Evet arkadaşlar bana çok geciktirdiğim için kızgınsınız biliyorum ama çok ani gelişmeler oldu. Kolumu sakatladım alçıya alındı ne yazık ki. Yorumlarınıza ve mesajlarınıza cevap veremedim. Bu bölümü de çatlak kolla bu kadar yazabildim. Yavaş yavaş yazdığım içinde geçen hafta atamadım Çok çok özür diliyorum sizden. Lütfen beni affedin. Sizi seviyorum.
Savaş odadan çıktıktan sonra poşeti alıp sakladım. Sonra kendimi koruma altına aldıktan sonra odadan çıktım. Gelen sesi takip ettiğimde banyodan geliyordu. Banyonun kapısını açtığımda ağlayan bir Deniz ve ona sımsıkı sarılan bir Savaş görmeyi beklemiyordum. İçi kusmuk dolu klozeti gördüğümde olayı anlamıştım. Kim bilir abim daha neler yaşatmıştı Deniz'e ? Belki bir gün Denizle konuşursak bunu ona sorardım. Belki de sormazdım. Çünkü anlatırken aklına olanlar gelir ve kendini çok çok kötü hissederdi. Savaş daha beni fark etmemişti. Deniz deli gibi ağlıyordu. Sadece kustu diye bu kadar ağlanır mıydı ? Bir anda aklıma Deniz'in hamile olabileceği ihtimali geldiğinde kendimi tutamayıp bir hıçkırık bırakmıştım. Savaş şaşkınlıkla bana baktıktan sonra yine gözleri öfkeyle kaplanmıştı. Deniz'i bıraktıktan sonra yanıma geldiğinde hiç bir şey söyleyemiyordum. Korku , hüzün , acı hepsini hissediyordum.
Savaş'ın "Ne yapıyorsun lan sen burada!" diye bağırmasıyla kendime geldiğimde ağzımdan iki kelime çıkmıştı "Özür Dilerim" . Gözlerini kapayıp bir süre bekledikten sonra tekrar açtığında gözlerindeki öfkeden gram eksilmemişti. "Evlenene kadar odandan çıkmayacaksın! Düğünümüz var dedim diye sevinme çünkü düğün olmayacak sadece imza atılacak ve imzalar atıldıktan resmi olarak da benim olacaksın" dedi. Kesin bir şekilde "Hayır" dediğimde onu çok kızdırdığımın farkındaydım. "Sana seçme şansı vermedim" dedi. Bu konuyu şimdilik kapattım. O gün gelmeden kaçacağım için devam ettirmedim. Savaş'a Deniz'in hamile olabileceği ihtimalini söylemem gerekiyordu. Gerçi ben bir kez kustuğum da bile beni hamile sanmıştı öküz ! Deniz kustuğunda nasıl düşünmemişti ? Belki de düşünmüştür ama dile getirdiğini duymadım. Deniz'in biraz sakinleştiğini fark ettiğimde Savaş'a söylemeye karar verdim. Son söylediğinden sonra benden bir kaç adım uzaklaşmış Deniz'e bakıyordu. "Savaş" dedim. Bana dönmemişti. "Odana git"dedi. "Savaş bir şey..." dediğimde tekrar ama bu sefer bağırarak "Odana git" dedi. Sanırım bunu şimdi söylememeliydim. Odama geri döndüğümde pijamalarımı giyip yatağa girdim. Düşüncelerimle boğuşuyordum. Uykum yoktu.
Savaş'tan :
Lanet olsun ! Aklıma Deniz'in hamile olabileceği ihtimali geldikçe çıldıracak gibi oluyordum. Deniz'i kucaklayıp odasına götürdüm. O bunları hak etmemişti. Cansu da hak etmiyordu ama abisinin bedelini ödüyordu. Cansu'ya dokunamıyordum. Ona acı çektirmek istesem de olmuyordu. Deniz bilmiyordu daha Cansu'nun ona tecavüz eden orospu çocuğunun kardeşi olduğunu. Şimdilik söylemeyecektim. Deniz'in nasıl kurtulduğunu buraya geldiğini bilmiyorum ama ona biri yardım etmiş olmalı. Yardım edeni bulmakta kararlıyım. Deniz sakinleştikten sonra ona her şeyi soracağım. Deniz'i bir kere kaybettim bir daha kaybedemem. En kısa zamanda onu psikologa götüreceğim. Deniz'e baktığım da gülümsüyordu. Anlamamıştım. "Abi" dedi fısıltıyla. "Bana masal anlatır mısın?". Deniz daha çocuktu. Melek. "Tamam" dedim. Ne diyebilirdim ki ? Onu kıracak mıydım ? Asla!
"Bir gün bir prenses varmış. Esmer güzeli. Uzun saçları , güzel gözleri varmış. Gözlerini babasından , saçlarını annesinden almış. Birde abisi varmış. Onu çok seven..."
Deniz'e baktığımda çoktan uyumuştu. Küçükken de hep böyle yapardı. Hikaye anlatmamı ister ben daha hikayenin başındayken uyurdu. Alnından öpüp üstünü örttüm. Odanın kapısını hızlıca açtım. Çünkü beni dinleyen birinin olduğunu anlamıştım. Açmamla yere yapışan Cansu'nun kolundan tuttuğum gibi duvara itledim. Kapıyı kapatıp önüne geldiğimde ona bakmaya başladım. Beni her seferinde sinirlendirmeyi başarıyordu. Her zaman ki gibi "Özür dilerim" demişti. "Neden buradasın ?" dediğimde savunmaya geçmişti. "Ben kardeşini merak ettim". Bu sefer sesinde korku yoktu , kararsızlık yoktu. Kesin konuşmuştu. "Sana ne lan benim kardeşimden!" diye bağırdığımda sıçramıştı. Benden fazlasıyla korkuyordu. İşte bu masumluğu ona yapmak istediklerime engel oluyordu. "Şimdi siktir git odana". Sesini çıkarmadan gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duygusuz Mafya!
Teen Fiction《DİKKAT +18 ! BAŞTAN UYARIYORUM !》 23Yaşında , ailesini bir kazada kaybetmiş duygusuz ve acımasız bir mafya Savaş Giray. Daha 18 yaşına yeni basacak olan , ailenin tek çocuğu Cansu Birce. Peki, Bu mafya intikam için doğum gününde bu kızı kaçırırs...