17.

109 6 5
                                    

"Aç mısın?" diye sordu Vera mutfağa doğru ilerlerken.

"Sana eşlik ederim," dedi Mahir. Peşinden gelmediğini uzaklaşan sesinden anlamıştı. Bir tabağa geri kalan makarnayı boşalttı. Çatal ve kadeh alıp oturma odasına döndü. Tabağı ve çatalı Mahir'e uzatırken kendisi yere oturup boş kadehe şarap doldurdu ve orta sehpanın üstüne kendi kadehinin yanına bıraktı.

"Ne izliyordun?" diye sordu Mahir, çatalına aldığı tavuk parçasını ağzına götürmeden önce. Mahir her zamanki görünümünün dışındaydı. Siyah bir eşofman altı ve beyaz bir sweatshirt giyiyordu. Vera bu haliyle daha genç göründüğüne karar verdi.

"Detachment," diye cevapladı, sorusunu.

"Güzel filmdi," dedi baş parmağını havaya kaldırarak.

Omzunu çekti istemsizce. Sonra önüne çektiği tabağı incelemeye başladı. Düz beyaz porselen bir tabakta ne görmeyi umduğunu bilmiyordu fakat gözlerini ayırıp ona bakamıyordu. Çünkü tam o an ağzında körinin yoğun tadı yerini Türk kahvesine bırakmıştı. İstemsizce alt dudağını ısırdı. O günü unut Vera.

"Bu kalemi senin için aldım," dedi. Biraz önce kapı deliğine gösterdiği zümrüt kalemi ona uzattı. "Paketletmeye fırsatım olmadı." Sırıttı. Vera bakışlarını iki avcunun içinde ona sunulan kaleme odakladı. Uzanıp eline temas etmemeye çalışarak kalemi aldı ve göz gezdirirken mahçup bir tebessümle mırıldandı.

"Gerek yoktu, gerçekten. Teşekkür ederim."

"Kalemi gördüğümde aklıma Madam Olga geldi. Şu on bölümlük hikayedeki kadın. O da buna benzer bir kalem kullanıyordu öyle değil mi? Hikayeyi okurken yazarın kendini bu kıyıda köşede kalmış karaktere sakladığını düşünmüştüm."

Bakışlarını şaşkınlıkla ona çevirdi. Kendisi bile bir yıl önce bir dergi için yazdığı bu hikayeyi hatırlamıyordu. Ve evet Madam Olga, oydu. Mahir'in tebessümüne tebessümle karşılık verdi. Bakışları kaleme yeniden odaklandığında üstünde isminin italik bir şekilde altın renginde işlenmiş olduğunu gördü. Kendi kendine gülümsedi.

"Teşekkür ederim," diye mırıldandı tekrar.

"Güzel günlerde kullan," dedi Mahir. Yüzüne bakmasa bile ses renginden gülümsediğini anlayabiliyordu Vera. Sonunda kafasını kaldırıp ona baktığında yanılmadığını gördü.

"Soğutacaksın," dedi, eliyle tabağını göstererek. Mahir önce elinde tuttuğu tabağa ve ardından Vera'nın önünde duran tabağa baktı.

"Sen de."

Yeniden omuz çekti. Tabağının geri kalanını yemeye başladığında bir çift gözün onu takip ettiğini hissedebiliyordu. Bu onun daha gergin hissetmesine neden oluyordu. Kafasını kaldırıp baktığında yine yanılmadığını gördü.

"Yemek yerken izlenmekten hoşlanmadığımı söylesem kaba bir tavır mı sergilemiş olurum," dedi sakince.

"Özür dilerim, farkında değildim."

Bakışlarını tabağına çevirdiğinde yanındaki hareketlenmeyi duydu. Kafasını o yana çevirdiğinde Mahir'in onun yanına yere oturduğunu gördü. Öyle yakındı ki yemek yemek için kolunu kaldırdığında dirseği ona dokunuyordu. Boğazını temizledi Mahir.

"Şu an samimi alanındayım. Bu bir tür taciz. Ama amacım seni taciz etmek değil. Sadece ben de filmi izlemek istiyorum. O açıdan bakarsam ekranı karanlık görebilirim," dedi ve Vera'nın cevap vermesini beklemeden filmi oynattı.

-

Vera gözlerini ona çevirdiğinde Mahir'in kafasını koltuğa yaslamış ve uyumakta olduğunu gördüğünde bir anlık şaşkınlıkla ne yapacağını bilemedi. Daha sonra önce filmi durdurup tabakları kaldırdı. Sonra da Mahir'in elindeki boş kadehi onu uyandırmadan almaya çalıştı. Orta sehpayı biraz ileri itip daha geniş hareket alanı yarattı.

VeraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin