▪DM 13▪ Şok

27.7K 663 168
                                    

Selaaaaam ! Sevgili okuyucularim başlayın bakalım 👇🏻👇🏻👇🏻

Ne zamandır burda durduğumu bilmiyorum. Öylece kalakalmıştım. Sadece bakıyordum. Anne ve babamın kanlar içerisinde yatan bedenlerine... Nutkum tutulmuştu hiç bir şekilde haraket edemiyordum. Korkuyu , acıyı bütün uzvumda hissediyordum. Beynim durmus gibi , komut vermiyordu. Bi an sanki beynime kan sıçramış gibi irkildim. Şimdi vücudum kendine gelmişti. Ayaklarıma komut vermemle tam koşmaya başlamıştım ki sert bir şeye çarpmamla kendimi yerde bulmam bir olmuştu. Kafamı kaldırıp baktığımda Savaş'ı gördüm. Sırıtıyordu. Başımı hayır anlamında sallayarak geri geri gitmeye başladım. Sırtım duvara çarptığında dibimde bitmişti. Kalbim yerinden fırlayacaktı görduklerimden sonra normal tabi. Derin nefes alıyordum. Cesaret edip tekrae gözlerine baktığımda bu sefer ateş püskürüyordu. Gözlerimi sımsıkı kapattim.
- Se - sen mi yaptın ? Dedim.
Cevap yok.
- Sen mi yaptın , dedim tekrardan.
Gene cevap yok. Bu sessizliği beni korkutuyordu ki çenemi sımsıkı tutmaya başladı.
Gözümden yaşlar süzülmeye başladı.
- Şimdi evimize gidicez ve yaptıklarının cezasını ödüceksin , dedi. Sesi aşırı sinirli çıkmıştı. Benden birazcık uzaklaştığında fırsat bu fırsat deyip erkekliğine dizimi geçirdim. Bi anda yere yığıldı. Hemen alt kata indim. Ailem (!) için zaten üzülüyordum ama şimdi kendimi kurtarmam gerekiyordu. Çok hızlı koşuyordum. Bir süre koştuktan sonra dinlenmek için sahilin orda bi banka oturdum. Hemen soluklanıp burdan gidecektim. Bir süre de dinlendim ama kendimi çok yorgun hissediyordum. Ve tabii aç. Kendime simit aldım ve biraz daha orda oturdum. Kıyıya vuran dalga sesini dinlerken vaktin nasıl geçtiğini anlamadım. Akşam olmuştu ve benim hemen Nazlılara gitmem gerekiyordu. Hızlıca ayağa kalktım Nazlı'nın evine doğru yol aldım. Annesi ve babası çalışıyordu ve gece 2 - 3 gibi geliyorlardı. Tabii hala değişmediyse. Nazlıların evi biraz uzaktaydı. Her ne kadar koşmak istesem de hala yorgun hissediyordum. Yaşadıklarım ve öğrendiklerim beni yavaş yavaş tüketmeye başlamıştı bile . Yürüyordum ama nereye gittiğime bakmıyordum. Tam kafamı kaldırdım ki kaldırmamla pis kokan bir şeye çarpamla bir oldu. Hemen geri atıldım. İlk başta çöp konteynırı sansam da bu sarhoş bir serseriden başkası değildi. Bir dakika bir dakika ben bu sokağa ne ara girdim ki ? Lanet olsun. Karşımdaki sarhoş yaratık beni süzüyor ve sırıtıyordu. Hemen koşmaya başladım. Sokağın sonuna geldiğimde buranın daha karanlık olduğunu farketmemle birileri tarafından kollarımdan tutulmam bir olmuştu. 2 pis sarhoş yaratık daha.

- Bırakın beni hemen ! diye bağırdım. Hala sırıtıyorlardı . Kendimi kurtarmaya çalışıyordum. Sırtım soğuk duvarla buluştuğunda yüzümü buruşturdum. Canım acımıştı. Ama şuan daha önemli bir şey vardı. Tekrar bağırdım. Çarptığım yaratıkta buraya geldiğine şuan 3 pis sarhoş yaratığın arasında kalmış çırpınıyordum. Var gücümle çığlık atmaya başladım. Aynı zamanda imdat diye bağırıyordum. İçlerinden biri birden ağzımı kapattı. Bana yapabilecekleri şeyler aklıma geldiğinde daha fazla bağırmaya başladım. Birden montumu çıkarmaya başladılar. O anda birinin erkekliğine tekme attım. Yere düşüp acı içinde kıvranırken diğerlerinide itlemeye çalıştım. Yerdeki kalkıp yanağıma tokatı geçirdiğinde ağzımda kan tadı hissettim. Kazağıma uzandıklarında daha çok bağırmaya çalıştım ama sesim boğuk çıkıyordu. Pantolomda bi el hissetiğimde daha çok çırpındım. Gözlerimi sımsıkı kapattım. Sesim kısılıyordu. Ama daha pes etmemiştim. Bi çarpma sesiyle beraber yine çığlık attığımda pis eller üzerimden çekilmişti. Ama hala gözlerimi açamıyordum. Yumruk seslerini duyduğumda birinin beni kurtardığını anlamıştım. Derin bir nefes aldım ve yere çöktüm. Gözlerimi hala açamıyordum. Hıçkırarak ağlamaya başladım . Ya hiç kurtulamasaydım . Ya bana .... ! Düşüncesi bile o kadar kötü ki. Yumruk sesleri kesildiğinde omzumda ve belimde bir el hissettim. Bedenim havalandığında yine derin bir nefes aldım ve yavaşça gözlerimi araladım. Beni kurtaran Savaş'tan başkası değildi. Korkuyla yüzüne bakıyordum. Bir an gözleri gözlerimle buluşunca gözümden bir damla yaş daha geldi. Beni sapıklardan yine sapık biri kurtarmıştı. İroniye bakar mısınız ? Yine onun ellerindeydim. Yine acı dolu günlerim başlıyordu. Şimdilik bunu kenara bırakıp kafamı omzuna yasladım. Kucağında küçücük kalmıştım. İşte hapisaneme gidiyorduk. Arada bi burnumu çekiyordum. Yaşlarım hala akıyordu ve şuan onun omzu yaşlarımdan sırılsıklam olmuştu. Ama bunu umursadığını pek sanmıyordum. Bir süre sonra Savaş beni yere indirdi. Kapıyı açtı. Binmem için kafasıyla işaret yaptı. Kafamı salladım.

Duygusuz Mafya!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin