11.

109 7 9
                                    

"Sen kimin kızısın bakayım?"

Yaşlıca bir adam bir dizinin üstünde eğilip böyle sordu yedi yaşındaki Vera'ya. Vera o sırada çirkin bir yeşile boyanmış apartmanın önünde karnına çektiği dizlerine kollarını koymuş dışarıda oynayan çocuklara bakıyordu. Vera kafasını bu soru üzerine adama çevirdiğinde önce adamın yüzüne sonra da yere koyduğu dizine baktı. Kaşlarını çatıp sağ elinin işaret parmağıyla dizini işaret etti.

"Diziniz kirlenecek."

Ciddiyetini hiçbir şeyin bozamayacağını düşündüğü bu adam, önce kaşlarını çatıp dizlerine baktı sonra da neşeli bir kahkaha atarak sağ elini havada salladı. İşaret parmağını dudağına yaklaştırıp şşş yaptı.

"Müzeyyen Hanım duymasın."

"Müzeyyen Hanım kim? Öğretmeniniz mi?"

Bunun üzerine adam yeniden kahkaha atıp Vera'nın saçlarını okşadı.

"Öyle sayılır," demişti fısıldayarak, sır vermek ister gibi. Sonra daha yüksek sesle sordu. "Ee anlat bakalım. Neden burada oturuyorsun?"

"Anneannemi bekliyorum."

"Nerede?"

"Okulda."

Adamın gözleri birden açılmış yüzünde bir gülümseme belirmişti.

"Tomris Hanım'ın torunu musun yoksa sen? Neydi adın..." adam gözlerini havaya dikmiş düşünürken Vera atıldı.

"Vera."

"Hah yaşa."

"Neden?"

"Anlamadım?"

"Neden yaşayayım? Adımı söylediğim için mi?"

Yaşlı adam gülerek kafasını iki yana salladı.

"Doğduğun için yaşa Vera. Güzel yaşa."

Ne dediğini anlamak ister gibi dikkatle baktı adamın yüzüne Vera. O sırada yeşil fularını çekiştirerek oraya doğru gelen anneannesini gördüğünde biraz önceki cümle aklından çıkmıştı bile. Ayağa kalkıp okul önlüğünün yakasını düzeltip ona doğru koştu. İki yana açılmış kollarına atlayıp yumuşacık yanağından öptü. Ten kokusuna karışmış parfüm kokusu biraz önce merdivende otururken ki karamsarlığını alıp götürmüştü.

"Vera'm. Bu sefer çok beklettim, öyle değil mi?"

"Şu adamla sohbet ettim. Dizini yere koyduğu için Müzeyyen Hanım ona kızacakmış. Müzeyyen Hanım'ı tanıyorsan söyleyelim. Ona kızmasın."

Anneannesi yumuşak elleriyle saçlarını okşayıp endişeyle çatılmış kaşlarının ortasına minik bir öpücük bıraktı.

"Hadi söyleyelim."

-

"Bu dilek hakkını bana verir misin?"

Bakışlarını yüzünden bir an bile ayırmadan yavaşça kafasını salladı. Nasıl olsa benim dileklerim gerçekleşmiyor. Mahir, gözlerini kapatıp on saniye boyunca öylece bekledi. Sonunda gözlerini açtığında dudakları da tebessüm ile yukarı kıvrılmıştı. Bastırdığı işaret parmağı ve başparmağını yavaşça birbirinden ayırdı. Başparmağına yapışan kirpiği görünce tebessüm büyük bir gülümsemeye dönüştü. Yavaşça kirpiğe üfledi. Kirpik odada kaybolurken Mahir gözlerini ona çevirdi.

"Tutacak."

"Umarım," diye mırıldandı Vera, sanki kirpiğin süzülmesini görebiliyormuş gibi o tarafa bakmaya devam ederken.

VeraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin