSUZ TEŞEKKÜRELR. FİKİRLERİNİZİ AYNI ZAMANDA YORUMLARA YAZMAYI UNUTMAYIN SİZİ SEVİYORUM<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şimdi Biz Neyiz?
Подростковая литератураYağmurlu bir sonbahar günü. Yine okula gitmedim. Sıkıcı ve yalnız olduğum okula bugün yeni insanlar doluşacak. Neden dönem ortasında geldiklerini anlamadığım öğrencileri görmek bile istemiyorum. Hepsi sınıf arkadaşlarım gibi sorunlarım varmış gibi b...