9.

130 6 25
                                    

"Vera?"

Üniversitenin üçüncü yılında ikinci yarıyılının son final sınavından sonra -berbat geçen son final sınavından sonra- yorganın içinde yorganın kendini absorbe ederek yok etmesini beklerken yatak odasının kapısını birinin tıklamasıyla başını yorganın altından çıkardığında kendi ismini duydu. Kafasını biraz kaldırıp baktığında kafasını kapı aralığından uzatıp ona bakan Rıfat'ı gördü. Daha doğrusu tahmin etti. Çünkü hava karanlıktı ve görebildiği tek şey oturma odasından yansıyan ışıkla belli belirsiz seçilen bir insan bedeniydi.

"Hıı?" dedi, kafasını yeniden yastığa koydu.

"Hadi, gidiyoruz."

"Nereye?" dedi, yastığa kafasını gömerken.

"Konsere, Vera. Bülent Ortaçgil konseri. Hadi."

Bülent Ortaçgil.

İlk Bülent Ortaçgil konseri.

Bu neon kırmızı ile beyninde yanıp söndüğünde birden ayağa kalktı. Ani hareketinin etkisiyle bir anda başı döndü. Düşmeden tutunacak yer ararken kendini Rıfat'ın kollarında buldu. Bir an buna minnettar olsa da ona kalp atışlarını duyabilecek, nefesini hissedebilecek kadar yakın olduğunu fark ettiğinde ağzı kurudu. Yüzüne hücum eden kanı hissedebiliyordu. Onu göğsünden iterken boğazını temizleyip konuştu.

"Teşekkür ederim. Ben hazırlanayım."

Yüzünü saklamaya çalışırken arkasını dönüp dolabın kapağını açtı. İlk kez saçlarının baş edilemez inatçılığına şükretti. Böylece mora dönmeye yüz tutmuş yüzünü saklayabiliyordu. Kalp atışlarının normale döndüğünü düşünmeye başladığında daha fazlasıyla geri döneceğini tahmin edememişti.

Beline dolanan kolunu ve sırtına dayanan gövdesini hissettiğinde donup kaldı. Yaşadığına dair tek kanıt çılgınca atan kalbiydi. Parmak uçları omzundan saçlarını geri çekerken saçların yerini dudakları aldığında dizlerinin onu daha fazla taşıyamayacağını düşünürdü; eğer baştan ayağa kaskatı kesildiğini hissetmeseydi.

"Vera," diye fısıldadığında sıcak nefesinin buharını teninde hissetti, Vera. Biraz sonra ne olursa olsun buna devam etmeyi isteyeceğini biliyordu.

-

Uzun zamandır ortada tam buluşmayan kadife perdelerin arasından sızan ışığa küfretmeden uyandı Vera. Gözlerini elinin tersiyle ovuşturup yatakta doğruldu. Kollarını iki yana açarak belini esnetene kadar gerindi. Sonra bileğindeki lastik tokayla saçlarını ensesinde toplayıp yataktan çıktı. Perdeleri açıp dışarıya bakmadan önce komodinin üzerindeki telefonundan saati kontrol etti.

09.37

Uzun zamandır ilk kez bu kadar çok uyumuştu. Boynunu sağa sola esneterek perdeleri açtı. Dışarıda bembeyaz örtüyle kaplanmış sokaklarda bu örtüye izler bırakarak gezinen iki üç çocuğu gördüğünde gülümsedi. Gözleri istemsizce ilk kardanadamı aradı. Orada yoktu.

Rüya mıydı?

Kafasını iki yana sallayarak bugünle birlikte üç gündür beynini kemiren bu düşünceden kurtuldu. O sırada telefonuna gelen mesaj sesiyle dikkatini telefona çevirdi.

Kimden: Mahir Onan

"Konser 8'de başlıyor. Önce sana konser saatiyle ilgili ufak bir yalan söylemeyi düşündüm ama sonradan bundan vazgeçip doğrudan konuya girmeye karar verdim. Konserden önce benimle yemek yemek ister misin?"

VeraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin